Başsavcı Vekili Hafızlık Törenine Katıldı

Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcı Vekili Halil Demir, Ankara’da yapılan hafızlık icazet törenine katıldı. Hukukçu Mustafa Mert Doğan, 'Laikliği savunmadan bu rezilliği ortadan kaldıramazsınız' dedi.

15 Ekim’de Sincan İlçe Müftülüğü’ne bağlı Bucuk 15 Temmuz Şehitler Kuran kursunda hafızlığını tamamlayan 36 öğrenci için icazet töreni yapıldı.

Diyanet İşleri Başkanlığı Diyanet Akademi Dini Yüksek İhtisas Merkezleri Daire Başkanı Dr. Abdurrahman Akkuş, Ankara İl Müftüsü Dr. Hasan Çınar, Sincan İlçe Müftüsü Mevlüt Topçu, AK Partili Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan’ın yer aldığı törene Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcı Vekili Halil Demir’in de katılması dikkat çekti.

Törende konuşan AK Partili Ercan, “Burada bulunmaktan dolayı büyük bir gurur yaşıyoruz” dedi. Tören sonunda 36 öğrenciye altın ve çeşitli hediyeler verildi.

Cumhuriyet'in haberine göre, Yurtsever Hukukçular'dan Mustafa Mert Doğan, 'Türkiye uzun yıllardır laiklik ilkesine aykırı uygulamalara şahit oluyor. Siyaset ne kadar dinselleştiriliyorsa devlet kurumları da o kadar laik karakterini kaybediyor. Hukuk alanında özellikle AKP’li yıllarda ciddi bir tarikat örgütlenmesi gerçekleşti. Bu nedenle geldiğimiz noktada bir cumhuriyet başsavcı vekilinin hafız icazet törenine katılması artık şaşırtmıyor. AKP ve muhalefet siyaset alanını olabildiğince dini referanslara kaydırıyor, siyasetin yansımasının çok kuvvetli olduğu hukuk örgütlenmesi de benzer bir yönelime giriyor ve açıkça laikliğe aykırı eylemlerde bulunmaktan geri durmuyor. Özellikle AKP tarafından en gericinin en mübah olduğu bugünün koşullarında bu tarz olaylarla daha sık karşılaşıyoruz' dedi. 

'Laikliği savunmadan bu rezilliği ortadan kaldıramazsınız' diyen Doğan şöyle konuştu: 

'Laik devletin en belirgin özelliği dinin toplumsal hayatın belirlenmesinde rolünün bulunmamasıdır. Din, kişilerin kişisel alanlarının konusudur. Toplumsal alana etkisi olamaz. Ancak gelin görün ki ülkemizde artık cumhuriyet başsavcı vekilliği gibi, adalet kurumunun kamu adına soruşturma yürüten makamı dahi laikliği ayaklar altına almak pahasına böyle toplantılara katılabiliyor ve ortaya hukuk adına rezil bir tablo çıkıyor.'