Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Fenerbahçe - Beşiktaş Maçı İçin Yazılmış En İyi 10 Köşe Yazısı
Süper Lig'deki dev derbide Fenerbahçe ile Beşiktaş golsüz berabere kaldı.
Kartal'ın ölüsü yetti - Rıdvan Dilmen
Çok uzun yıllardır, bizim oyunculuk yıllarımızdan önce de sonra da manşetler şöyle yazardı:
Dağ fare doğurdu. Maça bakıyoruz, Volkan yere yatmadı. Fabri için, 'Ne top çıkardı' demedik. Fenerbahçe'nin 1'i net, 2 pozisyonu var, Beşiktaş'ın hiç yok. 87'ye kadar Fenerbahçe ağırlıklı bir oyun vardı. Fenerbahçe'ye beraberlik yetmez diyorduk maç öncesi.
Diğer tarafta Beşiktaş, 'Ben buradan 3 alırsam süper, berabere biterse iyi' diye düşünerek oynadı. Bu da 87 dakika boyunca Beşiktaş'ın oyun anlayışını gösteriyor. Karşıda sert bir orta saha, dev gibi iki stoper... Beşiktaş'ı en az 5-6 pozisyonla değerlendirirdik.
Beşiktaş'ın ölüsü puanı aldı diyebiliriz.
Galatasaraylılar da Florya'da izlerken, 'Oh mis gibi berabere bitiyor' demiştir.
Gönül kimyalarını bozdu - Erman Toroğlu
Fenerbahçe seyircisi çok büyük bir hata yaptı. Gökhan Gönül'e takıldı. Gökhan'a takılınca ne rakiple uğraşabildi ne hakemle uğraşabildi ne de kendi futbolcularını Beşiktaş'ın üzerine itebildi. Yani dün gecenin özeti Gökhan, F.Bahçe seyircisinin kimyasını bozdu ve Beşiktaş'ın puan alarak çıkmasını sağladı.
Taktik savaşı oldu. İki tarafın da kafasında önce gol yemeyeyim düşüncesi vardı.
Maç başlıyor. İlk başta Beşiktaş şöyle bir kımıldıyor sonra Fenerbahçe kımıldamaya başlıyor. İkinci yarı Volkan Şen giriyor.
Bence Advocaat acele ediyor. Aatif'ı daha geç oyundan çıkarması gerekirdi. Çünkü Volkan Şen hem tribüne oynuyor hem de hakemlerle çok tehlikeli oynuyor. Üzerinde Fenerbahçe forması var yırtıyor. Küçük takımlarda oynasa çok atılır. Bal yapmayan arı. Vızır vızır sonuç yok. Dakikalar ilerliyor bu sefer Beşiktaş ile F.Bahçe'nin fizik güç farkı ortaya çıkıyor. Beşiktaşlılar daha diriler.
Riekerink’e haksızlık mı ettik? - Mehmet Demirkol
Galatasaray, Kadıköy’de ceza sahasına topla sadece 2 kez girebilmişti ve bu durum bir dev için kabul edilemezdi. Ancak dün gece Beşiktaş’ın durumu da hiç farklı değildi. Kartal hiçbir şey yapamadı...
Maçı izlerken aklıma ilk gelen soruya şu oldu: Acaba Riekerink ve Galatasaray’a çok mu haksızlık ettik? Kadıköy’de rakip ceza sahasına topla sadece 2 kez girebilmişlerdi ve bu durum dev biri için kabul edilemezdi.
Ancak dün gece Beşiktaş’ın durumu da farklı değildi. Ülkenin en rahat hücum yapan, her ne şartta olursa olsun her şarttan geri dönmeyi başaran. 3 yendiği maçta 3 atıp geri dönebilen, birden fazla hücum planı olan, topa sahip olsa da kontrata yatsa da pozisyona girebilen Beşiktaş hiçbir şey yapamadı. Kara Kartal net bir pozisyon dahi bulamadan bir maçı en son ne zaman tamamladı hatırlamıyorum.
Hüseyin Göçek'i kutluyorum - Ahmet Çakar
F.Bahçe içeride büyük takımlarla oynadığı maçlarda çok başarılı oluyor. G.Saray’ı sahadan sildiler, M.United ve Feyenoord’u rahat yendiler. Dün maçtaki tek eksik F.Bahçe’nin galibiyet golüydü. Ama başaramadılar
Bu yıl derbilere bakıyoruz, futbol adına fazla bir şey göremiyoruz. Mesela dün akşam maçı seyredip de bir gram keyif almış birini bana söylerseniz şaşırırım. Kaleye düzgün şut yok, organize bir atak yok, belki 1-2 Fenerbahçe'nin pozisyonu dışında gol pozisyonu yok. İşte dün gece oynanan 90 dakikanın özeti bu.
Oyun genelinde hem ikili mücadele hem de oyun kontrolü yönünden Fenerbahçe daha üstündü. Fenerbahçe kendi sahasında takım savunmasında inanılmaz başarılı.
Mesela Beşiktaş sezon başından beri hem Avrupa'da hem ligde goller atmış, pozisyonlar bulmuşken dün gece tek pozisyonu yok. Cenk gibi, Quaresma gibi sonradan oyuna giren Aboubakar gibiler dün gece hiçbir etkinlik gösteremediler.
El Clasico'dan derbiye - Şansal Büyüka
Dünyanın izlediği El Clasico‘nun ilk yarısından bizim derbinin ilk yarısına döndüm... Bu yarıda sıkı bir mücadele olduğu kesin... Futbol derseniz, özellikle bu ilk yarı için iki takım da ıskaladı...
Düşünün maçın ilk şutu, inanılır gibi değil ama, ancak 30. dakikada geldi... O da bu yarının tek ve en önemli pozisyonuydu... Atiba’nın kale sahası üstünde adeta asist yaptığı pozisyonda, Skrtel, o kadar yakın mesafeden, o topu nasıl ağlara gönderemedi kendi bile inanamadı...
Beşiktaş için ilk 45 dakika, rakip kalenin, rakip ceza alanının unutulduğu dakikalarla doluydu... Hakem ilk yarıyı bitirdiğinde Beşiktaş’ın tek pozisyonu, hatta kaleyi bulsun ya da bulmasın tek şutu bile yoktu...
Beşiktaş’ın hücum orgganizasyonlarının “kumanda merkezi“ olan Oğuzhan, çoğu hücum teşebbüsünde “top kaybı“ yaşayınca, hiçbir Beşiktaş atağı olgunlaşamadı ve sonuçlanamadı...
Zevksiz derbi - Güntekin Onay
Beşiktaş, ofansif performansıyla hayal kırıklığı yarattı. Öyle ki ilk yarı kaleye şut girişimi yok. Attığı korner yok. Evet, maçın yarıda F.Bahçe’nin de kaleyi bulan tek şutu yok ve attığı korner sadece 1.
Hücum aksiyonları bakımından son derece yetersiz bir derbi oldu.
Fenerbahçe ikili mücadelelerde daha diri ve istekli göründü. Beşiktaş’ta ise Oğuzhan-Tolgay kalitelerinin çok altında kalıp çok top kaybıyla oynadılar. Kerim Frei hemen hemen aldığı tüm topları ezdi, Cenk Tosun, Kjaer ve Skrtel’in arasında hiç top alamadı.
2. yarıda da farklı bir maç izlemedik. Aboubakar girdikten sonra biraz daha öne doğru gitmeye çalışan ama yine hücumda yetersiz bir Beşiktaş izledik. Açıkçası son yıllarda F.Bahçe-Beşiktaş derbileri içinde bu kadar pozisyonsuz ve heyecansız bir maç hatırlamıyorum.
Volkan’ın kazağı! - Ertem Şener
Galatasaray ve Beşiktaş derbilerinde yere yatmayan Volkan Demirel tarihe geçti.
İki maçı yan yana koyun ve sadece Volkan'ı izleyin. İkisinde de kaleci kazağı maç sonunda,başladığı gibi tertemizdi.
Derbinin hatta iki derbinin de özeti bu aslında. Volkan yere yatmadan derbileri bitiriyor. Bunda Skrtel ve Kjaer'in de etkisi çok ama bu sezon, yılın son iki derbisini hep şöyle hatırlayacağım;
Volkan Demirel'in temiz, kirlenmeyen kaleci kazağı.
Fenerbahçe kazansa F.Bahçe şampiyon olacak, Beşiktaş kazansa Beşiktaş şampiyon olacaktı! Bu kadar erken mi?
Evet bu kadar erken bir netice olacaktı, olmadı. 3 puana daha çok ihtiyacı olan Fenerbahçe bu bilinç ile oyuna sert başladı. Dakikalar ilerledikçe bu avantaja dönüştü ve hakimiyeti kurdu sarı lacivertli ekip. Beklenen Beşiktaş sahada değildi. Adriano ve Gökhan ileri çıkamıyor ya da çıkartılmıyordu. Biraz Quaresma ki neden oyundan çıkartıldığını hâlâ anlamış değilim ve Atiba ile Fabri'den başkasını görmedim Beşiktaş'ta.
Bir kişi hariç o da Gökhan!
Bu kez keyif vermediler - Ömer Güvenç
Türkiye'nin en iyi oyuncularından kurulu, şampiyon adaylarından ikisi F.bahçe ve Beşiktaş’ı izledik dün... Daha doğrusu hiçbir şey izlemedik. Sadece yarım yamalak mücadele. Bırakın golü ve golleri neredeyse pozisyon yok. Gollük pozisyonu olmayan bir maçın keyifli olması mümkün mü? Değil. Açıkça söylemek gerekirse hiç keyif almadım. Dağ fare doğurdu. F.Bahçe ilk 15-20 dakika saha ve seyirci avantajını kullanırken daha istekli ve tempolu başladı. Ama Beşiktaş sakin, akıllı, panik yapmadan oynayarak F.Bahçe’ye pozisyon vermedi.
Fenerbahçe'de Aatıf, Robin van Persie, Sow, Alper’den çok şeyler beklendiği gibi Beşiktaş’ta Oğuzhan, Cenk Tosun, Quaresma, Kerim’den çok şeyler bekleniyordu. Hepsi hayâl kırıklığı. Ben bir futbol izleyicisi olarak böylesine büyük derbide defalarca hop oturup hop kalkmak isterim. Nerdeee. Oturduğum yerde öylesine kaldım.
Beşiktaş uyuttu - Turgay Demir
Fenerbahçe'nin Galatasaray derbisi gibi oynamasının mümkün olmayacağını düşünüyordum.
Topu alan kaleye gidemeyecekti.
Bu da Sarı-Lacivertlilerin en etkili silahlarının etkisiz konuma gelmesi demekti. Beşiktaş ölü bölgede top çevirdiği takdirde Fenerbahçe'nin işinin duran toplara kalacağı ve erken gol bulamayan Kanarya'nın gerileceği de kesin gibiydi. Tüm bunları hepimizden iyi bilen Şenol hoca taktiğini buna göre kurdu ve resmen Advocaat'ı uyuttu. Marcelo, Ozi, Tolgay, Atiba ilk yarıda güle oynaya top çevirdiler.
Bu bölümde Fenerbahçe iki duran top, bir de Hasan Ali'nin ortasıyla pozisyon bulabildi. Beşiktaş daha çok topla oynadı, gol arayıp riske girmedi ve filmin ilk bölümündeki rolünü iyi oynadı.
Biz bu maçı niye izledik? - Cem Dizdar
Orta sahaların işlerini sadece savunma yönünde doğru yapması nedeniyle maç ikinci yarıda da tempo kazanmadı. Bunu tribün performansından takip etmek de mümkündü. Oynayanlar ve hocalar kazandı ama sahi biz bu maçı neden izledik?
Kadrolar açıklandığında görüldü ki, Beşiktaş neredeyse tüm hücumlarını sahaya sürmüş, oyunun 60’tan sonraki son bölümüne Aboubakar dışında etki edecek bir başka yedek bırakmamıştı. Öyle ki, hafta içi Fenerbahçe sosyal medyasının ablukaya aldığı Gökhan Gönül bile kadrodaydı!.. Oysa bilinir, Beşiktaş maçların ilk yarılarını genellikle ‘nafile makamı’nda tamamlar. Fenerbahçe ise ‘güvenle oynayan’ ve ‘kazanmayı bilen’ onbiriyle sahadaydı. Peki, Şenol Güneş’in bu tercihine neler yol açmış olabilirdi?
Yorum Yazın