Ercan Altuğ Yılmaz Yazio: Oyunlaştırma Çerçevesinden Tasarım Odaklı Düşünme Metodolojisine Bakış
Son yıllarda ismini sıkça duyduğumuz Tasarım Odaklı Düşünme metodolojisi “tasarım” kelimesinin zihinlerimizde uyandırdığı ürün geliştirmekten ve estetik kaygılarla hareket etmekten çok daha fazlasını içeriyor. Stanford Üniversitesi’nde filizlenen bu yaklaşım neden bir anda popüler oldu ve iş ortamında olsun kişisel projeler için olsun nasıl tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaya başlandı? Bu soruların cevabı oldukça basit. Çünkü bu yöntem, kurumların iş kültürlerini yenilemekten ve geliştirmekten tutun da çalışan motivasyonunun artırılmasına, eğitim ve sağlık gibi sistemlerin geliştirilmesinden kişinin kendi fikir tasarımını yapılandırmasına kadar çok yönlü alanlarda kullanabileceğiniz bir yaratıcı düşünme sürecine işaret ediyor.
Tüketicinin ihtiyaçlarını öncelik edinen ve sorunlarını çözen yaratıcı düşünme süreci, odağına insanı yerleştirir.
Tasarım Odaklı Düşünme Neden Önemlidir?
- Kalıcı değer yaratmayı sağlar.
Somut bir insan ihtiyacını çözmeyi hedefler; tüketicinin daha önce üzerinde düşünmediği veya fark etmediği bir sorunu tespit edebilir. Bu sorunlara etkili ve sürekli çözümler yaratabilir.
- Belirsiz veya tanımlanması zor olan sorunları ele alır.
Tüketiciler genellikle çözülmesi gereken problemleri fark edemeyebilir ya da altta yatan gerçek sorunu sözlü olarak ifade edemeyebilirler. Problemler ancak dikkatli bir gözlem sonunda, tüketicinin fikirlerine göre çalışmak yerine gerçek tüketici davranışından gördüklerine dayalı olarak tanımlanabilir. Bu sayede çözümlerin ortaya çıkması bir hayli kolaylaşır.
- Daha yenilikçi çözümlere yol açar.
Bu düşünce sistemi problemi tanımladıktan sonra çözümler üretmenin doğrusal bir süreci olan geleneksel problem çözmenin aksine düşünceyi sürekli geliştirmenin ve tüketici ihtiyaçlarına karşılık vermenin bir yoludur. Tüketiciler, yenilikçi ve sosyal açıdan bilinçli şirketlerden satın almaya daha isteklidir. Tasarım Odaklı Düşünme ezberci, hazır reçetelerden ziyade her seferinde farklı bir pencereden bakmayı gerektirir.
- Kuruluşların daha hızlı ve daha verimli çalışmasını sağlar.
Tasarım düşüncesi, bir sonucu tasarlamadan uzun süre bir problemi araştırmak yerine, prototipler oluşturmayı ve ardından ne kadar etkili olduklarını görmek için test etmeyi tercih eder.
Tasarım Odaklı Düşünme yaklaşımından hangi sektörler ve roller yararlanabilir?
Tasarımcılar tarafından ortaya çıkarılan TOD artık tüm disiplinler tarafından tercih edilen bir yaklaşım haline geldi. Örneğin; Stanford Üniversitesi Profesörü Bernard Roth kitabında TOD sürecinin bireyleri her zaman istedikleri ama asla yapamadıkları şeyleri başarmaya teşvik için kullandığını belirtiyor ve ekliyor; kilo vermek, kaygıyla savaşmak ve hatta yeni bir iş kurmak için Tasarım Odaklı Düşünmeyi kullanabilirsiniz.
Hayatlarında bu tasarım düşüncesini kullanmak isteyen insanlar önce kendileri ile empati yapmalıdır. “Bu sorunu çözsem nasıl hissederim?” İkinci adımda eldeki sorunu tanımlamak için bu sorunun belirlenen yanıtları kullanılmalıdır. Fikirleri eyleme dönüştürmek ve kendi yaşamınızda yinelemeli bir döngüye girmek için TOD sürecini kullanmaya teşvik etmek, ayrıca neyin işe yaradığını bulana kadar çözümlerin prototiplerini detaylı ayarlar ile çıkarmak ve sürekli test etmek gereklidir.
Tasarım Odaklı Düşünme Sürecinin Oyunlaştırma ile İlişkisi
1. Empati Kurun
Tüketicinin neye ihtiyacı olduğuna dair ön yargıda bulunmak yerine empati yaparak gözlemlemek tüketicinin farkında olmadığı sorunları ortaya çıkarabilir. Bu aşama problemin açık bir tanımı ve muhatapları ile bir araya gelinerek kullanıcı gözünden asıl sorunun ne olduğunun anlaşılmaya çalışıldığı aşamadır. Tüketici doğal ortamında gözlemlenir. Ürünü ve tasarlamaya çalıştığınız ürünü anlamak asıl amaçtır. Akış teorisinde belirtilen eylem ve farkındalığın birleştiği ve eldeki göreve yoğunlaşma süreci Oyunlaştırma mekanikleri ile Tasarım Odaklı Düşünce sürecinde motivasyonu başlatır ve sürekliliğini sağlar.
2. Sorunu Tanımlayın
Tüketicilerin ilk aşamada mücadele ettiği sorunları ve bulguları sentezleyerek asıl sorunu tanımlayabilirsiniz. Ayrıca Oyunlaştırma sürecinde oldukça önemli bir bölüm olan hızlı ve direkt geri bildirim verme sayesinde süreç akıştan kopmadan konsantrasyonun sağlandığı bir akışta devam eder.
3. Fikir Edinin
Tanımladığınız sorunu nasıl çözeceğiniz konusunda beyin fırtınası yapmak önemlidir. Empati haritasını çıkarıp ihtiyaçları tanımladıktan sonra artık probleminizi açıkça tanımlayabilirsiniz. Bu aşama 'İhtiyaç ve sorunlar ve karşılaşılan zorluklar nelerdir?' sorularının cevaplarını aradığımız aşamadır. Öncelikleri belirlemek ve sürecin berraklaşması adına önemli bir adımdır. Bu adım sayesinde ilerleyebileceğiniz birkaç iyi fikir bulabilirsiniz. Oyunlaştırma sayesinde bulduğunuz bu fikirleri etkili çözümlere doğru nasıl
kurgulayabileceğinizi ve oyun mekaniklerinden hangileri ile sürecin keyifli hale getirilebileceğini belirleyebileceksiniz.
4. Prototip Oluşturun
Fikirleri gerçek çözüme dönüştüren aşama budur. Oyunlaştırma ve Tasarım Düşüncesi kapsamında hedeflenen davranış/ürün ile oluşturulan prototip arasındaki bağın tam olarak ilişkisi, tüketicinin fikrinin somut versiyonu ile hızlıca karşılaşmasını sağlamaktır.
5. Test
Bu aşama, çalışmanız hakkında geri bildirim topladığınız aşamadır. Muhtemelen diğer aşamalardan bir veya birkaçına geri dönmeniz gerekebilir. Test ederek ve sürekli geri bildirim alarak neyin daha etkin çalıştığını görme aşamasında olduğunuz için testteki çıktılara döngü boyunca sürekli geri dönersiniz. Yeniden iç görü elde etme, onu tanımlama, yeni öğrendiklerinizle fikirler geliştirme, prototip yaratma ve tekrar test etme
gibi yinelemeli bir döngüye girebilirsiniz. Başka bir prototip geliştirmeniz gerekebilir. Tüm oyun tasarımlarında ve Oyunlaştırma süreçlerinde test etme aşaması tıpkı Tasarım Odaklı Düşünme’de olduğu gibi neyin çalışıp çalışmadığını belirlemek ve ortaya çıkacak olan fikrin/ürünün etkin olmasını sağlamak açısından önemlidir.
Oyunlaştırma ve Tasarım Odaklı Düşünme yaklaşımının özünde üç temel ortak noktadan bahsedebiliriz.
Bunlar;
-Kullanıcıyı tanımak ve tasarımı kullanıcının gerçek ihtiyacı yönünde şekillendirmek,
-Kullanıcıda doğru motivasyon ve aktivite döngüleri oluşturmak,
-Sistemin sağlıklı ilerlemesi için geri bildirim ve test etme sürecini çözüme ulaştırmak olarak sıralanabilir.
Örneğin; Nike, 'Çalışanlarımızın potansiyellerini nasıl açığa çıkarabiliriz?” sorusuna tasarım odaklı düşünme yöntemi ile cevap buldu. Çalışanlarının ihtiyaçlarını ve motivasyonlarını merkeze alarak eğitim programlarını yeniden düzenledi. Program çıktılarından elde edilen prototipler ile sürekli iyileşme hedeflendi ve çalışan ihtiyaçlarını karşılayan bir eğitim programı bu sayede ortaya çıktı.
Pennsylvania Üniversitesi Profesörü Kevin Werbach, D6 Çerçevesi adını verdiği oyunlaştırma modelinde Tasarım Odaklı Düşünme’de olduğu gibi, önceliğin hedefleri belirlemek olduğunu vurguluyor. Sistemde kullanıcının motive edilmesi sağlanarak aktivite döngüleri inşa ediliyor. Oyunlaştırılmış sistemin ilerlemesini sağlayan geri bildirim sayesinde yinelemeli bir sisteme dönüşüyor ve döngünün sürekliliği sağlanıyor. İnşa edilen sistemde artık geri çekilerek “Bu öğrenme süreci eğlenceli mi? Hangi oyun mekaniklerini kullanmalıyım?' soruları soruluyor. Uygun araçlar eklenerek süreç etkili bir tasarım haline getiriliyor ve bu sayede hem oyunlaştırmanın hem de Tasarım Odaklı Düşünme'nin paralel süreçleri aynı amaçları gerçekleştirme kaygılarını başarı ile sonuçlandırılıyor.
Bu yazı Gamfed Türkiye Gönüllülerinden Arzu Kupsar’ın katkılarıyla yazılmıştır.
Yorum Yazın