Hiram Abiff, Masonluk ve Üzeyir Garih Cinayeti... "Dul Kadının Çocuğuna Yardım Edin" Sözü Ne Anlama Geliyor Biliyor musunuz?
Masonluk, memlekette senelerce tartışıldı, efsaneler üretildi, çoğunlukla muhafazakar kesim tarafından şeytanlaştırılıp nefret ettirildi. Hakkında kulağımıza çalınanlar, gizli gizli konuşulanlar, bildiğimiz şeyler çok kısıtlı tabii ki, bu da o insanları hep daha fazla merak edilir yaptı.
Ancak bu konuya ilgi duyanların kulağına çalınan, 2000'lerde de haberlerde gazetelerde sıkça tartışılan bir cümle var ki, bilen için çok, bilmeyen için hiçbir şey ifade etmez: ''Dul kadının çocuğuna yardım edin!''
Gelin beraber bu cümlenin anlamına, neler ifade ettiğine birlikte bakalım.
Not: İçerikte bahsedilen konular yazının sonunda verilen kaynaklardan alınmıştır.
Genelde üst tabakadan insanların, siyasetçilerin ve dünyaca ünlü insanların mason olduğunu duyduk.
Yazılıp çizilen gerçekten çok fazla şey var. Zaman zaman hakkında videolar çekiliyor, tekrar tekrar hortluyor bu mevzu. Masonluğun da çok eski zamanlara dayandığı, Osmanlı zamanında aktif olan Mason faaliyetlerinin, Atatürk tarafından yasaklanıp, localarının kapatıldığı söylenir. Ardından 1950'lerde tekrar açıldığı ve zamanımızda hala faaliyet gösterdiklerini biliyoruz.
Masonluk ile ilgili daha fazla şey bilmek isterseniz;
Masonluk Hakkında Daha Önce Hiçbir Yerde Rastlamadığınız 15 İlginç Bilgi
Aralarında gizli şifrelerin, birçok saklanan sırrın olduğu biliniyor.
Türkiye'de de bilmediğimiz birçok mason olduğu kesin. Ancak bazı bilgilere göre mason olmanın kolay, bazı bilgilere göre ise yalnızca zengin ailelerden gelen kişilerin mason olabildiği iddialar arasında.
Mason olmak için başvuruların herkese açık olduğu ancak; en az 21 yaşında olmak gerektiği, hür ve bir yaratıcı inancına sahip olan erkeklerin, eğitim seviyesi çok iyi olanların, karakteri çok iyi ve toplum tarafından beğenilenlerin, köklü ve varlıklı iyi bir aileye ve sağlam bir ekonomik güce sahip olunması gerektiği ve son olarak loca içinden bir masonun size kefil olmak zorunda olduğu bilinenler arasında.
Masonluğun temel şartlarından biri locada konuşulanların, ritüellerin ve sırların asla dışarıya aktarılmaması.
Gizli bilgileri paylaşanların cezalandırıldığı ve bu cezaların ölüme kadar gittiği de bilgiler arasında. Peki her şey bu kadar gizli tutulurken, onlar birbirlerini nasıl tanıyor ve iletişime geçiyorlar...
Zor bir durumda kalındığında, yardıma ihtiyaç duyulduğunda...
Zor zamanlarda, birbirlerine oldukça bağlı olan masonlar bir yardım çağrısında bulunuyorlar. Bu yardım çağrısı herhangi biri tarafından değil, yalnızca bir mason tarafından anlaşılabiliyor. Bunlar zaman zaman göz işaretleri, jest ve mimikler oluyor ve yalnızca mason olan biri böylelikle karşısındakinin mason olduğunu anlayabiliyor.
Ancak şartlar kısıtlıysa ve bu işaretleri yapamıyorlarsa, cümle içinde kullandıkları bir kalıp var: Dul kadının çocuğu.
Türkiye'de birçok versiyonuyla duyduğumuz dul kadın, genelde ''dul kadının çocuğuna yardım etmek, dul kadına yardım etmek'' şeklinde görüldü.
E peki kim ola ki bu dul kadın ve çocuğu?
Dul kadın, Hiram Usta'nın annesidir.
Hiram Usta, Hiram Abiff ya da Hiram Abi; Kral Süleyman zamanında yaşamış ve Kral Süleyman'ın baş mimarı olarak seçilmiş kutsal biridir. Masonlukta neden kutsal sayıldığı ise apayrı bir konu...
Hiram Abi'nin hikâyesi Masonik Locaların temelini oluşturur ve üç derecedekiler tarafından bir sonraki kuşaklara aktarılır.
(Üç derecedekiler: Masonluktaki dereceleri yani Çırak, Kalfa ve Ustalığı temsil eder.)
Bu onun Kudüs'e gelmesi ile ve Kral Süleyman tarafından tapınağın inşaatının baş mimarı ve yöneticisi olarak atanmasıyla başlar. Tapınak tamamlanmak üzeredir. Yüksek Masonların gizli şifrelerini öğrenmek isteyen diğer sanatkar duvarcılar ona tuzak kurarlar. Hiram bu tuzakta her bilgiyi isteyenin isteğini geri çevirir ve saldırganlar Hiram Usta her bilgi vermeyi reddettiğinde onun başına duvarcı araçlarıyla vururlar (bu kısım başka yerlerde farklılık gösterebilir).
İlk iki saldırganın vuruşlarında yaralanır ve üçüncü saldırganın vuruşunda hayatını kaybeder.
Katiller cesedi gece olduğunda şehir dışına taşımak için o an vücudunu bir moloz yığını altında gizlerler. Cesedi sığ bir mezara gömerler ve nerede olduğunu anlamak için akasya dalları ile basit bir şekilde o alanı işaretlerler. Usta bir sonraki günde işe gelmediğinden dolayı, Süleyman onu bulmak için diğer zanaatkar duvarcılardan bir grup gönderir. Arama esnasında gevşek akasya dalı parçaları keşfedilir ve cesedi oradan çıkartılır.
(Akasya dalı bugün masonluğun önemli simgelerindendir.)
Sonrasında katillerin saklandıkları yerler tespit edilir ve hepsi yargı yargılanmak üzere huzura getirilir.
Süleyman daha sonra Hiram Usta'nın hayatı pahasına sakladığı bilgileri bir başka yüksek masona bildirir ve yüksek mason istek üzerine kayıplara karışır. Onun yerini belli eden nesneler, hareketler veya kelimelere bağlı olarak değişiklik gösterir, tıpkı şu an yardım çağrısında bulunurken yaptıkları gibi. Hiram Abiff'in hikayesi, Anglo-Amerikan ülkelerde genel olarak işte bu şekilde anlatılır.
Dul kadın sözüne geri dönersek, Hiram Abiff dul kadının oğlu olarak da bilinir ve o öldükten sonra annesine de masonlar tarafından hürmet edilmeye başlanır.
Bu sebeple masonlar, içlerinden biri 'dul kadının çocuğuna yardım etmek' bağlamında bir cümle kurduğunda bu onun yardıma ihtiyacı olduğu anlamına gelir.
Ben bunu nereden hatırlıyorum, diye düşünüyorsanız; bu ifadeleri sıkça 2001'de tartışmalı bir cinayete kurban giden Üzeyir Garih davasında duymuştuk.
Eski ortağı İshak Alaton cinayetten yıllar sonra verdiği bir röportajda, Üzeyir Garih'in yüksek derecede bir mason olduğunu ve iddiaya göre Garih'in son sözlerinin 'Dul kadının çocuğuna yardım edin.' olduğunu söylemiştir.
Yorum Yazın
biz ekmeğimizde insanlarız. memur çocuğuyuz. masonluk diyince gerilim filmi izliyormuşum hissinden başka bir duygu vuku bulmuyor şu naciz bedenimde. bu arada... Devamını Gör
Reklamları izlediniz.
masonluk cok güzel, sen de gelsene gibi bir makale olmus :)