Kurtulmuş: 'Türkiye'de Medyaya Baskı Varmış Gibi Algı Operasyonu Yapılıyor'
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ABD Senatosu'ndan 74 senatörün Türkiye’de medyaya baskıya dikkat çeken mektubunu değerlendirdi. Kurtulmuş, 'Maalesef Türkiye'de basın üzerinde büyük bir baskı varmış gibi bir propaganda, kara propaganda, bir algı operasyonu yapılıyor ve ister istemez bu dışarıdaki bazı çevreleri de etkiliyor.' dedi.
Numan Kurtulmuş, Feshane'de düzenlenen Burdur Günleri programına katıldıktan sonra basın mensuplarının sorularını cevapladı. Hiçbir ülkenin senatosu ya da meclisinin Türkiye'ye herhangi bir uyarı yapma hakkı olmadığını savunan Kurtulmuş, 'Ya da biz dışarıdan gelen uyarı mahiyetinde anlaşılabilecek her hangi bir şeye itibar etmeyiz, ciddiye almayız. Ama iyi niyetle söylenmiş, eğer gerçekten bu anlamda katkısı da bulunabilecek olan her kim ne söz söylerse bunları da dinleriz o ayrı. Önce uyarı kısmını bu işin düzeltmemiz lazım. Böyle bir uyarı kimsenin hakkı ve haddi değildir.” şeklinde konuştu.
“Türkiye'de uzun süredir bir algı operasyonu yürütülüyor. Sanki Türkiye'de basının üzerinde çok büyük bir baskı varmış ve basın mensupları cezaevlerine atılıyor ve susturuluyormuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor.” iddiasında bulunan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son güncel bilgilere baktım bu konuyla ilgili. Şu anda Türkiye'de sarı basın kartı olmayan ama gazeteci kimliği olan 7 kişi mahkemelerle muhataptır. Bunlardan birinin ceza infaz edilmiş ve çıkmıştır. Bunların tamamı da basın ile ilgili herhangi bir makale yazmış ve mahkemelere gitmiş değil. Mesela polis aracı kurşunlamış, bomba atmış, bir takım terör grupları ile. Sadece 6 kişi, onlar da terör suçlarıyla suçlanarak bir kısmı ceza almış, bir kısmı da mahkemeleri devam ediyor. Ama maalesef Türkiye'de basın üzerinde büyük bir baskı varmış gibi bir propaganda, kara propaganda, bir algı operasyonu yapılıyor ve bu ister istemez bu dışarıdaki bazı çevreleri etkiliyor. Bu algı operasyonuna dayalı olarak birilerinin mektup yazmış olması da Türkiye'deki realiteyi değiştirmez. Yani ne bu mektup yazıldı diye bu altı kişi bu sabah serbest bırakılır, ne de bu mektup yazılmasaydı başka insanlar basın mensubu oldukları için içeri alınacaklardı. Bu insanlar basın mensubu oldukları için değil, terör şüphelisi ya da terör faaliyeti iddiasıyla gözaltına alınmış veya cezalandırılmış olan insanlardır. Bunu bir kez daha net bir şekilde ortaya koymak lazım.'
ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözüm sürecine ilişkin değerlendirmeler de yapan Kurtulmuş, 'Çözüm süreci laf olsun diye ortaya çıkmış bir süreç değildir. Devlet zihniyetinde önemli bir değişim ortaya çıktı. Devlet inkar ve asimilasyonu bir tarafa bırakarak Türkiye'deki vatandaşlarımızın her birinin eşit yurttaşlar olması konusunda önemli adımlar atıldı. Anadilde savunma hakkından yer isimlerine kadar, insanların kendi dillerinde TV yayını yapabilmelerine kadar. 30 yıl içinde Türkiye'de 50 bin insan öldü. Bizim hesaplamalarımıza göre Türkiye en az 1.2 trilyon dolar maliyetle karşı karşıya kaldı. Artık bu ülkenin insanlarının ölmesini istemiyoruz. Kanaatimce çözüm sürecinde büyük mesafeler alınmıştır. İşin yüzde 80'i bitmiştir. Ama azgın bir nehirde karşıdan karşıya geçiyoruz. Artık kimse geriye dönelim diyemez. Yüzde 20 lık kısım için adımlarımızı atacağız. Zor bir kısım kalmıştır, farkındayım, el birliği ile kol kola gireceğiz ve akıntıya kapılmadan karşıya geçeceğiz. Bir daha bu memlekette silahlar kıyamete kadar susacak... Çözüm sürecine bu topraklardaki 77 milyonun sahiplendiğine inanıyorum. Bu proje başarı ile bitirilirse sadece Türkiye'nin değil bütün bölgenin başarısı, coğrafyamızın başarısı olacaktır. Ben bu nevruzun önemli bir başlangıç, daha doğrusu yeni adımlardan birisi olduğunu düşünüyorum. Ümit ederim seçim öncesi nevruzdaki bu gelişme ile birlikte milletin büyük çoğunluğunun da bu iş artık bitiyor, sonuca yaklaşıyoruz galiba diyeceği bir noktaya geleceğimizi düşünüyorum.' diye konuştu.
CİHAN