Başımız Sağolsun, Reklamcılık Öldü !
Başımız Sağolsun, Reklamcılık Öldü !
Reklamcılık öldü evet, başımız sağ olsun. Şaşaası, reklamcıların çok ses çıkaran bir tür olması nedeniyle 18. Yüzyıl aristokrasisi gibi çoktan ölmesine karşın, artık sona erdi. Reklamcılığın yerini alan bir kavram “iletişim”, tahtı çoktan ele geçirdi bile. Pek çok vizyoner marka “reklam” bütçelerini iletişim bütçeleri ile değiştirdi. Peki, bu değişim ne ifade ediyor? Önceden eski güzel ve kolay günlerde iş şöyle işliyordu, ilgi çekici reklam senaryosu (komik, seksi, duygusal vb) bol frekans, hipnotize olmuş müşteriler ve gol! Artık bu formül işlemiyor. Müşteri artık markanın sahibi olduğunu biliyor ve markanın iletişiminde etken olmak istiyor. Bu da etkileşim gibi muhteşem bir iletişim kavramının güçlenmesine neden oluyor. Tüketicinin önceden pek bir isteği yoktu. “Ürün üretilsin, bana da sunulsun alayım.” diyen masum (!) tüketici, daha sonra “Benimle empati yap, beni anla.” demeye başladı. Bu da yetmedi artık anlaşılmak değil, konuşmak, karışmak, tavsiye etmek, eleştirmek, işin içinde
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!