Normal zamanda konuşarak ve yazışarak (hatta hiçbir şekilde) anlaşamayan insanımız, şimdi siyaset yüzünden aynı evin içinde bile ayrışmış durumda. Herkes haklılığını kanıtlamak ister gibi bağırıyor birbirine çünkü bu seçimler de diğerleri gibi hayat memat meselesi haline geldi.
Yakından şahit olduğum bir durumu bu satırlara taşımak istiyorum: Bir karıkoca... Çocukları büyümüş, evden ayrılmış. Elli yaşlarındalar. Başlarını sokabildikleri bir evleri var ama zor kazandıkları parayı dikkatli harcamak zorundalar. Yani ekonomik kaygıları her daim olmuş. Sevgi dolu bir ilişkileri var(mış önceden). Ancak kaderin cilvesi bu ya, siyasi görüşleri farklı... Ezelden beri farklıymış ama bu sefer susmayı başaramamışlar. Kadın Millet İttifakına oy verecek adam Cumhur... İkisi de ülkenin geleceğinden endişeli. Güven kaybolmuş. Seçime günler kala evlerinin orta yerine bomba düşmüş sanki. İkisini de munis, saygıdeğer, nazik insanlar olarak tanımış komşuları bile kavgalarından paylarını almışlar. Evden yükselen sesler kulak acıtıcı.
- Beka sorunu var beka!
- Tencere kaynamıyor tencere!
- Ben diyorum can, sen diyorsun patlıcan!
- Patlıcan mı? O noktaya gelemiyorum bile, soğanda takılı kaldım ben!
- Seninkiler mi çözecekler ekonomiyi?
- Seninkiler neden çözemediler 20 senede?
- Altı benzemez nasıl yapacak?
- Tek adam nasıl yapacak?
- Bir şey bilmiyorsun bari konuşma!
- Sen çok şey bildiğini sanıyorsun!
- Nasıl göremezsin inanamıyorum!
- Sen nasıl göremezsin, asıl nem şaşkınım!
- Vatan hainisin sen!
- Sensin vatan haini!
Bu konuşmalar uzayıp gidiyor. Karıkoca ayrılma kararı alıyorlar. Öyle kolay iş değil bu dönemde evleri ayırmak. E birbirini “vatan haini” olarak gören iki kişinin yatağa girmesi de zor. Biri kanepeye taşıyor yastığını yorganını. Evde tek televizyon var. Kim önce kaparsa kumandayı, o açıyor kanalı. Bir Halk TV sesi yükseliyor bir A Haber...
Kadının telefonu çalıyor.
- Akşam okey oynamaya bekliyoruz, gelin Allah ne verdiyse yeriz, diyor karşıdaki ses.
Kadın buz gibi bir ses tonuyla kocasına;
- Akşam Müzeyyenler çağırdı okey oynamaya, gider miyiz?
Adam cevap veriyor;
- Yeşil gömleğim ütülü mü?
O gece, okey dönüşü, yatak odalarından ateşli sesler yükseliyor, komşular şahit. Özlemişler birbirlerini. Birkaç saat için bile olsa normallik, bunu anımsatmış onlara. Kimse kanepede uyumuyor.
Ertesi sabah yine aynı taş aynı hamam çünkü televizyon açık;
- Vatan hainisin sen!
- Sensin vatan haini!
- Bunca sene okumuşsun etmişsin, Türkiye’nin halini doğru okuyamıyorsun!
- Sen kendine bak! Sosyal medyadan gördüğün kadar senin bildiklerin. Çoğu da yapay zeka düzmecesi...
Kulak acıtan sesler yürek acıtan sözlere dönüşüyor. Biri evden çıkınca sesler kesiliyor ama çarpılan kapının yankısı sürüyor apartmanda.
Bu karıkoca, seçim günü, aynı okulda asil sandık görevlisi olarak çalışacaklar yan yana sınıflarda; biri Millet, diğeri Cumhur ittifakının neferi. Ayrı arabalarda götürecekler çuvalları Yüksek Seçim Kuruluna. Aynı televizyonda izleyecekler seçim sonuçlarını. Aynı kaderi paylaşacak olsalar da aynı kederi paylaşmayacaklar. Biri müstehzi bakacak diğerine. Aynı yatağa girecekler. Muhtemelen biri şiddetli yaşayacak orgazmını diğeri numara bile yapmaya gerek duymayacak...
Halkı geçtim; evlerin, evliliklerin orta yerine düşen bu ayrışma nasıl son bulacak?
Instagram
Facebook
Twitter
Wordpress
'Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio'
Yorum Yazın
İnsanlar arasında kutuplaşma yok. Normade siz "Bunlar ateist, bunlar alevi, bunlar terörist, bunlar zerdüşt, çapulcu, çürük, sürtük, ahlaksız, adi, namussuz.... Devamını Gör
Gerçek olan bu.Sizi tebrik ederim harika bir yorum.