Bu Ülkede Masum Bir Müzisyen, Masum Bir Bebeğin Babası Onur Şener Katledildi...
Başlıktaki noktalı yerleri vicdanınız doldursun!
Bir müzisyen olarak sindiremiyorum, inanamıyorum ve kabul etmiyorum. O kadar kıymetlinin yer altında ezildiği ama kıymetsize kıymet ithaf edilen bir ülke olduk ki, artık yeşerecek umudumuz kalmadı. 80 doğumluyum ve şu yaşıma kadar ben bu ülkede bir kez bile sevineceğimiz, millet olarak “İşte bu be!” diyeceğimiz bir haber duymadım. Duyan varsa beri gelsin.
Akşam haber kanallarını açtığımızda bir yere varamayan ülke sorunları ve cinayet/ şiddet haberlerinden başka ne görüyoruz Allah aşkına?
Ülkede habercilik anlayışı bile salt şiddet üzerine kurulu… Şiddet yemek yerken izlenecek bir haber iletisi değildir. Şiddet, içimizden birine yapıldığı zaman hepimizin sokaklara dökülüp isyan etmemiz, aramızda yaşayan toplum bozucu katilleri, sapıkları, işkencecileri elemine etmemiz gereken bir durum. Şiddet sadece sosyal medyaya kınıyorum yazmakla da dinmiyor ve kimse kusura bakmasın ama kimse görevini savuşturmuş olmuyor bu sayede.
Sessiz kaldığın her şey bir gün sana dönmeye mahkum kalıyor sadece… Nasıl bir ülke olduysak, selam vermek, yol istemek, kapıdan geçmek bile artık bir kavga sebebi. Bunun başında tabii ki birbirlerine karşı hitapları sorunlu olan siyasiler ve TV programları geliyor ve topluma olumsuz örnek oluyorlar.
Sergilerde kadınların makyajla yüzlerini boyayıp bak şiddet budur demek, insanları şiddetten arındırmıyor, bilakis şiddeti olağanlaştırıyor.
Keza dizilerde de bu böyle. Çete, mafya dizileri yapıp tüm mahalleyi birbirine kırdıran, aile dizisi yapıp kadını döverek her akşam ekranlara taşıyanlar farkındalık mı yaratıyor? Yoksa durumu meşrulaştırarak insanların beynine şiddet kodu mu yolluyor? Bizim mutlu olmaya, bizim gülmeye, bizim sevmeye, sevilmeye, saygı duyulmaya ihtiyacımız var. Bu ülkede dün yayılımı zirve yapan şiddetin bir mahkumu da masum bir müzisyen oldu. Hem de istenilen parçayı bilmediği ya da tarzına uymadığı için söylemediğinden ötürü.
Bu ülkenin cahil insanları hala bir dinletiye, konsere gittiklerinde sahnedeki müzisyene çoktan şeçmeli müzik kutusu muamelesi yapıyorlar.
Bir müzisyen her şarkıyı bilmek zorunda değildir. Ya da bilse bile tarzı gereği söylemek zorunda değildir. Hazırladığı repertuarını dinlemeye gidersiniz. İstemezseniz mekandan ayrılırsınız bu kadar basit. Ama eğlenmeyi dahi bilmeyen şehir magandaları bugün bir çocuğu babasız bıraktılar... Hem de tek amacı, insanların huzur bulduğu şeyi yani müziğini yapmak isteyen birini katlettiler... Bunun sorumlusu salt o katiller değil. Bunun sorumlusu aynı zamanda müzisyene 5. sınıf vatandaş muamelesi yapan, müşteri ne isterse söyleyeceksin baskısı yapan ve emeğin karşılığını vermeyip kafasından aşağı arsız bir şekilde peçeteler döken mesnetsiz işletme, işletmeciler ve şarkıcılar ayrıca..
Yorum Yazın
''Ya susturacağız Ya Kan kusturacağız'' sloganıyla kimleri kimleri öldürdüler de iktidar oldular şimdi de sefasını sürüyorlar