Görüş Bildir
Haberler
Çok Şaşıracaksınız! Milattan Öncelerden Günümüze Kadar Gelen, Doğru Olduğuna İnandığımız 8 Yanlış Bilgi

Çok Şaşıracaksınız! Milattan Öncelerden Günümüze Kadar Gelen, Doğru Olduğuna İnandığımız 8 Yanlış Bilgi

Melis
06.02.2019 - 13:31

Kleopatra'dan Sezar'a, ordan da Napolyon'a kadar gelen, doğru sandığımız, aslında yanlış olan tarihi bilgileri sizler için derledik. Yalan bunlar yalan! 

Kaynak

İçeriğin Devamı Aşağıda

1. Amerika, bağımsızlığını 4 Temmuz'da kazanmadı.

1. Amerika, bağımsızlığını 4 Temmuz'da kazanmadı.

ABD'nin en çok kutlanan bayramlarından biri olan 4 Temmuz, kazandıkları bağımsızlıklarının önemini taşıyor. Fakat Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nda asıl zafer 4 Temmuz'da kazanılmadı. 4 Temmuz 1776'da ilan edilen Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi, savaşın başlangıcı oldu ve 7 yıl süren mücadele sonucu 1783'de bağımsızlık kazanıldı. Yani günün kutlanmasının amacı kazanılan değil ilan edilen bağımsızlıktır.

2. Salem'de hiç cadı yakılmadı.

2. Salem'de hiç cadı yakılmadı.

1692 yılında Salem'de, 140'dan fazla kişi büyücülük yapmakla suçlandı ve içlerinden 19 kişi cadı oldukları gerekçesi ile suçlu bulundu. Bugüne kadar cadıların kazığa bağlanıp yakıldıklarını gösteren pek çok çizim yapıldı fakat hiçbir 'cadı' bu şekilde yargılanmadı. Genellikle asılan ya da taşlanan 'şüpheli cadıların' hep kadın olduğunu düşünülse de içlerinde pek çok erkek de vardı.

3. Newton'un kafasına elma düşmedi.

3. Newton'un kafasına elma düşmedi.

Arşimet'in 'Evreka, Evreka' diye banyodan fırlayıp suyun kaldırma kuvvetini bulma hikayesi gibi, Newton'un kafasına elma düşerek yer çekimini bulma hikayesi de ünlüdür. 1666 yılında elmanın ağaçtan düşüşüne şahitlik eden Newton, aslında ağacın altında oturmuyordu ve yer çekimi fikri çoktan kafasında oluşmuştu. Elmayı ise düşünceleri ve keşfini daha kolay açıklamak için kullandı. Yani anlayacağınız elma sayesinde yer çekimi bulunmadı.

4. Cleopatra, Mısırlı değildi.

4. Cleopatra, Mısırlı değildi.

Antik Dünya'nın bilinen en güzel ve güçlü kadınlarından biri olan Cleopatra, hepimizin bildiğinin aksine Mısırlı değildi. Hem Julius Caesar'ın hem de Mark Anthony'nin kör kütük aşık olduğu Cleopatra, aslen Makedon-Yunanlı idi. İleri derecede Mısır diline ve kültürüne hakim olan dillere destan güzelin krallığı, ölümünden sonra Roma İmparatorluğu'na dahil oldu.

5. Kristof Kolomb, Amerika'ya hiç ayak basmadı.

5. Kristof Kolomb, Amerika'ya hiç ayak basmadı.

1492 tarihli seferi sırasında Kristof Kolomb, aslında şu anda Kuzey Amerika olan bölgeye hiç ayak basmadı. Onun yerine Kolomb'un, Bahamalar'a ve Küba'ya gittiği düşünülüyor. Ayrıca kıtaya ulaşan ilk Avrupalı da Kolomb değildi. 11. yüzyılda İzlandalı kaşif Leif Erikson'un Kanada kıyılarından kıtaya gelen ilk insan olduğu düşünülüyor. Leif, üzümleri görünce de bölgeyi Vinland (şarap diyarı) olarak isimlendirmiş.

İçeriğin Devamı Aşağıda

6. Napolyon'un boyu kısa değildi.

6. Napolyon'un boyu kısa değildi.

1803-1815 yıllarında yapılan, Britanya ve Fransa arasındaki Napolyon Savaşları sırasında, İngilizler medyaya Napolyon'un kısa olduğu haberini yaydılar. Hatta daha sonralarda bu durum kısa boylu insanların daha hırslı ve başarılı olma isteği doğrultusunda 'Napolyon Kompleksi' olarak literatüre geçti. Fakat Napolyon'un boyu 1.70'di ve bu 19. yüzyıl erkekleri için çok normal bir boydu. Fakat Fransız ölçüleri arasında olan karışıklık sebebi ile Napolyon'un boyu çoğunlukla 1.57 cm olarak biliniyor.

7. Sezar, sezaryen ile doğmadı.

7. Sezar, sezaryen ile doğmadı.

Akantus yaprakları ve tarihi başarıları ile herkesçe bilinen Julius Sezar, aslında sezaryen ile doğmadı. Sezar'ın yaşadığı yıllarda sezaryen yalnızca doğum sırasında ölen kadınlara uygulanabiliyordu fakat Sezar'ın annesi Aurelia Cotta doğumda ölmedi. 'Casear' aslında kesmek anlamına geliyor ve muhtemelen Sezar'ın atalarından biri bu şekilde doğduğu için bu soyada sahip.

8. Viking miğferleri boynuzlu değildi.

8. Viking miğferleri boynuzlu değildi.

Viking deyince aklımıza boynuzları olan bir miğfer gelmemesi neredeyse imkansız. Fakat İskandinav kökenli bu savaşçıların miğferlerinin boynuzlu olduğuna dair günümüze ulaşmış hiçbir kanıt yok. Bu miğferlerin geçmişi Vikinglerden çok önce yapılan, boynuzlu kıyafetler kullanılan ritüellere dayanıyor olabilir.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
64
29
20
10
8
6
5
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın