Dostoyevski Dersi, Konserler İptal... Ukrayna Krizinden Sonra Tüm Dünya Rusya'ya Tepki Gösteriyor!
Rusya ve Ukrayna arasındaki krizden ötürü son haftalarda Rusya vatandaşı olan insanlara ve Rus kültürüne karşı bir algı oluşmuş halde. İptal edilen Dostoyevski dersinden Eurovision yarışma hakkına kadar üzerinde düşünülmesi gereken birçok sorun var. Tüm dünyanın Soğuk Savaş dönemine benzer şekilde Rusya'ya karşı cephe alması doğru mu, nasıl sonuçlar yaratabilir, ne zaman bitecek, McCarthycilik geri mi döndü... Merak ediyorsanız buyurun içeriğimize. 👇
Geçtiğimiz son bir aydır bütün dünya vatandaşlarının gündeminde Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan insanlık krizi var bildiğiniz üzere.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in askeri müdahale göndermesiyle başlayan kriz, Ukrayna ordusuyla beraber gönüllü vatandaşlarının karşı atağa geçmesi ve birçok Ukraynalı ailenin vatanlarını terk etmesine sebep oldu.
Ukrayna'da gönüllü olarak savaşan ve kentlerden tahliye edilen insanların içinde bulunduğu durumu özellikle sosyal medyanın etkisiyle yakından takip eden dünya vatandaşları ise olayların ardından Rusya'ya karşı tepki göstermeye başladı.
Dünyanın dört bir yanındaki insanların önce "Savaşa hayır" sloganlarıyla başlayan bu tepki, günler içerisinde adeta çığ gibi büyüyerek Rusyalı insanlara ve Rusya kültürüne karşı yeni bir algı oluşturdu.
Bu yeni algıyla beraber sadece Rus kimliğinden ötürü birçok sanatçı, özellikle Batı ülkelerinde çalışmakta olan akademisyen, sporcu, müzisyen ve dansçılar artık bu durumdan muzdarip olmaya başladı.
Örneğin geçtiğimiz günlerde Avrupa Yayın Birliği (EBU), İzlanda ve Finlandiya gibi ülkelerin tepkisiyle Rusya'nın bu sene Eurovision'a katılma hakkını men ettiklerini açıkladı.
Warner Bros, Disney ve Sony, kendi şirketlerinin yapımı olan filmlerin Rusya sinemalarında gösterime girmeyeceğini açıkladı.
İtalya'daki Milan Bicocca Üniversitesi, Rus edebiyatçı Dostoyevski'nin derslerini siyasal sebeplerden dolayı önce iptal etti, gelen tepkilerin ardından tekrar yürürlüğe soktuklarını açıkladı.
Avrupa ve ABD'den Green Day gibi birçok ünlü müzisyen ve grup Rusya konserlerini iptal ettiklerini söylediler.
Sanat dünyasında ise ABD'deki en büyük klasik müzik organizasyonu olan Metropolitan Opera, olayların ardından Vladimir Putin'i destekleyen sanatçıları bünyesinde barındırmayacağını açıkladı.
Londra'daki Royal Opera House, Moskova çıkışlı olan Bolşoy bale topluluğunun ikametlerini iptal edeceklerini söyledi.
Geçtiğimiz gün ise Netflix ve TikTok platformları, Rusya'daki aktivitelerine kısıtlamalar getirdiklerini duyurdular.
👇
Netflix Rusya Operasyonunu Durdurma Kararı Aldı!
Aslında yaşanan tüm bu son gelişmeler, özellikle sosyal medyadan aşina olduğumuz "linç kültürü" kavramını akıllara getiriyor olabilir.
Geçmiş dönemlerde linç kültürü henüz sosyal medyadan ibaret değilken, dünyada yaşanan siyasi olayların sonucu belli bir ırktan veya milletten olan insanlara yönelik ayrımcılık dalgası başlıyordu.
Yakın tarihe baktığımızda Rusya kültürüne karşı ortaya çıkan bu algının aslında ilk kez yaşanmadığını görüyoruz.
20. yüzyılda Sovyetler Birliği ve ABD arasında gerçekleşen Soğuk Savaş da aslında benzer bir manzarayı gözler önüne sermişti.
Asıl ismini ABD senatörü Joseph McCarthy'den alan McCarthycilik kavramı, özellikle 1950'li yıllarda Sovyetler Birliği'nin ajanları olduğu düşüncesiyle Komünist Parti'ye karşıt olarak ortaya çıktı.
"İkinci Kızıl Panik" olarak da bilinen bu akım, "komünist yanlısı" olmakla itham edilen birçok ünlü veya ünsüz ismin toplumsal yaşamdan dışlanmasıyla gerçekleşti.
Özellikle McCarthy ailesi tarafından haksız yere suçlanan insanlarla beraber ABD'nin konuşma özgürlüğü yasası büyük bir damga yedi ve ülke genelinde bir korku dalgası yayıldı.
İçinde bulunduğumuz 2022 yılında ise "Tarih tekerrürden ibaretti" söylemini haklı çıkaracak şekilde, bu kez Sovyetler Birliği değil de Rusya ile bağlantısı olan kişiler ve öğelere karşı benzer bir tavır alınmaya başlandı.
Ukrayna'nın içinde bulunduğu insanlık dışı duruma tepki olarak Putin'in politikalarına karşıt olmanın ve "savaşa hayır" demenin tabii ki yanlış bir tarafı yok.
Ancak kafaları karıştıran soru, bu çizginin tam olarak nerede çekilmesi gerektiği... Eskiden Putin'i desteklemiş olmasına rağmen artık desteklemeyen Rus vatandaşların da cezalandırılması gerekiyor mu?
Örneğin ABD'de yaşayan hokey yıldızı Alex Ovechkin, 2017 yılındaki seçimlerde Putin'i desteklemesine rağmen son olaylardan sonra karşıt olduğunu söylüyor.
Ya da sadece Rusya'da yaşayan vatandaşlar mı bu duruma dahil edilecek, yoksa farklı ülkelerde doğan ve etnik kökeni Rus olanlar da mı?
Ayrıca Rusya vatandaşı olan sporcuların ve sanatçıların Batı ülkelerinde etkinliklerinin yasaklanması Rusya'yı gerçekten etkileyecek mi?
Diğer bir yandan Rusya'nın politikalarına destek veren ülkelerin de aynı şekilde tepki alması gerekmiyor mu?
Rusya'nın Ukrayna müdahalesi bittiği an tüm bu yaptırımların ve engellemelerin sonu gelecek mi? Putin yarın bir gün geri çekilme veya koltuktan inme kararı alırsa Rusya ne halde bırakılmış olacak?
Sonuç olarak tüm bu sorular, Soğuk Savaş sırasında yaşananların tekrar edilmemesi için hem dünya vatandaşlarının hem de gücü elinde tutan organizasyonların dikkatle düşünmesi gereken problemler.
Putin'in yaptırımlarından dolayı bütün bir ülkeyi ve insanları zan altında bırakma akımına, özellikle sosyal medya platformlarından başlayarak el atılması gerekiyor...
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Buyurun yorumlara...
Yorum Yazın