Mahkeme: 'Katil Polis Hesap Verecek' Demek, Demokratik Tepkidir
Berkin Elvan'ın ölüm yıldönümünde Taksim Meydanı'na kırmızı boya döküp slogan attıkları için DHKP/C üyeliği, örgüt propagandası, hakaret ve yasadışı gösteri suçlarından yargılanan dört genç beraat etti. Mahkeme, gerekçeli kararında, 'Katil polis hesap verecek' sloganının, 'Gezi olaylarında hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın faillerinin belirlenememiş olmasına yönelik demokratik tepki, düşünce ve ifade özgürlüğü' olarak saydı.
Berkin Elvan’ın ölüm yıldönümü olan 11 Mart 2015’te İstanbul Taksim Meydanı’nda slogan atıp yere kırmızı boya döken dört genç hakkında, yasadışı Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (DHKP/C) üyeliği, örgüt propagandası, hakaret ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu ihlal suçlarından dava açılmıştı. Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bu dava, geçen 23 Haziran’da beraatla bitti. Mahkeme dört gencin berat kararının gerekçesini açıkladı.
Gerekçeli kararda, 'Liseli Anarşist Faaliyet' adlı grubun silahlı örgütün yapılanması olmadığı ve sanıkların attığı “Berkin burada, biz buradayız”, “Katil polis hesap verecek”, ”Berkin Elvan on beşinde bir fidan” şeklindeki sloganların terör örgütü propagandası sayılamayacağı, şiddeti övüp teşvik etmediği kaydedildi. “Katil polis hesap verecek” sloganı da eleştiri kabul edilerek, şöyle denildi:
“Bu sözlerin ise sanıkların eylem amacını oluşturan, Gezi olayları sırasında hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümü olayı faillerinin belirlenememiş olmasına yönelik demokratik tepki çerçevesinde söylenmiş, anayasa ve uluslararası metinlerle güvence altına alınmış ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’ kapsamında dile getirilen sözler olarak kabul edilmesi gerekir. Belli bir kamu görevlisinin onur, şeref ve saygınlığına yönelik sözler niteliğinde olmadığından hakaret suçunun işlendiğinden söz edilemez.”
Ayrıca 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet edildiği iddiasına ilişkin de gençlerin anma eylemine ellerinde yaralayıcı, bereleyici, silahtan sayılan vasıtalarla katılmadığı, eylemin barışçıl nitelikte ve basın metni okumaya dönük olduğu belirtildi. Anayasa Mahkemesi’nin benzer nitelikteki iki kararına göre katılımcıların sayısı ve şiddet içermeyen davranışları gözetildiğinde, eylemin barışçıl olduğuna tereddüt bulunmadığı belirterek, “Eylem nedeniyle toplumsal hayatın etkilendiğine ve kamu düzeninin bozulduğuna dair bir durum bulunmadığı, kolluk güçlerinin güvenlik önlemlerini alarak makul ve itidalli davranışıyla gösteriyi sonlandırması yerine açıklama yapmalarına müsaade etmeden kısa zaman dilimi içerisinde sanıkları gözaltına almasının demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olduğunun söylenemeyeceği” dile getirildi.