"Hayalet Avcıları" Filmine İlham Olan Tarihin İlk Gerçek Hayalet Avcısı Hals Holzer'ın Hayatı
Yayınlandığı andan bugüne modası asla geçmeyen Hayalet Avcıları filmi hala zevkle izlenir. Üç arkadaşın New York şehrindeki hayaletleri avladığı film aslında gerçek bir hayalet avcısı olan Hans Holzer'a dayanıyor. Peki, kimdir bu Hans Holzer?
1984 yılında vizyona girdiği gibi tüm dünyada büyük yankı uyandıran Hayalet Avcıları (Ghostbusters) filmi, hiç şüphesiz hem konusu hem oyunculuğuyla unutulmazlar arasında!
İkon haline gelmiş bu filmde üç bilim insanı New York'taki hayaletleri avlayarak hapsetmeye başlıyor ve kendilerine 'hayalet avcıları' ismini veriyor.
Peki, bu filmin aslında gerçek bir hayalet avcısından ilham alınarak yazıldığını biliyor muydunuz?
Filmde Ray Stantz karakterini canlandıran Dan Aykroyd, aynı zamanda Harold Ramis ile beraber filmin senaryosunu şekillendiriyor.
Yani hayalet avlama fikri aslında tamamen ondan çıkıyor.
2013 yılında Hayalet Avcıları için Daily Mail ile bir röportaj yapan Aykroyd, burada şu sözleri söylüyor:
“Şimdiye kadarki en büyük hayalet avcısı Hans Holzer'a takıntılı oldum. Hayalet Avcıları filmimin fikri o zaman doğdu.”
Dan Aykroyd'un hayalet ve paranormal olaylara takıntısı nedeniyle gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri olan Ghostbusters'a kavuşsak da Aykroyd'un hayranı olduğu tarihin ilk hayalet avcısı Hans Holzer kimdir elbette merak etmişsinizdir.
Şimdi gelin, Hans Holzer kim ve nasıl hayalet avcısı oldu beraber öğrenelim...
Holzer'ın paranormal olaylara merakı çocukluğuna kadar dayanıyor.
Anaokulundayken öğretmeni eve, hayaletler ve perilerle ilgili hikayelerle diğer çocukları korkuttuğunu söyleyen bir not göndererek ailesini uyardı.
Çocukluğunda amcasından duyduğu hayalet hikayeleri hoşuna gitse de bu konuyu asıl ciddiye alması gençlik yıllarına dayanıyor.
Almanya'daki Tübingen Üniversitesi'nde profesör olan Dr. T. K. Oesterreich tarafından yazılan "Modern Çağda Okültizm" adlı kitabı okuduğunda paranormal olana olan tutkusu arttı.
Naziler 1938'de Avusturya'yı ele geçirmeden hemen önce, o ve Yahudi ailesi New York'a kaçtı ve Holzer bu yeni hayatına din üzerine karşılaştırmalar ve parapsikoloji alanlarında eğitimler alarak başladı.
Sonuç olarak Holzer bir parapsikologdu ve hayatını telepati, hipnoz ve paranormal gibi açıklanamayan fenomenleri incelemekle geçirdi.
New York Teknoloji Enstitüsü'nde konuyla ilgili dersler verse de asıl hayali hayaletlerle ilgili vakaları incelemek için dünyayı dolaşmaktı.
Eğitmenliği bıraktıktan sonra Holzer, New York City bölgesinde bildirilen unutulmaz olayları araştırmaya başlamıştı.
1963'te yazmaya devam edeceği yaklaşık 140 kitaptan ilki olan Ghost Hunter'ı yayınladı.
Kitapta, bu erken vaka çalışmalarını belgeledi ve gitgide tanınır bir isim olma yolunda ilerledi.
Long Island'daki ünlü Amityville vakasını da araştıran Holzer, iddiaya göre, evin lanetli olduğunu açıklayan bir Kızılderili şefinin ruhuyla temasa geçti.
Daha sonra, evden çektiği fotoğrafları incelerken Holzer, DeFeo'nun silahının duvarlardaki kurşun deliklerini çevreleyen ürkütücü haleler fark etti.
Hans Holzer'a göre hayaletler, "fiziksel dünyadan ayrılmaya isteksiz" ruhlardır.
'Fiziksel ölümden önce trajedilerinin veya duygusal bağlarının var olduğu noktada kalmaya devam ettiklerini' belirttiği açıklamalarıyla herkesçe tanınır oldu.
Bu varsayımlar altında hareket eden Holzer, geride bırakılan travmatize ruhlarla iletişim kurmak için sıklıkla medyumlarla çalıştı
2009 yılında vefat edene kadar paranormal olaylar hakkında araştırmalarına devam edip kitaplar yazan Holzer, ardında amatör hayalet avcılarına ve paranormal uzmanlara verdiği ilhamı bıraktı.
Ve tabii efsaneleşmiş Hayalet Avcıları filmini...
Yorum Yazın