"Ali Ata Bak!" Okumayı Okul Fişlerinden Öğrenen Nesli Duygulandırmaya Yetecek 15 Şey
1. 7 yaşımıza geldiğimizde ilk kez giymiştik o mavi önlüğü üstümüze.
2. Sınıfın içerisinde ağlayanlar olsa da, emindik biz kendimizden. Dişimizi sıkıp ağlamayacaktık.
3. İlk olarak defterimizin satırlarına çizgi çizerek başlamıştık yazmaya.
4. Harflere geçtiğimizde ise, isimleriyle değil de benzedikleri şeyle adlandırıyorduk onları.
İlkokul Öğrencisinin Büyük e'si 😁
5. Herkesin sınıfında, tahtanın yan taraflarında da harfleri gösteren bu afişlerden muhakkak vardı.
İlk zamanlarda ne oldukları çözemesek de yavaş yavaş harfleri öğrenmeye başladığımızda tanırdık üzerindeki işaretleri. 😊
6. Okuma fişleri tek tek dağıtılırdı. Birini öğrendikten sonra ertesi gün diğerini dağıtırdı öğretmenlerimiz. Tabii bu fişleri koyduğumuz bir defterimiz de vardı.
Böyle görünce insanın anıları bir anda aklına geliyor. 😳
7. İlk öğrendiğimiz fişler de 'Ali bak' ya da 'Ali ata bak'tı.
Sonra da yavaş yavaş Ali'ye top oynattık, okula geç kalan Kaya'yı okula koşturduk, Işık'a sütü ılık içirdik, Ömer'e mısırı sevdirdik. 😂
8. Tabii öğrendiğimiz fişlerin büyük hali de yine sınıfın içerisindeki bu fiş panosuna asılırdı.
Öğretmen bazen sınıftaki herkesi tek tek kaldırıp rastgele bir fişi bu panodan okuturdu. 😨
9. Tabii çocuğuz, bazı fişleri kaybettiğimiz zamanlar olurdu.
Onun yerine de ya öğretmene ya da annemize gidip fişi kağıda yazdırır, onu koyardık fiş defterimize. 😂
10. Daha sonra fişler kesilir, karıştırılan fişleri birleştirmeye çalışırdık.
11. Okumayı tam olarak sökmemizle de kırmızı kurdeleyi takmaya hak kazanırdık.
Her hafta okumayı öğrenenlere sınıfın içerisindeki mini bir törenle kurdeleleri taktim edilirdi. 😅
12. Tabii neredeyse her sınıfta okumayı daha okula başlamadan öğrenmiş olan bir ya da iki öğrenci olurdu.
Onlar da öğretmene yardım etmekle yükümlüydü. Genelde sınıf başkanı ve başkan yardımcısı olurlardı.
13. Tahtaya kalktığımızda cevapladığımız her soru karşılığında sınıfın bir köşesine asılan ağaç figüründeki elmamız bir kademe daha kızarırdı.
Elması ilk kızaran olmak için az ter dökmüyorduk. 😅
14. Yaptığımız ödevlerin karşılığında da öğretmenimiz defterimize imzasını atarak bizi taktir ederdi.
Ödevini çok beğendiklerine yıldızlı aferin verirdi. 😎
15. Sene sonunda da hepimizin karneleri Pekiyilerle süslenirdi. Tabii bu karnenin hediyesi de genellikle bisiklet olurdu. 🚲
Böylece, okumayı öğrenmenin haklı gururuyla neredeyse bitmeyecek olan eğitim hayatımızın ilk basamağını tırmanmayı başarmıştık. 😅
Yorum Yazın