Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Kılıçdaroğlu: 'Neden Doğru Haber Yaptın' Diye Gazetecileri Tutuklayıp Hapse Atıyorlar
Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanmasının ardından Cumhuriyet gazetesini ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Gazetecinin görevi haber yapmaktır. Haber yapmayan gazeteci mi olur? Haberin yanlış olduğunu söylemiyorlar. Haberin doğru olduğunu kabul ediyorlar. ’Neden doğru haber yaptın?’ diye gazetecileri tutuklayıp hapse atıyorlar. Herkes huzursuz. O haber olmasaydı biz gerçekleri nereden, nasıl öğrenecektik? Baskıyla susturmaya çalışıyorlar' dedi.
Cumhuriyet gazetesinin Şişli'deki merkezini ziyaret eden Kılıçdaroğlu, İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ve Can Dündar'ın oğlu Ege Dündar ile görüştü.
Basına kapalı gerçekleştirilen ziyaret sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet gazetesini 'Türk basınının çınarı' olarak tanımlayarak, gazetenin haberlerinin, yorumlarının sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada ses getirdiğini kaydetti.
'Medya özgürlüğü bizim için kırmızı çizgidir deniliyor. Hangi çizgiden söz ediyorsunuz siz?'
'Herkes ayakta, herkes huzursuz ve bütün bunlar ileri demokrasi söylemleri altında gerçekleşiyor. 'Medya özgürlüğü bizim için kırmızı çizgidir' deniliyor. Hangi çizgiden söz ediyorsunuz siz? Çağ dışı bir çizgiden kırmızı çizgi mi olur? Çağ dışı bir anlayıştan kırmızı çizgi mi olur? O haber olmasaydı biz gerçekleri nereden, nasıl öğrenecektik?'
Herkesin ortak görevi olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, demokrasiye, medyaya ve hukukun üstünlüğüne sahip çıkacaklarını söyledi ve şöyle devam etti:
'Baskıyla susturmaya çalışıyorlar'
'2 gazeteci arkadaşımızın tutuklanıp hapse atılmaları bizim basın tarihimiz açısından da demokrasi tarihimiz açısından kara bir lekedir. Gazetecinin görevi haber yapmaktır. Haber yapmayan gazeteci mi olur? Haberin yanlış olduğunu söylemiyorlar. Haberin doğru olduğunu kabul ediyorlar. ’Neden doğru haber yaptın?’ diye gazetecileri tutuklayıp hapse atıyorlar. Herkes huzursuz. O haber olmasaydı biz gerçekleri nereden, nasıl öğrenecektik? Baskıyla susturmaya çalışıyorlar.'
'O hakimlere ve savcılara sesleniyorum'
'Saray yapacaksınız adalet dağıtacak, içine hakim, savcı koyacaksınız hukuk fakültelerinin arka kapısından mezun olanları... Siyasal iktidarın taleplerini yerine getiren kişiye, savcı ve hakim denmez. Hukukun üstünlüğüne göre karar veren kişi, hakim ve savcıdır. O rütbeleri, o giysileri giyip adalet dağıttığını sananlar, çocuklarına en kötü mirası bırakanlardır. O hakimlere ve savcılara sesleniyorum; yargıcın, yargının itibarını korumak istiyorsanız, adaletle karar vereceksiniz. Adalet kavramı soylu bir kavramdır. Adalet kavramını koruması gereken önce yargıcın, savcının kendisidir. O kavramı ayaklar altına alan bir yargıç yargıç değildir. Hepimizin üzerinde düşünmemiz gereken temel kavramları ayaklarımızın altına almamalıyız.'
'Çok üzgünüm'
Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet'in sıradan bir gazete olmadığını anlatarak, konuşmasını şöyle tamamladı:
'Bir okuldur burası aynı zamanda. Her türlü düşüncenin özgürce filizlendiği bir yerdir Cumhuriyet. Bir gazeteyi, hukuku, düşünceyi, açıklama özgürlüğünü savunmayacaksak neyi savunacağız? Bunların olmadığı bir yerde demokrasiden mi söz edeceğiz? Çok üzgünüm. 21. yüzyılın Türkiyesi'nde ben başka şeylerden söz etmeliydim. 21. yüzyılın Türkiyesi'nde siz medya özgürlüğünün ayaklar altına alındığını gelip söylüyorsanız, Türkiye'nin geldiği noktayı hep beraber düşünmek zorundayız. Arkadaşlarımızın haklarını sonuna kadar savunacağız, savunmak zorundayız.'
AA