Her Şey Denizcilerin Göğüs Kılıyla Başladı! Her Kombine Uyumuyla Bilinen Beyaz Tişörtün Tarihi
Geçmişte de günümüzde de giyim denildiği zaman beyaz tişörtün tam bir kurtarıcı olduğu ortaya çıkıyor.
İkonik beyaz tişörtler Paul Newman ve Marlon Brando gibi aktörlerle aklımıza kazınsa da beyaz tişörtün tarihi aslında çok daha gerilere ve bambaşka amaçlara dayanıyor...
Aslında bilinen ilk beyaz tişörtün 19. yüzyıl sonlarında Amerikan Deniz Piyadeleri'nin göğüs kıllarının gözükmemesi için ortaya çıktığını biliyor musunuz?
Eğer bilmiyorsanız hemen anlatalım!
1913'te ABD Donanması, beyaz tişörtü denizciler için ilk hafif giysi olarak benimsedi.
Böylece ağır üniformalardan kurtulan piyadeler çok daha rahat hareket etmeye başladılar.
Bilindiği üzere beyaz tişörtlerin pek çok farklı yaka stili var, fakat bisiklet yaka olarak bilinen tişörtlerin ortaya çıkması deniz piyadelerinin göğüs kıllarının kapanması için yapıldı.
Bir dış giyim ürünü olarak kullanılmadan önce iç çamaşır olarak üretilen tişörtler, 1864 yılında İngiliz mucit William Cotton tarafından ticari örgü makinelerinin icadı olarak ortaya çıktı.
Özellikle Birinci Dünya Savaşı sırasında askerler tarafından iç çamaşırı olarak giyildiği için halk içinde giyilmesi son derece sakıncalıydı, fakat Hollywood beyaz tişörtün kaderini değiştirerek onu bambaşka seviyeye ulaştırdı.
İlk başlarda iç çamaşırı 1940'larda da denizciler için rahat bir giyim ürünü olan tişört, 1950'lere geldiğimizde Marlon Brando ve James Dean gibi ünlü aktörler tarafından beyazperdede kullanılmaya başlandı.
1950 yılında Marlon Brando'nun A Streetcar Named Desire'da giydiği beyaz tişört ve James Dean'in 1955'te Rebel Without a Cause'da aynı şekilde giydiği tişört, bu ürünün popülerliğini gitgide arttırdı ve onu bir iç çamaşırı olmaktan çıkardı.
Ünlü isimlerin çok sevilen filmlerde giymesiyle beraber artık bir dış giyim ürünü olarak kabul edilen tişört, aynı zamanda bir isyan hareketinin de aracısı haline geldi.
1960'ların başında plastisol mürekkebinin icadı, pamuklu tişörtlerin baskılı versiyonlarını ortaya çıkardı.
60'ların gençleri kendilerini ifade etmek için baskılı tişörtler giymeye başladı ve bu durum 80'ler sonlarına doğru hızla büyüdü.
Bunun en büyük örneği ise Katharine Hamnett'in 1984 yılında Margaret Thatcher'la tanıştığında üzerinde nükleer karşıtı mesaj içeren baskılı beyaz tişört giymesiydi.
Tişörtlerin mevcut evrimi, 1990'larda tişörtlerin artık moda haftalarında bile kullanılmasıyla yaşandı.
Chanel'in 1992 tişört koleksiyonu ve 1996'da Sharon Stone, Akademi Ödülleri'n Gap tişörtü giymesi tişörtleri hayatımızda tamamen kalıcı ve modayla bir arada hale getirdi.
Özellikle pek çok başkaldırı ve protesto istemleri için kullanılan beyaz tişört, günümüzde neredeyse en çok kullanılan giyim ürünlerinden biri...
Vallahi nereden nereye demek düşüyor bize...
Yorum Yazın