Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Hastanede Tacize Uğrayıp İşkence Görmüş: Akıl Hastanesinde Yatmış Bir Kadının "Yok Artık!" Dedirten Hikâyesi
Sizleri Dilek Karabulut ile tanıştıralım. Youtube Yer6 Film kanalına konuk olan Dilek; akıl hastanesinde 1 sene geçiren ve bu 1 sene içerisinde yaşadıklarını anlattığında bizi şok eden, 'akıl hastanesinin asıl gerçeklerini' öğrendiğimiz 21 yaşındaki üniversite öğrencisi. 18 yaşında bipolar hastası olduğunu öğreniyor ve kendinde olan değişiklikler sebebiyle tekrar doktora gittiğinde aynı zamanda disosiyatif hastası olduğu ortaya çıkıyor. Bunun üzerine akıl hastanesine yatırılan Dilek'in hayatı o kadar değişmiş ki ailesi ve 1-2 arkadaşı dışında ona destek verebilecek hiç kimse kalmamış çevresinde. Dilek, 'Akıl hastanesinden daha hasta çıktım!' derken her şeyi anlatıyor aslında bizlere. Gelin, hep birlikte 5 kez akıl hastanesinde yatan Dilek Karabulut'un yaşadıklarına ve akıl hastanelerinin asıl gerçeklerine bir göz atalım.
1. Dilek'in anlattıklarına göre hastanede günlük kıyafetler giymek yasakmış.
Sadece pijama ve eşofman tarzı kıyafetlere izin veriliyormuş akıl hastanelerinde! Bunun sebebi ise akıl hastalarının kot pantolonlar ve diğer kıyafetler ile intihar etmeye çalışmasıymış.
2. Dilek, hastaneye girdiği ilk gün yatağa bağlanmış.
Sadece ilk gün de değil! Defalarca türlü türlü nedenlerle bağlanıp öylece bırakılmış. İlk gün kavgaya karıştığı için bağlanan Dilek'in sonraki zamanlarda uyuyamadığı için bile sabaha kadar yatağa bağlandığı olmuş.
3. Dilek, hastaneye yatmadan önce ve hastaneden çıktıktan sonra intihar etmeye kalkışmış.
Halüsinasyon gören Dilek, ilaçlar sayesinde iyileşeceğini düşündüğü için oradaki tüm ilaçları içip ailesine 'Ben iyileşeceğim!' demiş. Ailesi olayı öğrendiğinde Dilek'i hemen hastaneye götürmüş. Bir keresinde de sinir krizi geçirdikten sonra kendini banyoya kilitleyip bileklerini kesmiş. Arkadaşı onu hastaneye yetiştirdiğinde ise hemşireler ona o kadar kötü davranmış ki... 'Tek isteğim ölmekti.' diyor, ne kötü değil mi?
4. Bir atak sırasında annesini boğmaya çalışmış.
Atak geçirdiği sırada hem intihar etme girişimde bulunan hem yardıma gelenlere zarar veren Dilek, o anları öyle bir anlatıyor ki duygulanmamak elde değil. Birinde kendisine su veren annesini bile tanıyamayıp boğmaya çalışmış.
5. Tedavi yöntemleri genelde iğne ve ilaçlarmış.
Sabah 2 akşam 2 iğne vurulduğunu söyleyen Dilek, doktorların koridordan kaçarak odalarına girip kapıyı hemen kilitlediğini söylüyor bize. Meğer doktorlar da sürekli 'Ben nasılım, nasıl olacağım?' diyen hastalar dolayısıyla bunalmış!
6. Dilek, bir kadın hasta tarafından tacize uğramış.
Doktorların üstünü kapatmaya çalıştığı bu olayda bir hasta Dilek'i kenara sıkıştırıp öpmeye çalışmış. Dilek, diğer kadınlar gibi susmayıp durumu ailesine anlattığında ise doktorlar 'Dilek iyice kötü oldu, böyle giderse sizinle görüştürmeyeceğiz.' diyerek olayın üstünü kapatmaya çalışmışlar.
7. "Akıl hastalarının iyileştiği nasıl anlaşılır?" sorusu bizi çok şaşırttı açıkçası.
Kendinize ve çevrenize zarar vermediğiniz anlaşıldığında artık akıl hastası olmuyormuşsunuz! Tamamen iyileşme diye bir şeyin olmadığını söyleyen Dilek, kendine ve çevresine zarar vermeyi bırakan herkesin akıl hastanesinden çıkarıldığını söylüyor.
8. Akıl hastanesine girmeden neşe dolu bir hayatı varmış.
Dilek; hastaneye yatmadan neşe dolu, mutlu ve umutlu bir hayat yaşadığını anlatıyor. Hatta bu kasvetli yerden çıktıktan sonra ayağa kalkabilen nadir kişilerden biri kendisi.
9. Hücrede bile kalmış
Oldukça acı verici bir işlem olan LP sonrasında dayanılmaz ağrıları için bir ağrı kesici istemiş sadece. Bunun üzerine reddedildiğinde ise kargaşa çıkmış. Kargaşa sırasında güvenlik görevlileriyle boğuşurken yanlışlıkla hemşireye tekme atmış ve hücreye düşmüş. Kapkaranlık bir odada tuvalet bile olmadığını düşünün! Üstelik yatağa bağlısınız ve size ne yemek ne su veriliyor.
10. Ailesi sadece 2 dakika geç kaldığı için saatlerce ağladığı olmuş.
Her gün saat 14.00 ile 16.00 arasında görüş saati oluyormuş. Bazılarının ailesi gelmezmiş ve onlar ailesi gelenlere uzaktan bakakalırmış. Dilek, bir gün annesi görüşe 2 dakika geç kaldığı için 'Beni yalnız bıraktınız!' diyerek saatlerce ağlamış.
11. Bir kadını, çocuğundan koparmaları Dilek'in kalbine çok dokunmuş.
Zorla çocuğunu kadından kopardıklarını görmüş ilk başta. Sonrasında çocuğu parmaklıkların ardında, babasının kucağında gördüklerinde kadın ağlamaya başlamış. Dilek'in de bu olay karşısında içi parçalanmış. Bunları anlattıktan sonra akıl hastalarından korkulmaması gerektiğini, onların bilerek kimseye kötülük yapmadıklarını ve zamanla iyileştiklerini belirten Dilek, aslında tüm insanlığa büyük bir ders veriyor. Çıktığında onu arayan soran kimsenin kalmadığını, tüm arkadaşlarının onu terk ettiğini anlatan Dilek: 'Düştüğünüzde sizi kaldıran kimse olmuyor.' diyor.
Yorum Yazın
Osmanlı dönemedin akıl hastaları avrupanın aksine müzik ile tedavi ediliyordu. Birde modern dediğimiz şu çağa bak! Aklı yerinde olmayan birine karanlık odaya... Devamını Gör
Normal insan bile orada 1 günde delirir ne yapmaya çalışıyorlar bunlar herkez işini düzgün yapsın😡
Olayı iyice dramatiklestirmişsiniz. Akıl hastanelerinde tedavi prosedürlerinin nasıl işlediğini bilmiyorsunuz sanırım.kurallar vardır 5 dk geç kalsa bile gör... Devamını Gör
Hasta olması onun aç Ve susuz bırakılabileceği anlamına gelmez ve oradaki doktorlar hasta bakıcılar gerçekten acımasız vicdansız insanlar tabi bu onların suç... Devamını Gör