Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Durun, Siz Kardeşsiniz: Sokakta Ufak Bir Davranışı Yüzünden Öfkeyle Yaklaştığınız O Kişi Sizin Akrabanız!
Bu içeriği okuyacak olan siz ve biz de akrabayız, işin aslını öğrenelim de birbirimize iyi davranalım. 🤓
Sokakta yanından geçip gittiğimiz ve bir dakika sonra suratını bile tanımadığımız, aynı dünyayı paylaştığımız kişiler...
Ya da bu kadar uzağa gitmeyelim, aynı işte yahut okulda bulunduğumuz, sürekli karşılaşıp birbirimiz hakkında çok az fikre sahip olduğumuz o kişilerle hiçbir ortak bağımız yok zannediyoruz.
Sırf isimlerini bilmiyoruz yahut aynı ailede büyümedik diye onları kendimizden uzaktaymış gibi görmek herhalde en büyük yanılgı...
Çünkü adını bilmediğiniz o kişi belki de size hiç görmediğiniz, görmüş olsanız bile size hiçbir faydası bulunmayan akrabalarınızdan daha yakın.
Anlatalım.
Öncelikle hepimizin akraba olduğunu kabul edelim.
Klişe bir yorumdan fazlası bu, yani 'aynı atadan geliyoruz' gibi bir şeyden bahsetmiyoruz. Durum biraz daha farklı, hepimiz birbirimizle akrabayız fakat derece farkları var. Hatta bazı durumlarda farkında olmadan yakın akraba seviyesinde bile çıkma ihtimali var...
İki belirleyici etkeni inceleyelim, ilginç bilgilerle donanalım.
Öncelikle soy ağacımızla ilgili kısımdan bahsedelim.
Bugüne dek buna imkan olmadı belki ama atalarımıza dek inen soy ağacımıza detaylı baktığımız zaman karşılaşacağımız durum aşağı yukarı şöyle: Bir neslin başladığı noktadan sonra soy ağacındaki her yeni üyede 'ata sayısı' ikiye katlanıyor.
Görselleştirerek anlatalım. Aşağıdaki grafiğin alt kısmındaki o tekil nokta Demircan'ın soy ağacının başladığı yer.
Yukarı doğru çıkılan her adımda ata sayısının arttığını görüyorsunuz, bir noktadan sonra bu artış her atanın kendi içerisinde çoğalmasına da yol açtığı için milyonlarca kişiden bahsetmeye başlıyoruz. 11. noktaya bakın, sayısız ata var!
İki kişiyi karşılaştırarak gidelim. Semiramis'in soy ağacını mavi renkle ifade edelim.
Başlangıçta birbirinden uzak görünen atalar nesiller geçtikçe birbirine yakınsıyor ve yukarıya hareket arttığında mavi ve kırmızının birbirine karıştığına şahit oluyoruz. Her jenerasyonda ikişer artan atalar bir diğer soy grubuyla ilişki halinde olduğu için çeşitlenmeler birbirine yakınsıyor.
Demircan'ın genom haritasının izini süren bir siyah çizgi çekersek kesişim noktaları daha da belirgin olacak.
Görüntüyü açıklayacak olursak burada yakınlığı sağlayan şey 'kromozom bölgeleri' olarak adlandırılıyor. Bu bölgeler gen açısından yoğun olduğu için değişimlerin izlenmesi için tercih ediliyor, yani farklı soy ağacında yer alan iki insan, bu haritadaki kesişim sebebiyle aynı kromozom bölgelerini paylaşıyor.
Peki akrabalığın nerede başladığını tespit etmek mümkün mü? 5 nesil öncesinde mi akraba olduk yoksa 20 nesil önce mi?
Sizden ve bizden bahsediyoruz.
Türkiye'yi de kapsayan coğrafi bölgedeki iki insanı ele aldığımız zaman bu kişiler 600-1000 yıl öncesinde aynı soydan geliyor. Şu an bu insanların yakın akrabaları birbirinden farklı yerlerde yaşıyor olsa da asırlar öncesinde coğrafi konumlanmaların farklı olduğunu hatırlamak gerekiyor.
Farklı kıtalarda yaşayan iki insan için de aynı soya gitme süresi en fazla 1000 yıl.
Yani yan yana oturduğunuz, karşılaştığınız kişiler sizin birkaç nesil öncesinde akrabanızdı.
Adem ve Havva'ya gitmeye gerek yok, bu dünyayı paylaştığımız insanların büyük kısmıyla çok kuvvetli bağımız var. Sokakta karşılaştığınız ve ufak bir hatası sebebiyle öfke duyduğunuz o kişiyi bir akrabanız olarak düşünün, sanıyoruz ki herkes daha mutlu olacak!
Yorum Yazın
Sokakta birisinden para isteyince veya yemek ısmarlar mısın deyince herkes aniden yabancı oluyor. Hani kardeştik?
İstanbul’da her gün düzenli dışarı çıkıyorsan (yani çalışıyorsan) günde en az 3 kişi senden bir şekilde para istiyor, yabancı oluruz tabii. Sektör haline gel... Devamını Gör
bin yil asa yukari 30 nesil demek. 2^30 u hesaplayinca ata sayisi bir milyarin uzerinde cikiyor. 1000 yilinda tum dunya nufusu 250-350milyon. yani bin sene o... Devamını Gör
Bana ne yahu! Ben kendi akrabalarımın çoğundan bile nefret ediyorum, yolda geçen birine, ''Gel kardeşim bi sana sarılayım'' diye bağrıma mı basacağım?