CIA'nın Filipinler'de 'Vampir' Taktiği: Soğuk Savaş Döneminde Korku ve Propaganda
Filipinler, 7.000'den fazla adadan oluşan, farklı kültürel uygulamalara ve 175 farklı dile ev sahipliği yapan bir ülkedir. Ancak, İspanyol yönetiminin yüzyıllarını atlatan ve Filipinler'deki kabuslarına hâkim olan yerli bir inanç varsa, bu da korkunç aswang efsanesidir.
İşte detaylar 👇
Aswang, Batı'nın canavar pantheonunda tam bir karşılığa sahip değil. Bazıları ona vampir der, ancak sadece kanla beslenmez (organlar, doğmamış çocuklar, balgam) ve dev bir domuz, kötü bir köpek veya hatta insan büyüklüğünde bir akbaba gibi alternatif formlar alabilir.
Hangi şekli alırsa alsın, aswang'ın Filipinler'deki ani hastalıkların, gizemli ölümlerin ve diğer talihsizliklerin kaynağı olduğuna geniş bir şekilde inanılmaktadır.
İnanması zor olsa da, 1950'lerin Soğuk Savaş deliliğinde, Filipinler'deki bir CIA ajanı, komünist isyancıları korkutmak için aswang batıl inançlarından yararlandı.
Ve bunu nasıl yaptığı - kurbanın boynunu iki vampir benzeri delikle delerek, onları bir ağaçtan asarak ve kanlarını boşaltarak - aswang efsanesinden bile daha korkunç olabilir.
Aswang, Filipinler'de oldukça eski bir kültürel inançtır. Her bölge için farklı bir anlamı vardır.
İspanyolların gelmesinden önce aswang'ın korkunç şeylerin ana getiricisi olduğuna dair inanç muhtemelen oldukça yaygındı.
II. Dünya Savaşı'nın patlak vermesinden önce, Edward Geary Lansdale, Levi Strauss, Wells Fargo ve Nestlé gibi müşterilere sahip San Francisco merkezli bir reklam uzmanıydı.
Lansdale, savaşın sona ermesiyle birlikte, Sovyetler Birliği ve Güneydoğu Asya'daki komünist ajanlarına karşı savaşmak için özel yeteneklerine ihtiyaç duydu.
1950'de, Lansdale Filipinlere geldi. Resmi olarak bir Hava Kuvvetleri subayı ve Filipinler Cumhurbaşkanı Ramon Magsaysay'a danışman olarak geldi. Ancak, aslında CIA için çalışıyordu.
Lansdale, Filipinler'deki CIA ekibiyle birlikte, Filipinler'deki Huk bölgelerinde yaşayan köylülerin batıl inançlarını inceleyerek askeri bir "pazar araştırması" yapmaya başladı. Lansdale, Huk kontrolündeki bölgelerin üzerinden uçarak köylülere Huk askerlerine yardım eden herhangi bir köylüye yönelik "gizemli lanetler" yayınladı.
Lansdale'in en cesur ve kanlı psikolojik savaş operasyonu, Filipinlerdeydi. Lansdale'e göre, bir Huk filosu bir köyün dışındaki bir tepede kamp kurmuştu. Köy liderleri, Huks'un işbirliği yapmayan köy "büyük adamlarını" öldürmekle tehdit ettiğini iddia etti.
Lansdale, CIA tarafından eğitilmiş bir "savaş psikolojisi ekibi" gönderdi. Önce, Filipin psikolojik operasyon ajanları, köylüler arasında bir aswang'ın Huk'ların kamp kurduğu tepeyi lanetlediğine dair hikayeler yaydı. Ardından, Lansdale operasyonu kendi sözleriyle şöyle tarif etti:
The psywar ekibi, Huks'un kullandığı patikada bir pusuya kuruldu. Bir Huk devriyesi patikadan geçtiğinde, pusucular karanlık gecede görülmeden hareketle devriyenin son adamını sessizce yakaladılar. Boynunu iki delikle vampir tarzında delip, onu topuklarından tutarak kanını boşalttılar ve cesedi tekrar patikaya koydular. Huks, kaybolan adamı aramak için geri döndüğünde ve kanı boşaltılmış arkadaşlarını bulduğunda, patikanın her üyesi aswang'ın onu aldığına ve o tepede kalmaya devam ederlerse bir sonrakilerinin de aynı kaderi paylaşacağına inandı. Gündüz olduğunda, tüm Huk filosu bölgeden taşındı.'
Bu açıkça, Filipin askerlerinden oluşan CIA eğitimli bir ekip tarafından Huk savaşçılarının kaçırılıp vampir tarzında öldürüldüğü bir durumdu. Aswang Projesi'nin Clark'ı, bu durumu oldukça rahatsız edici buluyor.
Clark, "Bana göre, bu aswang efsanesiyle ya da olmadan brutal ve korkunç bir sahne," diyor. "Huks'un insanları öldürenlerin aswang mı yoksa CIA tarafından danışmanlık yapılan askerlerin ölülerin hakaretine mi maruz kaldığı bile net değil."
Clark'ın araştırmalarına göre, Filipinler'in bu bölgesindeki insanlar, hamile kadınların fetüslerini besleyen, kendi kendine bölünen bir aswang türü olan manananggal adında bir yaratığa inanıyorlardı, Drakula tarzı bir kan emici değil.
'Bu bölgede 'vampir benzeri' bir aswang efsanesi yoktu, bu yüzden bu psikolojik savaş taktiğinin bile işe yaradığı konusunda şüpheliyim,' diyor Clark, 'arkadaşınızın öyle asılı olduğunu görmek dışında korkunç bir görsel.'
Clark ayrıca, "aswang korku taktiği"nin sadece 100 ila 300 askerden oluşan bir Huk filosunu yerinden etmek için bir kez kullanıldığına dikkat çekiyor. Tüm savaşı kazanmadı. Sonunda, Huk isyanı, ABD destekli rejimle yıllarca savaşarak tükenmişti. Huk lideri Luis Taroc, 1954'te teslim oldu.
Sonuç olarak, CIA'nın Filipinler'de kullandığı bu taktikler, propaganda ve psikolojik savaşın sınırlarını zorlayarak, yerel inançları ve korkuları kullanarak nasıl etkili bir şekilde kullanılabileceğini gösteriyor. Ancak bu taktiklerin etik ve ahlaki boyutları, bugün bile tartışmalıdır.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
İlginizi çekebilir 👇
Yorum Yazın