Görüş Bildir
Haberler
Dertliyiz! Ruhun Tercümanlarından Hayat Zorlaştıran Anksiyete ve Korkuları Bir Nebze Azaltacak Bilgece Öneriler

Dertliyiz! Ruhun Tercümanlarından Hayat Zorlaştıran Anksiyete ve Korkuları Bir Nebze Azaltacak Bilgece Öneriler

Demircan Ateş
14.10.2020 - 17:52 Son Güncelleme: 14.10.2020 - 18:28

Ekonomik kriz, hayatın beraberinde getirdiği sıkıntılar... Tüm bunlarla başa çıkmanın bir reçetesi yok ama bilginlerin sözleri mücadelemizde bize en iyi dost olabilir.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Önce acı gerçekle başlayalım, hayal ettiğiniz yerde ve şartlarda olsanız bile bir stres sizin peşinizde olacak. Sebebi çok basit.

Önce acı gerçekle başlayalım, hayal ettiğiniz yerde ve şartlarda olsanız bile bir stres sizin peşinizde olacak. Sebebi çok basit.

Hiçbirimiz gelecekte olanları bilemiyoruz, çevremizdeki insanları kontrol edemiyoruz ve bazen öyle krizler geliyor ki ne para ne de iyimserlik bizi o cendereden çıkarmaya yetiyor. Tam da bu ihtimaller endişelenmeyi, bir adım daha ilerleyip sıkıntıyı doğuruyor. O doğumdan sonra ne yapacağımız gidişatı belirliyor.

Bu arada herkesin derdinin aynı olduğu ve tek bir çözümle her şeyin üstesinden gelinebileceğini söylemek istemiyoruz. Bizi yanlış anlamayın.

Bu arada herkesin derdinin aynı olduğu ve tek bir çözümle her şeyin üstesinden gelinebileceğini söylemek istemiyoruz. Bizi yanlış anlamayın.

Aslında bir araştırma bu konuya derinden odaklanmış ve ilginç bir sonucu ortaya çıkarmış. 1934 Gordon Gilkey bir araştırma yapıyor ve endişeleri beş kategoriye ayırıyor. Kategorilerin dördü gerçeklikten uzak ve hayal dünyamızın köklerinden yeşeren endişelerken ancak bir kategorideki endişeler gerçeklikle bağlantılı.

Peki endişelerin gerçeklikle direkt teması olup olmaması çok mu önemli? Biz o endişeyi yaşarken kaynağı değil sonucu önemsiyoruz.

Biraz bilgelikle başlayalım, binlerce yıldır hayatın her alanında yol gösteren sözlere güveniyoruz.

Biraz bilgelikle başlayalım, binlerce yıldır hayatın her alanında yol gösteren sözlere güveniyoruz.

Stoacılığı muhtemelen duydunuz, bu öğretinin bir öğüdü yepyeni bir pencere açıyor: Endişeleri ve mutluluğu dış koşullara bağlamak hiç de mantıklı değil. Neden mi? Çünkü insan evrenin en yetkin iradesine sahipken kendi fikir ve hislerini de kendisi kontrol edebilmelidir.

Önemli Stoacı filozoflardan biri, ayrıca Roma İmparatoru Marcus Aurelius'a kulak verelim. Söyleyecekleri var.

Önemli Stoacı filozoflardan biri, ayrıca Roma İmparatoru Marcus Aurelius'a kulak verelim. Söyleyecekleri var.

Diyor ki Aurelius:

Eğer bir dış etken sizi üzerse, duyduğunuz acı o şeyin kendisinden değil, sizin ona verdiğiniz değerden geliyordur, onu da her an ortadan kaldırma gücünüz vardır.

Aurelius'un dış etkenlere dair bu sözü insana bir tokat gibi çarpmıyor mu? Bir de Seneca'yı duyalım, çünkü o da bizi endişelendiren şeylerin bizi yenip yerle bir eden şeylerden daha fazla olduğunu düşünüyor. Hatta bizi tüketen şeyin de yenilgi ve kayıplardan ziyade bunlara dair korkularımız olacak diyor.

Bir de endişelerin ve korkunun umutla olan yakın mesafesini unutmamak gerek ve bunları ayırt edebilmek için üzerine gitmeyi denemek...

Bir de endişelerin ve korkunun umutla olan yakın mesafesini unutmamak gerek ve bunları ayırt edebilmek için üzerine gitmeyi denemek...

Ancak ilk öneri en basit ve etkili olanı olabilir, sürekli her şeyin üzerine gitmeyi bırakmak. Bu zor bir öneri ancak bir korkunuzda bir gün beklemek, bir diğerinde bir hafta beklemekle başladığınızda bir süre sonra gerçekten onun üzerine gitmemeyi öğreniyor insan.

Çünkü her şeyin üstüne gitmek çözüm getirmeyebilir, çözümü ararken hatanın içine düşebilirsiniz.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Önyargınızı bir kenara bırakın ve biraz durulmaya dair önerimizi bir düşünün. Klişelerden bahsetmiyoruz.

Önyargınızı bir kenara bırakın ve biraz durulmaya dair önerimizi bir düşünün. Klişelerden bahsetmiyoruz.

Endişeleri geride bırakmak, hayali bir kutuya saklayıp kilidini saklamak sadece senaryo icabı gerçekleşen durumlar gibi görünüyor olsa da kendimizce bunu uygulama yolları yaratabiliriz.

Aklımıza ilk gelen, uyandıktan sonraki ilk on, on beş dakika ve yatmadan önce yarım saat boyunca sadece düşünün. Kaçmayın. Savaşın, üzülün. En dibe gitmeyi öğrenmek oradan çıkmanın yolunu da bize gösterebiliyor. Bu süre dışında dertleri olabildiğince erteleyin.

Ve son olarak, endişeler üşüştüğünde yalnız kalmayı tercih etmeniz normal. İnsan bunun doğru olduğunu düşünüyor.

Ve son olarak, endişeler üşüştüğünde yalnız kalmayı tercih etmeniz normal. İnsan bunun doğru olduğunu düşünüyor.

Fakat sosyal ilişkilerin hiç tahmin etmeyeceğiniz seviyelerde iyi geldiğini söylemeliyiz. Yani siz farkında olmasanız da anksiyeteniz, korkularınız uzun vadede o sosyal desteğin yanında azalıyor. Belki kaybolmuyor ancak yalnız kalmakta ısrar edildiği durumda hiçbir şey iyiye gitmiyor. 

Sizin anksiyete, korku ve derin endişelerden kurtulmak için tavsiyeleriniz neler? Yorumlarda buluşalım!

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
39
11
6
5
4
3
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın