Oktar üzerine isnat edilen casusluk suçlamasıyla ilgili olarak şöyle dedi:
“İsrail’le niye görüştük çünkü İslam aleminin en geçindiği yerdir. Ben şöyle düşünürüm Musevilerin beklediği kişi ile Müslümanların beklediği kişi aynıdır. İslam Birliği kurulduğunda siyonizm kurulmuş olacak ve İsrail de bize katılarak, siyonizme katılmış olacak. Böylece bu büyük fitneyi kökünden çözecek bir açıklama yaptım ve İsrail de bunu kabul etti. Dolayısıyla Siyonizm İslam Alemi’nin birliğidir. Varsa yanlış bir yorum düzeltin ama yanlış olduğunu düşünmüyorum. Vatikan’la da konuştum. İsrail’den yaşlı din adamları geldi, onlara anlattım konuyu çok makul gördüler, takdir ettiler. Sevgiye yönelik olduğu için”
BİNE YAKIN KIZ ARKADAŞIM VAR
Hiç kimsenin kıyafetine karışmadığını öne süren Oktar, “Benim bine yakın kız arkadaşım var. Kimsenin kıyafetine karışmam. Ben dekolteyi savunmasaydım gençlerde ayaklanma oluyor, o zaman sözüm geçmez. Genç kızlara dedim ki dekolteli, mini etekli olanlar da namaz kalabilir. Milyonlarca genç kızı, kadını İslam’a kazandırmış oldum. Bizim amacımız çok iyi niyetliydi. İslam’la dekolte çatışmaz, siz kafir değilsiniz mesajını vermekti amaç” dedi.
Devlet, vatan, millet, bayram gibi kavramların kendisi için çok önemli olduğunu dile getiren Oktar, “Devletim bana güvensin” dedi. Oktar’ın savunmasının alınmasının ardından duruşma tutuklu sanık Aylin Atmaca’nın savunmasının alınmasıyla devam ediyor.
MÜTALAADAN
Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü’ne yönelik görülen davada 499 sayfalık mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, sanık Adnan Oktar’ın “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek”, “Birden fazla kişiyle birlikte ve silahla cinsel saldırı”, “Birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehdit ile çocuğun cinsel istismarı”, “Suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak silahla tehdite azmettirme”, “Örgüt amaç ve faaliyetleri doğrultusunda kişisel verilerin kaydedilmesi”, “Kişisel verilerin kaydedilmesi”, “Kendisini savunmayacak durumda birine karşı silahla cebir ve şiddet kullanarak kişiyi hürriyetin yoksun kılma”, “Cebir ve şiddet kullanarak kişiyi hürriyetin yoksun kılma”, “Örgütün korkutucu gücünden yararlanarak eğitim ve öğrenim hakkının engellenmesi”, “Eziyet”, “Siyasal ve askeri casusluk suçuna teşebbüs”, “Özel belgede sahtecilik”, “Resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek”, “Nitelikli dolandırıcılık”, “Kaçakçılık” suçlarından 150 yıldan 1365 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istemişti.
Mütalaada Örgüt yöneticisi konumunda bulunan Alev Babuna, Ulviye Didem Ürer, Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Aylin Atmaca ve Merve Büyükbayrak’ın da aralarında bulunduğu 13 sanığın “Silahlı örgüt yöneticisi olmak” suçundan 5’er yıldan 12’şer yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları, ayrıca sanıkların örgüt faaliyetleri kapsamında işlenen tüm suçlardan cezalandırılmaları talep edilmişti.
Sanık Tarkan Yavaş’ın “Birden fazla kişiyle birlikte ve silahla cinsel saldırı”, “Birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehdit ile çocuğun cinsel istismarı”, “Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” ve “Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma” suçlarından 239 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istenmişti.
Mütalaada 222 sanığın da “Örgüt üyeliği” veya “Örgüte üye olmamakla birlikte yardım” suçlarından cezalandırılması talep edilmişti.
Yorum Yazın
bu nasıl bi bolluk millet aç aç