Bahçeli'den Peşmerge Eleştirisi
Bahçeli'den Peşmerge Eleştirisi
MHP Lideri Bahçeli, 'Yabancı ülke güçleri ile Peşmergeyi bir tutmak, bugünden Kuzey Kürdistan'da bağımsızlığı ilan edilmiş bir Kürdistan'ı kabullenmek demektir' dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Yabancı ülke güçleri ile Peşmergeyi bir tutmak, bugünden Kuzey Kürdistan'da bağımsızlığı ilan edilmiş bir Kürdistan'ı kabullenmek demektir. Bu 4 parçalı Kürdistan'ın birinci ayağı olarak görülmelidir. Zaten de Cumhurbaşkanının en büyük talihsizliği bu gafletin içine düşmüş olmasıdır' dedi.
Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Ermenek'te maden ocağında 18 işçinin mahsur kaldığını hatırlatarak, 'işçilerin yemeklerini neden toprak altında yemeye zorlandıklarının ve işverenin maliyeti kısmak adına insan canını ne hakla tehlikeye attığının' her yönüyle araştırılması gerektiğini söyledi.
Soma'dan sonra Ermenek'te de yeni bir maden dramı yaşanmasının geçmişteki acı ve ihmallerden ders alınmadığını gösterdiğini öne süren Bahçeli, şöyle devam etti:
'Sırası ve yeri geldiğinde sorumsuzlukta, ihmalde, tedbirsizlikler halkasında kim ya da kimlerin dahli varsa elbette konuşulacak, haklarında gerekli işlemler yapılacaktır ancak şimdi tüm enerji, tüm çalışma, tüm dua ve temennimizi 18 masumun toprağın altından çıkarılmasına yöneltmek durumundayız. Önemle bildirmek istiyorum ki maden ocağında yaşanan su baskınını doğal afet gibi gösterip yakayı kurtarmaya çalışan şirket yöneticilerine tavsiyem, küstahlığı bırakıp birazcık insafları varsa nedamet göstermeleridir. Dualarımız 18 işçimizin üzerinedir. Allah'tan ümit kesilmemelidir. Umudumuz son ana kadar devam etmelidir.'
Isparta'da midibüsün kaza yapması nedeniyle 17 işçinin hayatını kaybettiğini anımsatan Bahçeli, 'Bu kaza yüreğimizi kavurmuştur. Buradan vefat edenlere Allah'tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifa dileklerimi iletiyorum' dedi.
-'Türk devletinin eli, kolu zincirlenmiştir'
Türkiye'nin bölünmesi ve kardeş kavgasına sürüklenmesi amacına dönük senaryo ve oyunların hız kazandığını iddia eden Bahçeli, şu değerlendirmeyi yaptı:
'Başbakan ve hükümetinin umutla, inatla, ısrarla sürdürdüğü çözülme sürecinde onbinlerce insanımızın hayatına kast eden canibaşı, 'çözüm, barış ve kardeşlik abidesi', vatan evlatlarını kahpece infaz eden PKK terör örgütü dağda hak ve barış arayan 'sözde özgürlük savaşçıları', bu melanete alkış tutan çürümüşler, 'barışsever ve demokrat aydın', bozgunculuğa, ayrımcılığa, fitneye ve terörün örtülü amaçlarına hizmet eden işbirlikçiler ise 'akil adamlar' olarak takdim ve servis edilmiştir. Türkiye'de hiçbir ölçü kalmamıştır. Milli kimlik ve güvenlik duvarları arkası arkasına saldırıya uğramıştır. AKP, siyasi varlığını ve siyasi geleceğini tamamen bölücülüğe bağlamış, bölücü alçaklara dayandırmıştır. İktidar, PKK'nın hain emellerine, bölgesel ve küresel cinayet projelerine göz yummakla kalmamış iffetsizce alkışlamış ve alkışlanmasına refakat etmiştir. Ortadoğu'yu kana boğanlar, mazisi bir asrı aşan süredir haritalar üzerinde karalama yapanlar, rotayı son yurdumuza çevirmişler, milletimizi kapsamına alan şer hesaplarla oyalanmaya başlamışlardır.'
Bahçeli, hükümetin yıkım ve çözülme sürecinde yeni bir safhaya geçtiğini savunarak şöyle konuştu:
'Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yabancı tavsiye, tazyik ve telkinlerle başlattığı, Başbakan Davutoğlu'nun ise canla, başla ve köle gibi sürdürdüğü terörle müzakereler Türkiye'yi alacakaranlık bir kuşağa hapsetmiştir. Türk devletinin eli, kolu zincirlenmiştir. Teröristlerden medet uman, iyilik bekleyen, insaf ve merhamet dilenen sefil ve zelil AKP zihniyeti, mücadeleden mütarekeye dümen kırmış, müzakereden teslimiyete ani dönüş yapmıştır. Artık zalim ile mazlum birbirine karışmış, katil ile maktul aynı kefeye konulmuş, şehit ile cani arasındaki kalın perde yırtılmıştır. Sözde açılım, çözüm, barış, milli birlik ve kardeşlik aldatmasıyla girilen stratejik kabus sürecinde PKK silahla ulaşamadığı, öldürerek, saldırarak, pusu kurarak alamadığı ne varsa elde etmeye başlamıştır. Her taviz bir yenisinin müjdesi olmuştur. Bu acı verici gerçekler Türkiye için yıkımın, dağılmanın ve kanlı bir parçalanmanın adeta habercisidir.'
Türkiye Cumhuriyeti'nin sokaklardaki şiddet görüntüleri ve masalardaki pazarlıklarla tutsak alınmak üzere olduğunu ileri süren Bahçeli, şu değerlendirmeyi yaptı:
'Düne kadar Türkiye için ayak bağı olan, kırmızı çizgilerimizi yarmasına rağmen AKP'nin müttefiki mertebesine çıkan ve kongre salonlarında 'Türkiye seninle gurur duyuyor' seslenişiyle ödüllendirilen Barzani, mükafat gibi imkanlara küresel şantajla erişmiştir. Irak'ın kuzeyinde PKK'yı himaye eden, Mehmetçik ve polis katillerini besleyen, büyüten ve barındıran Peşmerge zilleti AKP Hükümeti'yle aynı amaçlar etrafında buluşmuş ve kenetlenmiştir. Cumhurbaşkanının kardeşi, Başbakanın abisi Barzani, bir tarafta aziz milletimize kurşun sıkanların sırtını sıvazlarken diğer yanda küresel planlarda figüranlık görevini, dört parçalı Kürdistan'ın hamisi pozisyonunu iştahla yürütmektedir. Cumhuriyetimizin 91. yıl dönümünde Habur Sınır Kapısı'ndan vatan topraklarına girip sınır il ve ilçelerimizden tezahüratlarla, alkışlarla, sevinç gösterileriyle geçerek Ayn el-Arap'a intikal eden Peşmergeler Türk milletini derinden yaralamıştır. 91 yıllık mirasa gölge düşürülmüştür. Türk askerine taşla, sopayla, molotofkokteyliyle ve silahla saldıran PKK'lı gruplar Peşmergeyi bağrına basmış, zafer işaretleri ve zılgıtlarla selamlamıştır.
Ayn el-Arap, diğer ismiyle Kobani'ye yardım bahanesiyle ağır silahlı Peşmergelere Türk vatanı çiğnetilmiştir. Bu ihanet geçidi, herkesin gözü önünde cereyan etmiştir. Türkiye, bir kez daha küçülmüş, büyük milletimiz bir kez daha küçük düşürülmüştür. Ellerinde PKK paçavraları, cani posterleri ve sözde Kürdistan bayrakları olan kalabalık yığınlar Peşmerge konvoyuna Şırnak'ın Silopi ve Cizre ilçelerinden Mardin Nusaybin'e ve buradan da Şanlıurfa Suruç'a kadar tezahürat yarışına girmişlerdir. AKP-PKK anlaşmasıyla, 19 Ekim 2009'da Habur'dan sokulan 34 PKK'lıya düzenlenen terörist karşılama törenleri aynısıyla tekrarlanmıştır. Habur'dan giriş yapan ve 16 Kasım 2013 tarihinde Diyarbakır'da göklere çıkarılan Barzani yeniden milletimizin sinir uçlarıyla oynamıştır. AKP, Irak'ın toprak bütünlüğüne hançer sallayan Peşmergeyi emniyetle geçirmek için kortej içine alarak Türk düşmanlarına düğün bayram yaptırmıştır. Türkiye'de daha yaşanmadık ne kalmış, daha görülmedik ne bırakılmıştır? Düşmana kucak açan, teröristlere ve destekçilerine mihmandarlık yapan, ülkemizi terör koridoruna çeviren Başbakan ve hükümeti bu haysiyetsizliğin, bu omurgasızlığın altından kalkamayacaktır.'
Peşmergenin, PKK-PYD'ye yardım amacıyla 29 Ekim'de Türkiye topraklarından geçirilmesinin ayrı bir anlam ve mesajı olduğu ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu:
'91 yıl önce defedilen işgalcilerin değişik bir versiyonu hudutlarımızdan gözümüzün içine baka baka içeri girmişlerdir. Erdoğan ve Davutoğlu, ne kadar hain mihrak ve amaç varsa hevesle bir araya gelmiş, yan yana durdukları karanlık adamlarla Türkiye'nin kuruluş ilke ve esaslarına savaş açmışlardır. Cumhuriyetimizin 91. yıl dönümünde Türkiye'ye meydan okunmuş, Türk milletine ölüm yağdıranlar sanki fethe çıkmış Fatihler gibi taltif edilmişlerdir. İlaveten aziz şehitlerimizin kemikleri sızlatılmış, ecdadımızın ruhu incitilmiştir. Cumhuriyetin kuruluş yıl dönümünde, ABD'nin tertip ve dayatmasıyla PKK-Peşmerge şovunu hazırlayanlar, sınır boyunca sahnelenen acıklı ve alçak manzaraları izletenler küfrün ve batılın yanında konuşlanan vatan düşmanlarıdır. Peşmergelerin giydikleri kamuflajlarda gururla taşıdıkları ABD bayrak ve armaları, bu ülkenin başkanına yönelik kabına sığmayan sevgi seli, oynanan oyunun taraflarını gün yüzüne çıkarmıştır. Hem Türk vatanına sığınıp, hem ekmeğimizi yiyip hem de yabancı devlet başkanlarına minnet duymak nankörlük ötesi bir haldir. Ayn el-Arap için kalbi çarpanların, Barzani ve Obama için şükran duyanların vatan topraklarında nefes almaları, Türkiye'de ikamet etmeleri talihsizliktir.'
'PKK terör örgütü silahsız, müdafaasız ve sivil kıyafetlerle gündelik işlerini yapan askerlerimize peş peşe suikast düzenleyip canlarını alırken, hükümetin terör örgütlerine yanaşması, katillere escortluk yapması hazmedilecek bir alçalma değildir' diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
'Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükümeti Anayasa'yı kasten ihlal etmekte ve suç işlemektedir. Aralarına PKK'lı teröristlerin de karışması güçlü ihtimal olan peşmerge unsurlarını muzaffer bir ordunun temsilcileri gibi sunmak, göstermek, bu şekilde propaganda yapmak ancak ve ancak işgal edilmiş bir ülkeye has rezalettir. 15 Mayıs 1919'da İzmir'in işgali sırasında aynısı olmuştur. 16 Mart 1920'de İstanbul'un işgali esnasında yaşananların 29 Ekim'deki ibretlik tablodan bir farkı yoktur. Terör baronları AKP'nin yataklığıyla 29 Ekim'de aziz milletimize gövde gösterisi yapmıştır. Bu, sineye çekilecek bir durum değildir. Mehmetçiğe silah çekenlerin Peşmergeyi havai fişeklerle kucaklamaları, Türk vatanını yakıp yıkan mikrop ve fesat yuvalarının Ayn el-Arap için fedakarlıktan bahsetmeleri henüz sözlüklerde karşılığı olmayan bir çarpıklıktır. AKP, askerimizi ensesinden vuran aşağılık teröristlere, topraklarımızda aklı kalan Kürdistan tetikçilerine onurunu ipotek ettirmiş, izzet-i nefsini emanet etmiştir.'
'MGK toplantısında Türkiye ve Türk milleti lehine hiçbir karar alınmamıştır'
Bahçeli, dün yapılan MGK toplantısını hatırlatarak, 'Ülkemizin birikmiş ve tahammül sınırlarını çoktan aşmış güvenlik sorunları kokmaya yüz tutmuş ceset gibi orada duruyorken, dün toplanan MGK'nın gündemine paralel yapılanmanın girmesi izansızlık ve vicdansızlıktır' dedi.
'MGK'nın Türkiye'nin güvenliği yerine Erdoğan'ın kişisel hesaplarına ve 17-25 Aralık sürecini göğüslemeye odaklandığını' ileri süren Bahçeli, PKK'nın saldırılarının MGK'nın sonuç bildirisine yansımadığını söyledi. Bahçeli, şöyle konuştu:
'10 saat 25 dakika sürdüğü söylenen ve böylelikle rekor kırdığı ifade edilen MGK toplantısında Türkiye ve Türk milleti lehine hiçbir karar alınmamıştır. MGK üyeleri, bu kadarlık sürede ülkemizin hangi sorununa isabetle eğilmiş ve öneri getirmiştir? İç ve dış legal görünümlü illegal faaliyet yürüten paralel yapılanma diyerek hala samanlıkta iğne arayan MGK isimli kuruluşun felaketimize neden olacak terör ve bölücülükle ilgili hiç mi kaygısı yoktur? PKK terör örgütü Cizre'de özerklik ilan edip yol kontrolleri yaparken, mahkeme kurup TSK ve emniyet mensuplarına kurşun sıkarken MGK üyelerinin aklı nereye gitmiş, kalpleri ne için atmıştır? Şu anda musibetin ve melanetin bir numaralı kaynağı olan çözülme sürecinin olumlu atmosfer ve huzur ortamı yarattığını, buna karşılık provokatif olaylara karşı kamu düzeni ve güvenliğini koruma kararlığını açıklamak MGK'nın Türkiye gerçeklerinden koptuğunu işaret etmektedir. Türkiye'nin güvenliğindeki açık ve tahribatlar bu kurul üyeleri tarafından ciddiye ve görüşmeye değer bulunmamıştır. Güneydoğu'da asker ve polislerimize yönelik suikast eylemleri artarken, KCK'nın şehir yapılanmasının Diyarbakır'da görev yapan güvenlik görevlilerimizin oturdukları ev ve apartmanları yakın takibe almaları güvenlik sorunu olarak görülmemiştir. Teröristbaşının sözde 'Misak-ı Milli Komisyonu' istemesiyle tam olarak alenileşen sınırların yeni baştan çizilme arayışı güvenlik buhranı olarak kabullenilmemiştir.'
'HDP'nin 1 Kasım'da yandaşlarını sokağa davet etmesinin de MGK'da sorun olarak da görülmediğini' iddia eden Bahçeli, 'MGK, Türkiye'nin güvenliğinden ziyade hain niyetlerin, hain gayelerin emniyete ve güvenceye kavuşmasına hizmet etme noktasına gelmiştir. Cemaati tehdit olarak görenler, PKK'yı kollamış, imtiyazlarla donatmıştır. Bu körlüğün, bu bulanık, bu müflis ve gayri milli tutumun izahı asla yapılamayacaktır' diye konuştu.
Sorular
Bahçeli, açıklamasının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. 'HDP'nin Kobani'ye destek için parti teşkilatlarını sokağa davet etmesi gibi bir durum var. Daha önceki eylemlerde parti teşkilatlarınız da bazı tacizlere maruz kalmıştı. Bu konuda bir yorumunuz olacak mı?' sorusunu yanıtlayan Bahçeli, 'MHP, sokağa çekilme oyunlarına kapılmayacaktır, sabırla ve öz cesaretiyle son sözün söyleneceği günü beklemektedir' dedi.
Bahçeli, 'Sınır ötesi harekata ve yabacı askerlerin gelişine izin veren tezkereye destek vermiştiniz. Fakat Peşmerge geldi, bu konudaki eleştireliri nasıl değerlendiriyorsunuz?' soruna şu cevabı verdi:
'Teskereye MHP, destek vermiştir, Türkiye'nin geleceği için, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gücünü artırıcı bir faktör olarak, TBMM'de çıkmasını kabullenmiştir. Oradaki kavramlar, iyi analiz edilmelidir. Yabancı ülke güçleri ile Peşmergeyi bir tutmak, bugünden Kuzey Kürdistan'da bağımsızlığı ilan edilmiş bir Kürdistan'ı kabullenmek demektir. Bu 4 parçalı Kürdistan'ın birinci ayağı olarak görülmelidir. Zaten de Cumhurbaşkanının en büyük talihsizliği bu gafletin içine düşmüş olmasıdır.'
Bahçeli, 'Kürt tarafının açıkladığı kadarıyla koridorun açılmasını ABD istemiş. Bu konudaki yorumunuz nedir?' sorusu üzerine de 'ABD'nin Ortadoğu'daki emelleri, yeni coğrafya çizimi, bu oyunun özüdür. Buna sürüklenen ülkeler de ABD'nin uydu ülkesi olarak tarihte yerini alacaktır. Türk milleti, buna layık değildir' ifadelerini kullandı.
Muhabir: Fatma Can
AA