Aşkım Kapışmak ile İlişkilere Dair: Aşk, Evlilik, Aldatılma ve Yaralı Çocuk!!
Kendisini genelde tv ekranlarında çok görürüz. İnsanların davranışları ve ilişkilerine dair analizler yapıyor. Zaten kendisi de Davranış Bilimleri Uzmanıdır. Onun ilişkilere dair mükemmel tespitlerini sizler için derledik.
Buyrun beraber inceleyelim;
1. İlk olarak, Aşkım Kapışmak aşk diye bir şey yoktur, tutku vardır! diyor.
Aslına bakarsak aşk diye yaşadığımız şeyin aslında tutkudan ibaret olduğunu söylemeliyiz. Daha çok anatomik ve biyolojik bir reaksiyon gösterir vücudumuz. Bazı hormonlarımızın bir araya gelmesiyle aşık olduğumuzu zannedip buna kapılırız. Ve bir süre sonra aşk dediğimiz şey geçtiğinde bir tür takıntı haline dönüşür. Aslında bu insanların yaşaması gereken güzel bir şey. Fakat bunu elinde tutabildiğin sürece güzel sonuçlar alabilirsin.
2. Hemen aklımıza bir soru geliyor. Peki aşkın takıntı haline dönüştüğü süreci nasıl doğru bir şekilde yönetmeliyiz?
İlişkiye bedel ödeteceksin! Bir kişi senin hayatına hemen girmeyecek mesela. İlk önce zaman ayırıp onunla birlikte vakit geçireceksin. Çünkü insanları çok çabuk tanıyamayız değil mi? Yani işin özeti şu şekilde olmalı: Eğer biri senin hayatına girecekse ilk önce seni hak etmeli. Bunun içinde bir bedel ödemeli ki kıymet bilinsin. Özellikle bu ileri ki dönemde erkekler için daha geçerlidir. Eğer erkek bir bedel ödemişse daha çok kıymet bilir. Bundan dolayı kadınlar size sesleniyoruz burada :) Tabi bu söylenilenler her iki taraf içinde geçerlidir.
3. E tabi hemen akıllara gelen bir soru var. Peki karşımızdaki kişiyi tanımaya çalışırken veya vakit geçirirken neye bakmalıyız? Nasıl analiz etmeliyiz?
İlk olarak birlikte olmak istediğiniz kişinin davranışlarına bakın. Etkin dinleme, anlama gibi özellikleri var mı? Seni gerçekten dinliyor mu yoksa dinliyormuş gibi mi yapıyor. Bunlar çok önemlidir. Aslında bunların yanında size nasıl davrandığından çok etrafa nasıl davrandığı da önemlidir. Çünkü ileride onlara nasıl davranıyorsa aslında sana da öyle davranacak demektir. Bu annesi, babası, arkadaşı veya herhangi bir kapıcı bile olabilir. Bundan sonraki aşama ise stresi nasıl yönetiyor? Ortada oluşan bir sorunu nasıl yönetiyor? Sana kızıyor, bağırıyor, çağırıyor mu? Veya herhangi bağımlılığı var mı? Bu sadece sigara veya alkol olarak algılanmamalı. İnsanları farklı bağımlılıkları da söz konusudur. Bunları dikkate alarak karşınızdakini analiz edebilirsiniz.
4. Karşınızdaki kişinin aslında söylediklerinin yanında vücut dili de çok önemlidir. Çünkü gözler, ağızlar yalan söyler ama vücudun asla yalan söylemez!
Karşınızdaki insanın beden diline bakın. Onu inceleyin. Seninle konuşurken vücudu ne tepkiler veriyor inceleyin. Çünkü eğer bir yalan söylüyorsa mutlaka bunu belli edecektir. Ya burnu kaşınacaktır ya elini ağzına götürecektir. vs. Ama burada en dikkat edilmesi gereken yer ayaklardır! Eğer konuşma sırasında ayakları sana doğru dönükse gerçekten seni dinliyorum, seninle ilgileniyorum demektir. Sana karşı bir şeyler hissettiğinin göstergesidir aslında. Çünkü ayaklar her zaman ilginin olduğu kısma doğru yönelir. Hep oradadır yani.
5. Şimdi de diyorsun ki ilişkinin olmazsa olmazı nedir? Yani ilişkinin temelleri nedir? Aşkım Kapışmak diyor ki: 5S Kuralı!
Evet arkadaşlar ilişkinin olmazsa olmazı 5s kuralıdır. Bu 5s kuralı dediğimiz şey aslında şunlardan oluşuyor: Sevgi, Saygı, Sadakat, Sabır ve Sorumluluk. Eğer sağlıklı bir ilişki istiyorsak tüm bunların bir arada olması gerekir. Fakat bizde yaşanılan temel sorun şöyledir: Sadece severiz. Çok severiz karşımızdakini yüceltiriz. Fakat geriye kalan saygı, sadakat, sabır ve sorumluluk yok. Bu sefer ilişkilerde sıkıntılar çıkıyor. Sabırsız olduğu için hemen bir şeye başlamak, saygı olmadığı için karşısındakini kısıtlamak gibi. Eğer bu 5s kuralını ilişkinize uygularsanız mutlu olabilirsiniz.
6. Çünkü aşk senin varlığını değiştirmeden sevmektir! Olduğun gibi..
Gerçek aşk dediğimiz şey aslında karşındaki insanı o yokken de sevebilmek ve özlemektir. Onu olduğu gibi kabul etmektir. Zaten o olduğu için onun varlığını sevebilmektir. Biz bunu yapamıyoruz. Karşımızdaki insanı hep değiştirme çabası içerisindeyiz. Aslında burada da bir narsistlilk söz konusudur. İstediğin karaktere çevirmeye çalışmak. Bunun yanında eğer birinden ayrılabiliyorsan gerçekten aşık olmamışsın demektir. Çünkü aşk denilen şeyde ayrılık diye bir şey yoktur. Ayrılamazsın aslında o hep seninledir. Başta dediğimiz gibi o yokken bile onu sevebilmektir.
7. Herkes ederi kadar, duygu da değeri kadardır! diyor Aşkım Kapışmak.
Aşırı sevgi ve ilgi gösteren insan tipleri vardır. Sana sürekli hediyeler alıyorsa, sana gereğinden fazla vakit ayırıyorsa, sürekli sana canımlı, cicimli, seni seviyorum sözlerini söylüyorsa bunlara biraz dikkat edilmelidir. Mesela sürekli vaatlerde bulunurlar. Böyle yapacağım, şöyle yapacağım diye. Yani aşırı bir gösteriş içerisindeyse aslında ileride sana tam tersini yapacaktır. Çünkü burada aslında bu sözleri kullanarak kendini inandırmaya çalışır.
8. Şimdi de diyelim ki evlendin ve karşındakinin evlendikten sonra değişmesinden yakınıyorsun. Bakalım bunun nedeni neymiş?
Evlenmeden önceki aşama birbirinizi tanıma aşamasıdır. Fakat insanlar genelde bu süreç içerisinde kendilerini pazarlar! Yani kendilerine maske takarlar. Mesela evlenmeden önce seninle sürekli vakit geçiriyordur, alışveriş merkezine gidiyordur yani aslında seninle her yere gitmek istiyordur. Bunun amacı senin bu gibi yerlerde tutunduğun davranışlarını merak etmesidir. Evlendikten sonra artık seni tanıyordur ve gerek duymaz. He bu sevmediği anlamına gelmez hiçbir şekilde. Sadece bir tercihtir. Seninle onun dışında farklı zamanlarda zaman geçiriyorsa sıkıntı yoktur.
9. Peki bir insan evli olduğu halde neden başka bir ten arayışına girer? Neden aldatır?
Aslında bunun sebebinin taa çocukluktan geldiğini söylüyor Aşkım Kapışmak. Mesela erkek için örnek verecek olursak eğer, daha küçük yaşta anne babası çocuğun penisiyle dalga geçer. 'Aaa küçücük tefecik' gibi tabirlerle alay eder. Tabi buradaki kodlama çocuk tarafından yanlış çözülür. Zaman geçtikçe kendini göstermesi gerekir ve bununda penisini yüceltmesiyle gerçekleşeceğini düşünür. Bu nedenledir ki ne kadar çok kadın o kadar etrafındakiler tarafından yüceltilme. Ve bu anlayış ile yaşamaya başlar. Tabi bu eğer partnerini sık sık değiştiriyorsa geçerlidir. Yani başka kadın istemesinin temelinde bu yatar.
10. Peki bir erkek, karısını aldattığı halde neden ondan vazgeçmez?
Aşkım Kapışmak diyor ki; Erkeklerin elinde tuttuğu kadın muhakkak doğru kadındır! Ama kendisi doğru adam değildir. Çünkü her şeyini o kadınla paylaşmıştır, her şeyini biliyordur. Bu yüzden ondan vazgeçmez. Ama başkasını da arzular. İşte burada da kendisinin doğru adam olmadığı gerçeği ortadır. Bazen bunun sebebi kadının fazlasıyla doğru olması bile olabilir. O kadar doğru bulur ki kadını bu ona fazla gelir. Bazen de içindeki egodan dolayı kaynaklanır.
11. Sadece mutsuz insanlar aldatmaz. Bazen gerçekten eşiyle her türlü mutluluğu ve anlayışı yakalamış insan da aldatır. Neden mi?
Aslında böyle kişilerin kişilik bozukluğundan kaynaklı bir sorunu olduğunu söylüyor Aşkım Kapışmak. Mesela bu insanlar çok hızlı bir şekilde konuyu değiştirirler. Hiperaktifliklerini beden diline aktarırlar. Asla bir yaptığı bir yaptığını tutmaz. Mesela karşısındaki kişiye fazladan söz verme durumu vardır. Seni yüceltir yüceltir canım, ciğerim der ama hayatını mahfetmeden de gitmez. Bu tipler genelde tabiri caizse laf sokarlar. Seni küçümserler ama sen bunu hiçbir şekilde anlamazsın. Sonra kendilerini acındırır ve ağızları acayip iyi laf yapar. Dışarıya müthiş bir profil sergilerler ve her şey hakkında bilgiye sahiptir. Her sohbete dahil olurlar. Bu kişilerde genelde kişilik bozukluğu söz konusudur.
12. Sadece hayatlarında mutlu olmayı başarabilen insanlar evlenmeliler!
Sevgiliyken gerçekten mutluluğu yakalayabilen insanlar evlenmelidir. Mutlu olmak için veya herhangi bir nedenden ötürü evlenilmemelidir. Çünkü bu durum ileride büyük sıkıntılara yol açabilir. O yüzden her insan evlenmemelidir. Gerçekten birbirlerini anlayabilen, değer veren, seven, kişinin özgürlüğüne saygı duyan, güven sorununu aşmış kişiler evlendiklerinde mutlu olurlar. Çünkü zaten mutlu oldukları için evlenmişlerdir.
13. Ve son olarak, tüm bu sorunların temelinde aslında "yaralı bir çocuk "vardır. O yaralı çocuğu bulun ve iyileştirin!
Geçmişinizde kalan yaralı çocuğu siz tanıyor musunuz? Neyden etkilenmiş, neden bu halde? neye bu kadar tepkili? neyden korkuyor? gibi.. İnsan ilk önce kendine sorma cesaretini göstermeli ve sonra da içindeki yaralı çocuğu ortaya çıkarmalı. Ve bu sorunun üzerine gidip çözmeli. Yoksa içinizde sizin bile bilmediğini o yaralı çocuk hayatınızın her yerinde karşınızda çıkıyor. Bu bütün ilişkileriniz için geçerlidir. Bu yüzden içinizdeki yaralı çocuğu bulun ve iyileştirin!
Yorum Yazın