Gerçekleşmeyecek Olsa da İş Hayatında "Olsaydı Güzel Olurdu" Dedirten 12 Ütopik Düşünce
İş hayatına giren herkesin, sektör ne olursa olsun aklına takılan belli başlı konular vardır. Sorunlara herkes kafasında çözümler yürütse de, bu teorik çözümlerin gerçeğe dönüşmesi şimdilik imkansız gibi görünüyor. Her çalışanın aklından geçen çözüm düşüncelerini derledik.
1. Yolda geçen sürenin mesaiden sayılması.
Avrupa Adalet Divanı'nın kararıyla gündeme gelen bu konu, birçok çalışanın zaten düşündüğü bir konu. Ancak tüm günün yolda geçtiği şehirlerde sayılma ihtimali bile söz konusu görünmüyor.
2. İsteyenlere çalıştığı semtte oturma kolaylığı sağlanması.
Özellikle büyük şehirlerde kişinin iş yerinin olduğu ilçede oturması trafik ve verimlilik açısından mükemmel olmaz mıydı? İş yerinin adresini belgeleyenlere kira indirimi gibi teşvikler ne güzel olurdu.
3. Geç çıkışların da sabah geç kalma dakikaları gibi sayılması.
İşe geç kalmak, özellikle sıkça tekrarlandığında kesinlikle hoş değil. Ancak sabah 5-7 dakikalık geç kalmaları hesaplayanlar, akşam çıkarken de aynı hesaplamayı yapsa güzel olurdu.
4. İş veriminin, işte geçirilen süreden önemli kabul edilmesi.
İş için toplantıya giden, evrak için koşturan birinin arkasından 'oh geziyor' diye düşünülürken; tüm gün hiçbir iş yapmayan, sadece masasında oturan çalışanın çok çalışıyor görünmesi değişmez bir kuraldır. Bu değişse her şey çok farklı olurdu.
5. Yasal hak olan izni kullanmak için kırk takla atmaya gerek kalmaması.
İzinler yasalarla belirlenmiş olsa da, ne yazık ki gerçek dünya öyle değil. İzinlerin bölünmeden, istenilen tarihlerde kullanılması çok zor. Yasal hakkı kullanmak için defalarca izin alma çilesi olmasaydı ne iyi olurdu.
6. Hastalık ve evden çalışma gibi ekstra durumların izinden düşülmemesi.
Yine Avrupa Adalet Divanı'nın bir kararı. İzin gerçekten çalışanın dinlenip tatil yapacağı günler olmalı. Elbette bu konu suistimale açık ama hasta yatılan günlerin izin sayılmadığı bir dünya güzel olurdu.
7. Çalışanın iş dışında zorla ofiste tutulmaması.
Bahsettiğimiz fazla mesai değil. Mesai saati bittiği halde 'Patron gelecek, mal gelecek, misafir gidecek' gibi nedenlerle çalışanın hiçbir şey yapmadan bekletilmesinden bahsediyoruz.
8. Çalışanın yalnızca işiyle değerlendirilmesi.
Gönül ister ki, her çalışan sadece işiyle değerlendirilsin. İş kurallarına aykırı olmadıkça ne giydiği, ne yaptığı, özel hayatı ya da tam tersi iş yerinde kurduğu ilişkiler dikkate alınmasın. Ancak hepimiz biliyoruz ki, bu da sonsuza kadar ütopya kalacak.
9. Bir sorun halinde yöneticinin çalışanını koruması.
Örneğin bir müşteriyle yaşanan problem sonucunda haklı taraf çalışansa, patronun arkasında durması. Çok tuhaf olurdu ama iyi de olurdu.
10. İnsanların özel problemlerini iş dışında bırakması, bırakamadıkları durumlarda da açıklaması.
İnsanlık hali, insan sinirini stresini işine yansıtabilir. Keşke olmasa ama bari bir açıklama yapsalar da, boş yere başkalarını da üzüp kırmasalar. Ama nerede?
11. Mobbinge uğrayanın hemen bir başkasına mobbing yapmaması.
Yöneticisinden mobbing gören bir çalışanın hemen başka bir çalışana mobbing uygulayarak rahatlama çabasını herkes bilir. Böylece mobbingle dolu bir iş yeri oluşur. Keşke mobbinge uğrayan direkt kendisine mobbing yapan kişiye karşı çıksa da masum çalışanlara bir şey olmasa.
12. İnsanlık hali denilen durumların herkes için geçerli olması ve bir yandan herkesin işinin sorgulanabilir olması.
Kısaca üst-ast durumlarının sadece kıdem, sorumluluk ve iş yükü anlamında belirlenmesi. Bunun dışında tüm çalışanların belli bir adalet sisteminde çalışması. Bir çalışan yaptığında büyük hata olacak bir şeyin, yönetici yaptığında insanlık hali olarak geçiştirilmemesi. Herkesin sorumluluğunu üstlenmesi iyi olurdu. Adil bir iş dünyası için daha çok beklememiz gerekecek gibi görünüyor
Yorum Yazın
Patronum ay başı cuma gününe veya hafta sonuna denk gelirse maaşı yatırmak için pazartesiyi bekliyor. Trafik de mesaiden sayılsınmış hey yavrum hey...
abbey road için geldim gidiyorum <3
Abbey Road fotoğrafını görüp geldim :D