Aytül Yükselici Yazio: Sen Bana Bakma Ben Senin Baktığın Yerde Olurum...
Özcan Deniz’in” iki yıl boyunca üzerinde çalıştık” dediği projesi cuma günü Star TV’de başladı. Öncelikle şunu söylemek isterim ki dolunay günü Merkür'de geri gitmeye başlamışken yeni iş girilir mi? Belki aranızda inanmayanlar vardır ama inanın 21. yüzyıla girmişken bu astroloji bilimini kullanmamak da bana cahilce geliyor.
Seni Çok Bekledim / STAR TV
Şimdi diyeceksiniz ki iş çok kötüyse iyi günde girmesi bir fark yaratır mı? En azından şansını arttırır. Bu kadar emek verilmiş bir iş için de yanlış günde başlangıç kötü şans getirebilir. Uzun zamandır pek çok yapımcının ve yöneticinin programlara ve dizilere başlarken tarih baktırdığını da biliyoruz zaten.
Özcan Deniz’e dönecek olursak: Açıkçası Özcan Deniz’in bundan bir önceki dizisi olan İstanbullu Gelin’i bir bölüm bile izlemek kısmet olmamıştı. Bütün arkadaşlarım da ne büyük bir şeyi kaçırdığımı anlatıp durmuştu. Ben de o zamandan hevesle yeni dizinin gününün cuma olduğunu duyunca heyecanlandım. Oh cuma günü izleyecek bir dizi olacak dedim. Fakat diziyi tam tamına iki günde bitirdim. Dizi yayınlanırken yarısında uykum geldi diğer yarısını ertesin gün izledim.
Sebebine gelecek olursak uzun uzun bakılmaların hayatımıza hızlı bir giriş yapması. Dizi sanırım 120 dakikaydı. Bakışmaları çıkarırsak geriye sanırım 75-80 dakika kalırdı. Seyirci olarak kafama kazınan şey, manzaralı yerlerde çektik, kız çok güzel, oğlan çok yakışıklı ağır ağır sahnelerler bunu kafana kazıyalım. İzlerken Özcan Deniz’in bakışlarından ben yoruldum içim geçti. Bir bakışla ne kadar çok ifade etmeye çalışmışlar anlamaya çalışmaktan beynim yandı.
Tamam kanallar sizden uzun diziler istiyor, senaristler yorgun, yapımcılar yorgun ama seyirci bu kadar aptal yerine konulmaz ki ya. Çoğu sahnesi Katar’da çekilen dizi tam bir Hint dizisine dönmüş. Bütün dünya hızlı tüketim toplumuna dönmüşken kimsenin dakikalar süren anlamlı bakışmaları bekleyecek vakti yok. Nitekim ertesi gün gelen reyting karnesi bunun biraz kanıtı niteliğindeydi. Eminim bu kadar emek harcanan iş için memnun edici bir reyting olmamıştır. Elbette her şey reyting değil. Nice güzel işlerin reytinge kurban edildiğini de çoğu zaman görüyoruz. Ama insan yaptığı işten iyi bir karne almak istiyor ve biz televizyoncuların karnesi de maalesef reyting. “Seni Çok Bekledim” dizisinin yapımcıları ertesi gün reyting karnesine uzun uzun bakıp neden diye düşündülerse diziye biraz hız katmalarını tavsiye ederim.
Beyaz Kaplan / NETFLİX
Kölelik bitti mi? Peki ya dünyada kast sisteminin sonu geldi mi? Hiç sanmıyorum. Hâlâ çoğumuzun beyni kast sistemine göre çalışıyor. Belki de birçok insan bu yüzden bazı şeyleri yapmayı kendine hak görmediği için zincirlerini kıramıyor. Bunun en iyi örneğini izleyebileceğimiz filmin uzun zamandır gösterime girmesini bekliyordum. Sonunda izlemek nasip oldu. Gerçek bir hayat hikayesi olan Beyaz Kaplan bir kitap uyarlaması.
Hindistan’daki kast sistemini anlatıyor. Ama bunu bütün dünyaya uyarladığınızda göreceksiniz ki aslında dünyamızı anlatıyor. Sadece mevki ya da para sahibi olmak, olmayanların yayında bizi daha mı kıymetli yapar. Tabi ki hayır diyeceksiniz. Ama bundan tam 771 yıl önce Nasreddin Hoca'nın anlattığı gibi “ye kürküm ye” hikayesi hiç eskimedi.
İnsanlar size her zaman bilinçsizce mevkiiniz doğrultusunda davranır. İşte bu yüzden dünyaya geldiğimiz andan itibaren bütün insanlar mevki ve para sahibi olmak için çalışır. En iyi okula girme yarışı, iyi derecede mezun olma istediği, iyi bir işe girme hayali ve çok para kazanma hırsı içinde bir döngüye girer yaşamınız. Hem de doğduğunuz andan itibaren. Peki bunlara sahip olmayan ve yokluk içinde doğan birinin hayatta bir yere gelme hikayesi nasıl başlar? İşte bunun için Beyaz Kaplan’ı izlemenizi tavsiye ederim. Benim düşünce tarzıma göre... Herkes kendi hikayesini yazar. Ne istiyorsa ona sahip olur. Ama hayat için önemli olan sahip olmak değil. Sahip olma şeklimizdir…
Yorum Yazın
Seni çok özledim dizisine aşağılayıcı tavırla Hint dizisi deyip sonra Hint dizisi tavsiye etmek :D