Görüş Bildir
Haberler
Sesil Aktürk Yazio: Bossa Nova

etiket Sesil Aktürk Yazio: Bossa Nova

Sesil Aktürk
26.10.2020 - 15:22 Son Güncelleme: 02.12.2020 - 12:25

Kadim öğretilerde Antik Yunan’a bilgeliği Pisagor ve Platon’dan önce getirmiş en büyük inisiye olarak kabul edilen, Trakya Kralı ve Apollon Rahibesi’nin oğlu Orfeo, bir ağaç perisine aşık olur. İsmi Öridis olan bu güzeller güzeli periyle sadece masallarda rastlanan bir aşk yaşamaktadır.  

Ama bir gün… 

Apollon’un Cyrene’den olan yarı tanrı oğlu Aristaneus’tan kaçarken ayaklarına bir yılan dolanır ve onu yeraltı alemine götürür.  

 Biricik sevgilisinin yeraltına götürüldüğünü öğrenen Orfeo çok kederlenir. Tanrılardan yardım istemek amacıyla lirini çalmaya başlar. Lirinden dökülen notalar o kadar aşk doludur ki yeraltının bütün katlarını aşıp ölüm ve ölümsüzlüğün tanrısı Hades’e ulaşır. 

 Hades bu içten aşk dolu armonye dayanamaz ve Orfeo’nin isteğini kabul eder. Orfeo mutludur. Aşkını kanıtlamış ve tanrıların onayını almıştır çok yakında sevgilisine kavuşacaktır. Ancak bekleneceği üzere, tanrının bir şartı vardır; Öridis yeraltı aleminin karanlıklarından ışığa çıkana kadar, Orfeo’nin onun yüzüne bakmaması gerekmektedir. Böylece kudretli tanrı Hades’in de yardımıyla sevgilisi aether katlarından yükselmeye başlar Orfeo sabırla beklemektedir ama bir süre sonra merakına yenik düşer ve ardından gelen sevgilisini görmek için dönüp geriye bakar… 

Orfeo Öridis’i sonsuza dek yitirmiştir...

1954 yılında Vinicius de Moraes’in konusunu bu hüzünlü aşk hikayesine dayandırdığı “Orfeu da Conceição” adlı oyun Marcel Camus ve Jacques Viot tarafında sinemaya “Siyah Orfeo” (Black Orpheus) olarak uyarlandı. 1959 yılında Fransa, Brezilya ve İtalya ortak yapımı filmin yönetmeni yine Marcel Camus.

1954 yılında Vinicius de Moraes’in konusunu bu hüzünlü aşk hikayesine dayandırdığı “Orfeu da Conceição” adlı oyun Marcel Camus ve Jacques Viot tarafında sinemaya “Siyah Orfeo” (Black Orpheus) olarak uyarlandı. 1959 yılında Fransa, Brezilya ve İtalya ortak yapımı filmin yönetmeni yine Marcel Camus.

Hikayenin döneme uyarlanmış haliyle Orfeo, Rio de Janeiro’da bir tramvay kondüktörüdür. Hayli çapkın ele avuca sığmaz kondüktör, Mira ile nişanlıdır ama diğer yandan evliliğe hazır olmadığı için ondan kaçmaktadır. Rio’da karnaval mevsimi başlamıştır. Karnavala katılmayı planlayan Orfeo, Mira’ya almayı planladığı “nikah yüzüğü” için ayırdığı parayla, rehinciye vermiş olduğu gitarını geri alır. Elinde gitarı karnavalın coşkusuyla şarkılar çalıp söylerken Orfeo Öridis’i görür ve ona aşık olur. Öridis köyündeki aşığını terk ederek Rio de Janeiro’ya kaçmıştır ama eski sevgili terk edilmeyi hazmedemez ve Öridis’in peşine düşer.  

Orfeo’nun çabaları onu korumaya yetmez. Eski aşığı Öridisi öldürür ve Orfeo onu geri alabilmek için cehennemin kapısını çalar.. 

Aktör ve aktrislerin neredeyse tamamının siyahi olduğu filmin müziklerinin çoğu yaratıcı duygu ve düşüncelere dolu Antonio Carlos Jobim tarafından yapılmıştır. Bir iki şarkı, ki bunlarda en bilineni “Manhã De Carnaval” Luis Bonfa’ya aittir. Film sayesinde ilk kez dünya “Bossa Nova” ile tanışır.

Bossa Nova akımını yaratan Antonio Carlos Jobim, Vinicius de Moares ve João Gilberto 20. Yüzyılın en önemli bestecilerinden sayılmaktadır.

Bossa Nova akımını yaratan Antonio Carlos Jobim, Vinicius de Moares ve João Gilberto 20. Yüzyılın en önemli bestecilerinden sayılmaktadır.

Brezilya’da “Bossa” kelimesi belirli bir çekicilik, doğal yetenek veya doğuştan gelen yetenekle yapılan bir şey için kullanılan eski moda argo bir kelime. 1932 yılında Noel Rosa bu kelimeyi bir samba şarkısında kullanmış. 

1950’lerin sonunda ve ‘60’ların başında Rio de Janiro’da geliştirilen “Bossa Nova” sambadan evrimleşmiştir. Özünde Samba Afrikalı eski köle topluluklarından kaynaklanan ritmik kalıpları, hisleri birleştirir ama “Bossa Nova” daha az vurmalı ve daha az karmaşıktır.  

Bossa Nova en çok naylon telli klasik gitarda ve penayla  değil parmakla çalınır. João Gilberto’nun  öncülüğünü yaptığı gibi en saf biçimli vokalli gitar olarak kabul edilir. Jazz benzeri bir düzenlemede bile temel ritmi çalan bir gitar vardır.  

Brezilyalı müzisyen “Paulo Bitencourt”eksantrikliği ile tanınan ve gitar çalmanın yeni bir yolunu bulma fikrine takıntılı olan João Gilberto’ nun bazen kendini banyoya kilitleyerek saatlerce arka arkaya aynı akoru çaldığını söylüyor. 

Bununla birlikte 1960’ların başındaki özellikle 1964 askeri darbesi ile bağlantılı siyasi gelişmelerden sonra, ortaya çıkan daha çok politik sözler içeren ve açıkça işçi sınıfının mücadelesine atıfta bulunan “Brasileira Popüler Müziği” Bossa Nova’nın popülaritesini bir dönem gölgede bırakır. 

Bossa Nova’nın merkezi, samba’da olduğu gibi şarkı, liriktir ve en sofistike ürünlerde bile kişinin bir tür kendiliğindenliğe inanmasını ister gibidir. Genelde yapı olarak apolitik olması sebebi ile, şarkılarda, kadınlardan, aşktan, özlemden, memleket hasreti ve doğadan bahsedilir. 1950’lilerin sonlarında çoğunlukla orta ve üst sınıf Brezilyalıların rahat yaşamını tasvir ediyordu ancak nüfusun çoğu işçi sınıfıydı.

Bossa Nova kendi ülkesinde ilk kez şarkıcı Elizeth Cardoso’nun 1958 çıkarttığı “Canção do Amor” albümüyle tanındı.

Bossa Nova kendi ülkesinde ilk kez şarkıcı Elizeth Cardoso’nun 1958 çıkarttığı “Canção do Amor” albümüyle tanındı.

João Gilberto’nun gitarıyla ilk kez Bossa Nova ritmini kullandığı albümün direktörlüğünü ve aranjörlüğünü yapan Antonio Carlos Jobim aynı zamanda piyano partisyonlarını çaldı.  

Albümdeki söz ve müzikler, Vinicius de Moraes ve Antonio Carlos Jobim’e ait. Daha önce özellikle sözlü şiir içeren kayıtlar yapan bağımsız Festa label etiketi ile ve sadece 2000 adet basılan albüm, tarihsel önemine rağmen ticari başarısı sınırlı kalır.  

Aylar sonra João Gilberto’nun “Chega de Saudade” ve “Bim Bom” parçalarını içeren ilk albüm çalışmasını yayımladı. Bossa Nova’nın doğuşunun mihenk taşı olarak kabul edilen eser, Gilberto’nun Dorival Caymmi’den esinlenen yenilikçi samba söyleme tarzını da içeriyordu. 

1959’da çıkan LP “Chega de Saudade” ile Gilberto, Bossa Nova’yı yeni bir samba tarzı olarak pekiştirdi. Antonio Carlos Jobim’in armonileri ve Vinicius de Moraes in sözleri ile birleşen yenilkçi samba çalma ve söyleme tarzı, Rio de Janeiro’da samba için yeni yaklaşımlar arayan müzisyenler arasında yankı buldu. Bossa Nova dalgası sambayı yeniden canlandırarak “Brezilya Müziği”nde bir dönüm noktası olan modernleşmeye de katkıda bulundu. 

Dünyanın her yerinden sanatçılar “Bossa Nova” ritmine kapılmışlardı, şarkıları gerek portekizce gerek kendi lisanlarında söylerken birçok ortak çalışmaya imza atıldı.  

João Gilberto ve Stan Getz’in, 'Getz & Gilberto' albümü 1964 yılında Grammy Ödülüne layık görüldu. Cremona Kaplanı Mina Bossa Nova şarkılar söyledi ve Chico de Buarque gibi bir çok değerli müzisyenle ortak çalışmalara imza attı. Ornella Vanoni, Toquinho ve Vinicius de Moraes ortak album çıkardılar ki bu album sahiden de enfestir . Gerry Mulligan, Chet Baker, Clarie Chevalier Bossa Nova’nın çekicliğine kendini kaptıranlardan kapılanlardan.  

Amerikan caz dergisi “Down Beat” tarafından tüm zamanların en iyi 75 gitaristi ve 5 caz sanatçısı arasında gösterilen João Gilberto geçen yıl temmuz ayında 88 yaşında aramızdan ayrılması ile “Bossa Nova”nın kurucularının son temsilcisini de yitirmiş oldu...

Brezilyanin yetiştirdiği en iyi müzisyen-vocallerden, en iyi bilinen 10 “Bossa Nova” şarkı

Brezilyanin yetiştirdiği en iyi müzisyen-vocallerden, en iyi bilinen 10 “Bossa Nova” şarkı

Bob Brookmayer – Felicidade 

Gal Costa – Desafinado 

Luis Bonfa – Manhã ve Carnaval 

Emilio Santiago – Corcovado 

Eliane Elias – Chega de Saudade 

Maria Creuza – Insensatez 

João Gilberto – The Girl From Ipanema 

Alcione – Wave 

Antonio Carlos Jobim & Elis Regina – Aquas de Marco 

Caetano Veloso - Coração Vagabundo

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
12
10
10
9
8
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın