Özlem Gökbel Yazio: Yeni Yatırım Aracımız: Tuvalet Kağıdı
Senelerce yüksek matematik, istatistik vs. okumuş bir ekonometri mezunu olsam da ne rakamlarla uğraşmayı ne paradan bahsetmeyi ne de ekonominin o insanı sersem eden kanunlarıyla çevrili ormanına girmeyi oldum olası sevmedim. Elbette yaşamın akışı içinde şirket çıkarları doğrultusunda sağlam hesaplamalarla acımasız sözleşmeler ya da gönülsüzce detaylı bütçeler hazırlamışlığımız, sürüye uyup, çeşitli yatırımlarla kapitalist sistemin kurallarına göre oynamışlığımız da var ama para ve ekonomi mevzularıyla ilişkim hep mesafeli kaldı. Ben bir haberci dürtüsü ile insanın, sanatın, estetiğin -kimilerine göre pembe mürekkepli- dünyasında karınca kararınca süzüldüm. Zaten bu yüzden de diplomam mezuniyetimden beri aynı çekmecede huzur içinde dinleniyor 😊
İyi de artık soruyorum: Benim huzurum ne olacak? Hayatımız enflasyon girdapları, devalüasyon şokları, döviz krizleri, faiz dalgalanmaları ile geçti. Tokat üstüne tokat yedik, isyanımız aslan sütlü sofralarda buharlaştı, zihnimizin uyum becerilerini geliştirdik, motivasyonu yüksek tutup, kendi kanatlarımıza güvenip, hep olumlu düşünmeye çalıştık, çok şükür idare de ettik; eyvallah! Ama artık haykırmadan duramayacağım valla: Ey, sevgili Para Tanrısı! Seninle makul bir noktada uzlaşamaz mıyız artık?
Bana bu cümleleri yazdıran ve herkes gibi beni de çıldırtan #tuvaletkağıdı na gelen zam oldu maalesef.
Tabii genel olarak kâğıdın talihsizliğine sadece bu artık “lüks tüketim”e giren wc ortamlarında değil, yayıncılık dünyasında da yaşlı gözlerle şahit oluyoruz.
Genel olarak freni boşalan kamyon misali yokuş aşağı gitmekte olan ülke ekonomisi için eğriyi-doğruyu yazmak bana düşmez, dedim ya; bizim ilişkimiz mesafeli.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın