Görüş Bildir
Haberler
Erkeklerin Ağzından Üzücü 6 İlişki Pratiği

Erkeklerin Ağzından Üzücü 6 İlişki Pratiği

diazepam
21.08.2014 - 11:42

Söylemesi dile kolay, ancak yaşaması taşınması güç bir yük... Keşke olmasaydı dediklerimiz.

İçeriğin Devamı Aşağıda

1. "Hoşlanılan kızın ortamdan erken ayrılması"

1. "Hoşlanılan kızın ortamdan erken ayrılması"

Akşam o da gelecek diye kırk yılın başında gömlek ütülersin, en sevdiğin pantolonunun paçalarını yıkarsın, tıraş olur, arkadaşının orijinal parfümünden su gibi sıkarsın, Rocco’nun dil üstüne koyulan şekerlerinden alır ağız kokunu tazelersin, yeri gelir arkadaşından bir geceliğine iPhone’unu ödünç alırsın şekil olsun diye. Geceye gidersin, senden önce gelmiş masada oturuyordur. Onun için hazırlandığını, ona hasta olduğunu anlamasın diye kafanla iğreti bir selam verip, ürkütmemek için onu iyi gören ama yakın olmayan bir yere oturursun. 

Yavaş yavaş ortam kalabalıklaşmaya başlarken sevdiği arkadaşları gelmiş, onlarla hararetli konuşmalara dalmış, gülüp eğleniyordur. Derken saatine bakıp bir şeyler der yanındakilere ve bir anda kalkıp 'benim işim var görüşürüz sonra, size iyi eğlenceler' deyip terk eder ortamı. Paçaları tertemiz pantolon üzerine giyilmiş  jilet gibi gömlekle, elinde deminden beri salladığın iPhone ile kalakalırsın. Bir an peşinden gidip “gitme” demek istersin, “gitme senin için geldim ben, sen yoksan burası yansın umurumda değil, ben senin yüzünü bir parça fazla görebilmek için geldim, gitme” demek istersin, ama diyemezsin, gider. Gece sizin için orada biter.

2. Kendine aşık olan erkeğe merhamet duymak: "Zalim kız"

2. Kendine aşık olan erkeğe merhamet duymak: "Zalim kız"

-Ya canım benim ya

-N'oldu kız?

-Ahmet ya

-N'olmuş Ahmet'e

-Bizim Aylin'e bana karşı duyguları olduğunu söylemiş

-Ee!?

-Canım ya, ben onu arkadaş olarak görüyorum ama

-E söyle ona bunu

-Kıyamam ki, canım ya nasıl üzülecek kim bilir

-Ee ne yapacaksın?

-Bilmiyorum ki, Ahmet ya canım benim, tatlım ya 

-....

-Bana aşık olmasını ben istemedim ki, yanlış yorumladı ilgimi demek ki

-Ne ilgisi?

-Ne bileyim daha önce hiçbir kızdan yakınlık falan görmediyse demek ki... canım ya, kuzum benim.

Al evine götür Ahmet'i besle, sen de mutlu ol Ahmet de olsun. Bu nedir arkadaşım? Bu nedir? Ahmet seni sevdi diye, sana karşı ilgi besledi diye bu neyin acıması, neyin merhameti? Ahmet bu ilişki olamaz dersin Ahmet gider yoluna, ama senin bu yaptığın ne? Kıyamazmış. ben senin derdini biliyorum ama, deliler gibi istiyorsun Ahmet'in o ilgisini. Olmaz dersen Ahmet'in gidip başka birini bulacağını da biliyorsun. İstiyorsun ki Ahmet ile aramızda hiçbir şey olmasın ama Ahmet salak aşık gibi hep yanımda olsun.

Bak Ahmet sözüm sana, eğer bu kızın bu tavırlarına kanıp da, 'ulan ileride belki bir şeyler olur' diye beklersen koskoca 2-6 yılını bunun g.tünde, eline dahi dokunamadan geçireceksin. Oysa hemen çark edip, biraz hedef küçülterek piyasadaki arza biraz daha yakından bakarsan iki ay içinde yeni bir sevgili bulman işten bile değil. Ezdirmeyin kendinizi. 

Bu sana, sözüm ona acıyan, merhamet gösteren, kıyamayan (!) kızdan bir an önce uzaklaş. Bunların derdi sana kıyamamak değil, itina ile 'friendzone' yapılmış Ahmet'ten ve onun şımartan ilgisinden mahrum kalmamaktır. Unutma! Bir kız sana merhamet duyuyorsa bu onun eksikliğindendir.

3. "Koltukta uyuyan sevgiliyi odaya taşırken düşürmek"

3. "Koltukta uyuyan sevgiliyi odaya taşırken düşürmek"

-Ya salak mısın sen?

-Aşkım vallahi elimden kaydın

-Ne demek elimden kaydın ya hasta

-Bak iyilik edelim dedik kötü olduk iyi mi?

-Resmen başım ağrıyor

-Migrenin mi?

-Yok salaklığın

-Hadi, başa döndük yine...

Koltukta uyuyakalmış sevgiliyi, romantizm, aşk adamlığı adına; sarsmadan, bomba imha ekibi amiri gibi kavrayıp; odaya, tertemiz yatağa taşımak, yatağa koyunca uyanır, uyanınca da bu ilgi karşısında duygusallaşıp kesin beni arzular diye umarak çıkılan yolda sevgiliyi muhtemelen yatak odası ile salon arasındaki o daracık koridorda elinden kaçırmak neticesinde vuku bulan hazin durum. Üstüne üstlük kızı düşürdükten sonra üstüne basmayayım diye sıçrarken kızın koluna takılmak, darbenin ve kolunu ezmenin acısıyla bir anda uyanan nazlı yarin sizi zeybek oynar bir halde görmesi nasıl izah edilir?

İnsan neden 'aşkım hadi yatağa geçelim, uyuyorsun bak' demek varken 60 kiloluk sevgiliyi kucaklayıp odaya taşıyabileceğini düşünür ve sonuç odaklı hareket ederken asıl mevzuyu elden kaçırır? Dünya üzerinde, komik videoları saymazsak kaç kişi vardır böyle yapan? Biz kaç kişiyiz sevdiceğini odaya taşırken yere düşürüp üzerinden geçen?

-Bak aşkım vallahi kazaydı

-Gülüyordun ama

-Ya ne gülmesi seni ezmeyeyim derken

-Bi de ezseydin

-Olur mu hiç, yere düşen sahibini at bile çiğnemez

-Salaksın yemin ediyorum

-Kolun iyi mi?

-Acıyor

-Bastım ya ondandır

-Aa sahi mi? embesil

4. "Erkekten o geceyi unutmasını istemek"

4. "Erkekten o geceyi unutmasını istemek"

Biraz gizemli bir durum oldu ama aslında son derece basit, hani arkadaşla, sevişilmemesi gereken biriyle sevişirsin de, ertesi gün kalktığında ‘Allahım biz n’aptık?’ diye yakınırsın ya, ardından bu yakınmalarına uyanan erkeğe ‘ikimiz de sarhoştuk, ne yaptığımızı bilmiyorduk, lütfen dün geceyi unutalım’ dersin ya, işte o gece, sevişilen bu gecedir ve bir erkekten bu geceyi unutmasını istemek kadar büyük bir saflık yoktur, hele erkeğin ‘sen nasıl istersen’ lafına kanmak kadar.

Arkadaşım erkek dediğin yolda yürürken üzerine tunik almadan tayt giymiş bir kızın kıçını 10 dakika boyunca izleyip hafızaya alan, sonra eve gidince bellekten görüntüleri kullanmak için indiren bir canlı türü. Sen ona tayt üzerinden görüp de vurulduğu şeyin canlısını sunmuşsun, sonra da kalkıp 'unut bunu' diyorsun. zalimlik!

O adam bunu belki senin yüzüne vurmaz, sana karşı sanki seninle hiç sevişmemiş gibi davranır falan ama emin ol hayatı boyunca belki de unutamayacağı tek şey o gece. Hafıza doldu taştı, bellek yetersiz uyarıları verdi. Sen yine iyimser ol, de ki erkek o geceyi unuttu.  

O geceyi unutalımmış, yahu adam eğilince beli açılıp donu görünen kıza iki hafta ayırıyor, o geceyi unutabilir mi Allah aşkına? biraz gerçekçi olun n’olur.

5. " Sevgililer gününde sevgiliye hediye olarak kan vermeye gitmek "

Yeni nesil pek bilmez 90’ların meşhur bir gençlik dizisi vardı “evimiz hollywood’da” diye. Orada böyle Dylan diye affedersiniz, piç bir karakter vardı, bir de Brandon diye efendi bir karakter. Hayatımda ilk defa kızların efendi adam yerine piç tercihine o dizide şahit olmuştum. Brandon efendilikte çığır açarken, sevgililer günü için Amerika’nın gördüğü göreceği en iyi planları yaparken Dylan umursamaz tavırlarıyla kızların aklını alıyordu.

Hazır ol akşam seni dışarı çıkaracağım dedi, şimdi adını hatırlamadığım kız arkadaşına. Aha dedim Dylan bile program yapıyorsa sevgililer günü önemli bir gün demek ki. Akşam oldu, Dylan kızı Porsche’si ile aldı ve hastaneye götürdü. Kan verme odasına girip yatağa uzandılar ve kan verdiler. Kan verirken de Dylan neden böyle bir tercih yaptığını kendi ailesinden alıntılarla süslediği enfes bir konuşmayla taçlandırdı. Kızın resmen dibi düştü, sedyeye yayıldı akşamına da…

İlk sevgililer günümüz, aklıma nereden geldiyse dylan’ın bu enfes programı geldi. Sevgilime “akşama hazır ol seni bambaşka bir yere götüreceğim” dedim. Heyecanlandı, titredi. Akşam evinden aldım, Porsche'm olmadığı için iett otobüsüyle Çapa kan merkezine gittik. Dylan’ın gittiği hastanenin aksine bizim mekanda kimsecikler yoktu. Bir ara, “senin için mekanı kapattım” falan desem mi diye düşündüm sonra vazgeçtim. 

Burada ne işimiz var? dedi. İşaret parmağımı dudaklarına götürerek 'şişşşşş sessiz ol' dedim. içeri girdik, hemşire bize form verdi. Oysa Dylan’ın form doldurduğunu hatırlamıyordum. Neyse, hiç hemcinslerinizle ilişkiye girdiniz mi? Son 1 ay içinde hiç geneleve gittiniz mi? vb. soruları yanıtladıktan sonra sedyeye uzandım. Baktım bizimki ayakta, 'sen kan vermeyecek misin?' dedim, iğne korkusu varmış. 10 dakika sürdü kan verme işim. Ben yatıp da o ayakta olduğu için hikaye de anlatamadım. Kan verme işi bitince anlatırım, duyguyu verir, akşama istediğimi alırım diye hayal kurdum.

Bayılmışım. Tansiyonum düşünce sedyeye yığılmışım. Uyandığımda yarim ağzıma pipetle vişne suyu pompalıyordu. “Lan gerizekalı bilinci kapalı adama sıvı verilir mi?” diye bağırınca ortam biraz gerildi. Kusura bakma şekerim düştüyse, sinirli olmam ondandır dedim ama kırılmıştı kalp bir kere. Toparlamak için neden kan vermeye geldiğimizi açıklayayım dedim, zamanında basur ameliyatı olacak babaannem için kan vermeye gitmediğimi, bunun içime oturduğunu falan anlattımsa da “basur” ortamın büyüsünü kaçırdı. Keşke bağırsak düğümlenmesi falan deseydim diye çok hayıflandım. 

Neticede Dylan’ın mükemmel işleyen planı bende tam anlamıyla s.çtı. Ne onun kadar gizemli bir hayatım, ne ailemden Vietnam savaşında ölen birileri vardı. Çapa kan merkezinden çıktık, belki bize gider miyiz diye ağız yokladım ama babaannemin basuru hala etkisini koruyor olmalıydı ki net bir hayır cevabı aldım. Tansiyonumdaki dengesizlikler sebebiyle geceyi orada noktalamak zorunda kaldım. Taksiye bindirip eve yolladım sevgilimi.

Yolda yürürken nerede hata yaptığımı anlamaya çalıştım… Başım döndü, “şekerim düştü herhalde” diyerek bir pastaneye girdim. İlk sevgililer günümü, hastanede yatan yakınlarına refakat eden yaşlı teyzelerin çay içtiği 3. sınıf bir pastanede, tang’den yapılmış limonata içerek noktaladım. 

Bir daha da sevgililer gününde kan vermeye hiç gitmedim. Zaten kim gider ki Dylan terbiyesizinden başka?

İçeriğin Devamı Aşağıda

6. Sevgilinin telefonuna ismiyle kaydetmediği öbür adam

6. Sevgilinin telefonuna ismiyle kaydetmediği öbür adam

Geçen nasıl olmuşsa (!) bir şekilde sevgilimin telefonu geçmiş elime. Öyle orasını burasını kurcalarken rehbere beni nasıl kaydettiğine bakasım geliyor. Aşkım, canım, bebeğim, cicim, hello kity’im, nurum, vs. klasik girdilere bakıyorum yok. Sonra fark ediyorum ki “böcüüm” şeklinde kaydetmiş. hınzır şey eheh meheh diye keyifleniyorum. derken gözüme başka bir hitap çarpıyor “maymun” ulan diyorum maymun kim?

hemen sayıyorum aklımdan, Ayşe, Elif, Feryal, Duygu, Sibel, Sevinç, Merve, Derin, Defne, Sevgi… Hiçbiri maymun olacak tıynette kızlar değil. Akşam konusu açılınca soruyorum, “yahu telefonunda maymun olarak kayıtlı olan kim?” ilk başta afallıyor, şaşırıyor, telefonumu neden karıştırdın temalı tartışmanın ardından maymun’un Erdal olduğunu öğreniyorum. Hani şu sürekli bizimkinin yanında dolanan, her sorununda iki eli kanda olsa gelen, bir dediğini iki etmeyen, ilk tanıştığımızda bana “bak bu kızı üzme emi” diye tembih eden Erdal… öyle kaldı konu ta ki Erdal bizi ayırana kadar.

Nedir ne değildir sormayın. Eğer sevgilinizin telefonunda sizin haricinizde, kendi ismi dışında bir lakap, hitap ile kaydedilmiş bir erkek varsa derhal tedbirinizi alın ve onu hayatınızdan çıkarın. Bakın çok net konuşuyorum, istisnalar olabilir demiyorum, sevgilinize sorun hiç demiyorum. Derhal, en kısa sürede, hemen bugün onu hayatınızdan çıkarın. Yoksa o arkadaş sevgilinizi çalmak için her tür b.ku yiyecek. Siz de bu hamlelere karşılık verdikçe kötü adam olacaksınız. 

Benim sevgilim öyle yapmaz, diyen saf arkadaşlar, kime diyorum ben? Hemen bugün, şu an o herifi def edin hayatınızdan yoksa çok geç olacak… Maymun, şebek, kadayıf, tulumba, dobi, dombul, vs. ne olursa olsun, ismi dışında her kaydetme şekli bir tehlikedir, uyanın.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
93
36
12
12
7
4
3