Finale Son 2 Bölüm! Bütün Sırları Bir Bir Ortaya Döken Fi'nin 8. Bölümünü Sizin İçin Anlattık
Finale Son 2 Bölüm! Bütün Sırları Bir Bir Ortaya Döken Fi'nin 8. Bölümünü Sizin İçin Anlattık
Oyunculukları ayrı, senaryosu ayrı, kurgusu ayrı, müzikleri ayrı güzeldi. 2. sezon 8. bölümüyle kendini aşan Fi, izlerken o kadar gerdi ki, bir sonraki bölüme kadar bizi konuşturacak gibi. O zaman biz de sizin için bu muhteşem bölümü anlatalım...
DİKKAT: İzlemeyenler için ağır SPOILER içerir.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Biliyorsunuz, Eti bir önceki bölümün finalinde intihar etmişti. Can bununla yüzleşmek, ağlaya ağlaya da olsa durumu kabullenmek zorunda kaldı.
Polisleri kendi çağırarak 'şüpheli' durumundan da kurtuldu. Belgeleri de bir güzel imha etti. Acılı olabilir ama o Can Manay...
Tüm bunlar olurken, Özge sonunda Can'ın gerçek kimliğini Duru'ya göstererek onun gözünü korkutunca, Duru parasını cüzdanını ve pisi pisilerini toplayarak kaçmaya karar vermişti.
Ama tam kaçmak üzereyken Can'a yakalanmıştı. Can'ın canı başka yerlerinde olduğu için bu durumu kafaya takmadı ve Duru ile teselli bulmaya çalıştı.
Yalandan teselli tabii, aslında kendi derdinde. Eti'nin mektubunu da bulunca, Can duştayken kaçmaya çalıştı. Olmadı.
O da çareyi Can'ı uyutup kaçmakta buldu. Çaya ilaç atayım uyutayım dedi ama o da olmadı.
Nerden bilebilir ki, asıl belasını Bilge'den bulacaktı. Eti'nin öldüğünü ve Can ile Duru'ya hiçbir şey olmadığını gören (zanneden) Bilge, bir avazsa aldatılma olayını söyledi gitti.
Ve Duru tir tir titrerken, açıklama yapmaya çalışırken gelen o muhteşem söz; "Beni aldattığını zaten biliyorum." Cool bir şekilde koltuğa giden Can, bilip de nasıl delirmediğine şaşıran Duru...
Vallahi biz Can gibi bir psikopatın az bile dayandığını düşünüyoruz ama Can her şeyin eskisi gibi olmasını istediğini söyledi. Duru içinse artık onun yanında durmak sadece korku ve azap olacaktı.
Serenay Sarıkaya'nın muazzam oyunculuğuyla o gerildikçe biz gerildik, o titredikçe biz titredik. O korkuyla Afife'yi bırakmayı bile kabul etti. Uğruna bin dolap çevirdiği Afife'yi!
Bölümün bir diğer heyecan merkezi de kesinlikle Sadık Murat Kolhan tarafındaydı. Kendi elleriyle Numan'a onu deşifre edecek tüm belgeleri verdi, Nadir'e iletmesini istedi.
Sadık'ın hem Numan'a onu bitirecek dosyaları verdiğini, hem "Geri sayım başladı" diyerek gittiğini görünce şaşkına dönen Özge, haberlerde de Eti'nin öldüğünü görünce kayışı kopardı.
Minnoş bir ev kedisi edasıyla tatlı tatlı kaçış planını yapan, Berlin biletini alan Duru'yu uyarmak üzere atölyeye gitti.
Zaten Duru'nun cebinde Özge'nin numarasını bulan ve durumdan şüphelenen Can için bardağı taşıran son damla bu olurdu: Özge ve Duru'nun bir araya gelmesi.
Ve hocası arayıp Özge'nin orada olduğunu söyleyince, Can da konuşmayı hoparlöre aldırttığı için bunu duyunca; bardak taşmış oldu.
Sonucu da Duru adına korkunç oldu. Can durumdan şüphelenip çantasını karıştırdı ve pasaportu, paraları buldu. "Sen benden kaçıyor musun?" evet biraz.
Serenay Sarıkaya'nın adeta şov yaptığı, Can adına bildiği her şeyi anlatmaya çalışırken kekelediği sahnede hepimiz korkudan yerimize yapıştık; "Billur varmış ölmüş. Umutmuşsun sen."
Can mı? Can ne yaptı anlamadık ama bir pasaportla gitti geldi. Herhalde merdivenlere vura vura kızı öldürecek dediğimiz bir sinirle.
Ve bizi yine utandırdı. Duru'ya gerçekten çok aşık ya da onsuz nefes alamayacak kadar saplantılı olmalı. Onu banyoya kapatıp Özge'yle hesaplaşmaya gitti.
Özge tehlikeye her zamankinden daha yakınken, bir numaralı koruyucu Sadık ne mi yapıyordu? Nadir'in yanına yerleştirdiği korumaları yardımıyla onun işini bitirmeye gidiyordu.
Ve sonunda 6 yıldır onu geceleri uyutmayan yükleri omzuna bindiren, hem bir saltanat verip hem cehennemin kapısından ittiren Nadir'i boğarak öldürdü.
Peki Sadık'a "İşte şimdi seni hak ediyorum" diyerek Özge'yi öptüren, Nadir'in ölmesiyle bir nebze rahatladığı yük neydi?
Her şey 6 yıl önce, Sadık'ın Nadir tarafından otele çağırılmasıyla başlamış. Geri dönmemiş, onu bambaşka bir yola sokacağını bile bile gitmiş. Nadir onu odadaki bir 'pisliğini' temizlemek için çağırmış.
Kayınpederinin yüzündeki tırmalama izlerini görünce de bir hayat kadınının zavallı sonu diye düşünmüş.
Yataktaki bedeni kaldırıp da tüy gibi hafif olduğunu anlayınca da nutku tutulmuş. Nadir'in tecavüz ettiği çocuğun ayakkabılarını ve oyuncağını fark etmiş sonrasında.
Ne ilk ne de son olduğunu bile bile, o çocuğu toprağın altına koymuş ve susmuş... Bunu örtbas ettiği için de Nadir tarafından ödüllendirilmiş. Karısı da, kocası ve babasının bu iğrençliğini öğrenince kendini öldürmüş.
Özge'nin de bizim gibi midesi bulandı. Sadık Nadir'i öldürdüğü için bir aferin mi bekledi bilmiyoruz ama Özge bunu yapmadı. Sadık da Özge'ye Can'la ilgili her şeyi verip hayatından çıktı.
Mali şubenin geleceğini haber alır almaz oradan kaçan Sadık, Özge'yi sonsuza kadar göremeyecek olmanın acısını çekti.
Yalnız başına hareket eden bir Özge Egeli başını kaç dakikada bir belaya sokabilir? 5 falanmış. Çok büyük bir kaza yaptı, "Hiç ölümü düşündün mü?" diyen Rüzgar Gülü şarkısı eşliğinde hem de.
Tabii 'öylesine' bir kaza değil. Onu taaaa atölyeden çıktığından beri takip eden Can Manay tarafından yapılmış bir kaza. Hem Özge'yi ölüme terk etti, hem de onu bitirecek belgeleri geri aldı.
Bakalım Özge'nin hikayesi burada bitecek mi? Yoksa helikopterle kaçan Sadık, Özge'yi hala görüp izliyor mu?
Bu bölüm o kadar ağır indi ki kalbimize, mahvolduk. Önce kanser farkındalığı, sonra da istismara çektikleri dikkat için teşekkür etmemiz gerek. Ada ve Göksel'in öpüşmesi bir anda Göksel tarafından bitirilince diğer istismar perdesine geçtik.
Öğrendik ki, korkunç istismar gerçeğiyle o da tanışmış. Tecavüz edilirken yakaladığı köpeği canı pahasına koruması da bu yüzdenmiş.
"Ben bu köpeği duydum. Birileri de mutlaka beni duymuştur. Ben bağırırken nerdeydiniz!" diye attığı çığlık kulaklarımızı yırttı. Gözümüze gözümüze sokuldu bu gerçekler...
Bitmedi, bir gerçek de Duru'nun kendini kurtarmazsa onu kimsenin kurtaramayacağı tarafından geldi. Kızcağız malum oyuncu gibi tuvalet camında kalacak diye korktum. Aşağı atlayarak tuvaletten kaçtı.
Ama ana yoldan kaçmaya çalıştığı için kabak gibi Can'ın kucağına düştü.
Bu sefer eve getirildiğinde Can'ın kafasına darbe indirerek kaçmaya çalıştı ama kapıların şifrelendiğini unuttu. Kabus gibi! "Duru sinirlenmeye başlıyorum." diyen Can Manay ise şaşırtıcı derecede henüz Duru'ya karşı saldırganlaşmış değil.
Duru'dan bahsediyoruz, o minnoş bir ev kedisi değil. Bütün bölüm korka korka gezdi ama "Beni kafese kapatamazsın." diye kendini parçalayarak gerçek yüzünü gösterdi.
Kendini kilitlediği odayı ateşe vererek Can'ın itfaiye, polis çağırmak zorunda kalmasını umdu ama bayıltılıp kucakta yangından kaçırıldığıyla kaldı.
Ayılır ayılmaz ise Can'ı merdivenlerden aşağı yolladı. Ama Can'ın ölüme bile onunla gideceğini unutmuş. Can onu da aşağı çekti.
Ve "Yok artık, dizi finali mi bu!" dedirtecek son... Can da Duru da aşağıya uçtu. Ölmeseler bile Duru için dans artık imkansız bir tutku...
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Serenay aştı kendini bu bölümde ama ozan güvenle osman sonantın oyunculuğunu hiç beğenmedim
Serenay süperdi cidden.Ozan Güven'in oyunculuğunu ben zaten Fi'de beğenmiyorum.Aslında Osman Sonant'ın oyunculuğunu genel olarak seviyorum ama bu bölüm beğen... Devamını Gör
"8. bolumu sizin icin anlattik" derken, biz izledigimizi anlamiyor muyuz? bize gerizekali muamelesi mi yapiyorsun sevgili onedio?
En etkileyici bölümdü...