Görüş Bildir
Haberler
Her Ankaralı'nın Artık Duymaktan Yaka Silkip Göz Belerttiği 13 Cümle

etiket Her Ankaralı'nın Artık Duymaktan Yaka Silkip Göz Belerttiği 13 Cümle

Her Ankaralı için şehir dışına çıktığında veya şehir dışından gelmiş birileriyle karşılaştığında duyacağından şüphe etmediği bazı cümleler vardır. Öyle ki, bu cümleleri duymadıklarında bir süre karşı tarafın akıl sağlığından bile şüphe edebilirler.

İddiaların hepsi doğru olsa bile 'Eee?' demek ister insan, ne olmuş yani tüm bunlar mevcutsa? Ankara'nın ve Ankaralı'nın uzaya mı fırlatılması lazım, nedir yani? 

Gördüğünüzde, 'Hay Ankara kadar başınıza taş düşsün!' demenize neden olacak, adınız gibi bildiğiniz o meşhur cümleler bu içerikte.

İçeriğin Devamı Aşağıda

1. "Ankara'da deniz yok, denizsiz memlekette yaşanır mı?" Sanki kendisi Sahil Güvenlik dizisinde yaşıyor, haspam, her gün boğazdan yüzerek geçiyor.

Ayrıca balık mıyız la biz?

2. "Ankara bozkır ya." Aman paşam, Ayder Yaylası'nın ortasında müstakil evde yaşıyorsun tabii sen, İstanbul'da metrekaresine tonla para döktüğün ufacık dairelerde değil.

'Geçimini tarımdan mı sağlıyorsun, karşim, verimli topraklara merağın mı var?' diyesi geliyor insanın. Bozkırsa bozkır. Ayrıca yemyeşil piknik alanlarımız da ziyadesiyle mevcut.

3. "Ankara memur şehri, sıkıcı." Ay sanki koca koca plazalarda her gün başka bir parti dolu iş günü geçiriyorsun da Ankara'nın memur şehri olması zoruna gidiyor.

Ne olmuş memur şehriyse? Mis gibi işine gidip geliyor insanlar işte, iş her yerde iştir. Ayrıca büyüklerimizin de dediği gibi 'Memur ol, hayatını yaşa.'

4. "Ankara'da beşten sonra hayat bitiyor, herkes 11'de yatıyor, gece hayatı yok." Canısı, sen nereye gideceğini bilememişsindir. Sanki Bağcılar'daki, Limontepe'deki evinin altında 7/24 açık bar var.

Tövbessapisipisi, bir şehri beğenmemek için ne biçim bahaneler bunlar böyle? Ankara pavyonlarında geceler bitmez. Bizim de eğlencenin dibine vurduğumuz kulüplerimiz, barlarımız var. Zaten haftanın en fazla iki günü dışarı çıkan biri olarak bunlar ne havalar böyle?

5. "Ankaralıların konuşması çok kaba, hepsi çok kaba insanlar." Aman aristokrat yanların mı incindi? AMK ve AQ'yu noktalama işareti olarak kullanmıyormuş gibi Ankaralıların "la bebe" demesine mi alındın?

Ayrıca her Ankaralı 'k' harfini 'g' olarak telaffuz etmez ve her cümlesine 'La bebe' diyerek başlamaz. Bunu daha çok kendi aralarında yaparlar. Behzat Ç. izledikten sonra bir Ankaralı'nın ömrü boyunca kullandığından çok 'La bebe' kullanmamışsın gibi, oluyor mu hiç böyle?

İçeriğin Devamı Aşağıda

6. "Ankara insanı soğuk nevale olur." Samimiyetle gevşekliği karıştırıyor olabilir miyiz? Bir kere size ısındı mı Ankara insanının sohbetine doyum olmaz.

Ankara'da karşısına geçip saatlerce izleyebileceğimiz manzaralarımız olmadığı doğru. En çok da bu nedenle, Ankara insanı birbirinin yüzüne bakarak sohbet eder, karşısındaki insanı tanımaya özen gösterir.

7. "Ankara'nın bir numarası yok, gri şehir, ama insanları sizi aksine inandırmaya çalışıyor." Yoo. Hiç öyle bir çabamız yok. Kapı açık, arkanı dön ve çık, istenmiyorsun artık.

Nasıl bir numara isterdiniz, göğümüzde ejderhalar mı uçsun? Sonradan kurulma bir şehir burası, temiz, düzenli. Ankara insanı da onu renklendirirken ortaya oldukça başarılı işler çıkarıyor.

8. "Ankara megaköy ya." Evet, canım, hala eşek sırtında işe gidiyoruz.

Nüfusunun büyük çoğunluğu köy ve kasabalardan aldığı göçlerden oluşan, dedeleri Anadolu'nun bağrındaki bir köyden göçmüş bir İstanbullu'dan böyle sözler duymak da biraz ŞEY...

9. "Vaay, AnGara bebesi misin la?" Yoo. AnKaralıyım, bebeysem de sana bebe değilim. Fazla Behzat Ç. izlemiş olabilir misin?

Ankaralılar günlük hayatlarında, şehir dışına çıktıklarında, omuzlarına yasladıkları bir teypten 'Ankara'nın Bağları' çalarak yürümezler arkadaşlar, normal insanlardır. Ankara hakkında tüm bilginiz 'Angara bebesi misin la?' olduğu için kendinizi sorgulayınız lütfen.

10. "Sen Ankara ayazına alışkınsın, üşümezsin." Çünkü kış bir tek Ankara'ya geliyor ve Ankaralıların derisi ejderha zırhı gibi.

Ankara'nın soğuğu kurudur, sıkıca giyinirseniz bir noktadan sonra hissetmezsiniz. Özellikle sert kış yaşanan deniz şehirlerindeki yapış yapış, insanın iliklerine işleyen soğuğa hiç çare yok.

İçeriğin Devamı Aşağıda

11. Şair demiş ki, Ankara'nın demiş, en çok demiş, İstanbul'a dönüşünü seviyorum, demiş. Yahya Kemal'in en sevdiğin şiirlerinden söz edelim mi biraz da? A, bilmiyor musun? Biz de öyle düşünmüştük.

Lütfen yeni şairler keşfedip yeni klişeler bulalım, bu kabak tadı verdi artık. Biz de Ankara'yı nefes almadan kötüleyenlerin İstanbul'a dönüşünü çok seviyoruz, ne tesadüf.

12. "Ankara'nın Dikmen'i bi' daa gelirsem öp beni eki eki eki." Bebeyim sen hep böyle densiz misin?

He canım he, ayyy nen öyle, en komik sensin.

13. "Ankara'da manzara namına hiçbir şey yok." Bizim güzeller güzeli bir manzaramız var ki hem geçmişimizi hem de geleceğimizi aydınlatıyor.

13. "Ankara'da manzara namına hiçbir şey yok." Bizim güzeller güzeli bir manzaramız var ki hem geçmişimizi hem de geleceğimizi aydınlatıyor.

Ankara'yı kötüleyecekseniz lütfen daha yaratıcı şeyler bulun. Tüm bunlardan biraz sıkıldık da.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1414
463
210
114
25
22
13
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın