onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
66 Milyon Yıl Önce Nesilleri Tükenen Devasa Büyüklükteki Dinozorların Sıcakkanlı Olduğunu Biliyor muydunuz?

66 Milyon Yıl Önce Nesilleri Tükenen Devasa Büyüklükteki Dinozorların Sıcakkanlı Olduğunu Biliyor muydunuz?

Dinozorların soğukkanlı mı yoksa sıcakkanlı mı oldukları yıllardır bilim insanları için bir bilinmez olarak kaldı. Her ne kadar uzunca bir müddet bilim dünyası bu ilginç yaratıkları soğukkanlı olarak kabul etse de, son dönemlerde yapılan bazı keşifler bu konuda kafamızın daha da karışmasına neden oldu. Bizler de, kafanızda oluşabilecek bazı soru işaretlerini ortadan kaldırmak amacıyla, sizler için bu konuyu inceledik.

Kaynak: https://www.sciencefocus.com/nature/w...
İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Eğer çok fazla dinozor konulu dizi veya film izlediyseniz, T. rex ve Apatosaurus'un aşırı büyümüş kertenkelelere veya timsahlara benzeyen hantal hayvanlar olarak tasvir edildiğini görürsünüz.

Eğer çok fazla dinozor konulu dizi veya film izlediyseniz, T. rex ve Apatosaurus'un aşırı büyümüş kertenkelelere veya timsahlara benzeyen hantal hayvanlar olarak tasvir edildiğini görürsünüz.

Bir zamanlar dinozorların sürüngenlerle aynı soğukkanlı (ektotermik) metabolizmaya sahip olduğu düşünülüyordu. Başka bir deyişle, vücut sıcaklıklarını içsel olarak kontrol edemiyorlardı ve bu nedenle kendilerini ısıtmak için çevrelerini kullanıyorlardı. Bu metabolizmaya sahip olmaları neticesinde de yavaş geliştiler ve yavaş hareket ettiler.

Ancak 1960'ların sonlarında ve 1970'lerde paleontologlar bu klişe bilgiden şüphe etmeye başladılar.

Ancak 1960'ların sonlarında ve 1970'lerde paleontologlar bu klişe bilgiden şüphe etmeye başladılar.

Deinonychus gibi enerjik, ince kuş benzeri türlerin keşfi, bazı dinozorların bir zamanlar varsayıldığından daha hızlı, akıllı, çevik ve daha hızlı büyüdüğünü ortaya çıkardı.

John Ostrom ve Robert Bakker gibi bu neslin önde gelen uzmanları, dinozorların günümüz kuşları ve memelileriyle aynı fizyolojiye sahip sıcakkanlı (endotermik) yaratıklar olduklarını savundu.

John Ostrom ve Robert Bakker gibi bu neslin önde gelen uzmanları, dinozorların günümüz kuşları ve memelileriyle aynı fizyolojiye sahip sıcakkanlı (endotermik) yaratıklar olduklarını savundu.

Bu iki paleontolog, dinozorların vücut sıcaklıklarını hassas bir şekilde kontrol edebildiklerini ve çevrelerinden bağımsız olarak kendilerini sıcak tutabildiklerini öne sürdüler.

Son kırk yılda paleontologlar bu soruyu tartışmaya devam ettiler.

Son kırk yılda paleontologlar bu soruyu tartışmaya devam ettiler.

Dinozorların, yüksek metabolizmaları ve büyüme oranları ile sürüngenlere kıyasla daha enerjik oldukları artık yaygın olarak kabul edilmektedir. Ama bunu sıcakkanlılıklarını kullanarak mı yoksa başka bir mekanizmayla mı başardılar? Buna kesin bir cevap vermek mümkün değil.

Doğada ve doğanın işleyişinde hiçbir şeyin siyah beyaz olmadığını unutmamakta fayda var.

Doğada ve doğanın işleyişinde hiçbir şeyin siyah beyaz olmadığını unutmamakta fayda var.

Hayvanlar her zaman tam anlamıyla soğukkanlı veya sıcakkanlı olmayabilir. Yeni bir hipotez ise dinozorların genel olarak 'mezoterm' olduklarını savunuyor: Yani bu hipoteze göre dinozorların, vücut sıcaklıkları üzerinde bir miktar kontrolleri vardı ancak kesin kontrol söz konusu değildi ve birçok tür muazzam kütleleri sayesinde kendilerini pasif bir şekilde sıcak tutabiliyordu.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Bununla birlikte, günümüz kuşlarının sıcakkanlı olduğunu ve kuşların Deinonychus gibi dinozorlardan evrimleştiğini biliyoruz.

Bununla birlikte, günümüz kuşlarının sıcakkanlı olduğunu ve kuşların Deinonychus gibi dinozorlardan evrimleştiğini biliyoruz.

Bu nedenle dinozor-kuş evrimsel geçişinin bir noktasında bir dinozor türü sıcakkanlı olmuş olmalı. Ama ne zaman ve nasıl? Bunlar şimdilik çözülmesi gereken büyük gizemler olarak kalacak gizi gözüküyor.

Dinozorlarla ilgili kafanızda oluşan bazı sorulara ise şöyle cevap verdik. 👇

Dinozorların neye benzediğini nasıl bilebiliyoruz?

Dinozorların neye benzediğini nasıl bilebiliyoruz?

Bugün paleontologlar, yeni fosillerle karşılaştıkları zaman, rekonstrüksiyon oluştururken yararlanabilecekleri çok büyük bir bilgi birikimine sahiptirler. Aslında bu konuda bilgimiz o kadar arttı ki, bir dizi dinozor türünün tüylerinin renklerini bile tahmin edebiliyoruz. Tüm dinozor rekonstrüksiyonları fosilleşmiş kemikleriyle başlar. Paleontologlar oldukça eksiksiz bir iskelet bulabilecek kadar şanslılarsa, bu kemikleri kuşların, timsahların ve hatta insanların kemiklerinin nasıl düzenlendiğine bağlı olarak uygun bir sıraya yerleştirebilir ve yaratığın şekli hakkında az çok bilgi sahibi olabilir.

Bütün dinozorların tüyleri var mıydı?

Bütün dinozorların tüyleri var mıydı?

Rus-Belçikalı bir ekipteki paleontologlar, Sibirya'da 150 milyon yıllık bir fosil koleksiyonunda tüy izleri buldular. Şimdiye kadar tüy kanıtlarının olduğu tüm örneklerde, fosilleri bulunan dinozorlar etçildiler. Bu yeni fosillerin ise bitki yiyen bir dinozora ait olması, tüm dinozorların gelişimlerinin bir noktasında tüylere sahip olabileceklerini ihtimalini kuvvetlendiriyor. Peki yüz milyonlarca yıl önce yaşamış bu yaratıklarda bulunan tüylerin amacı neydi? Araştırmacılar tüylerin, dinozorların uçmaları için gelişmediği, çok daha temel şekliyle bir ısı yalıtımı yapmaları, ve çiftleşme amacıyla eşleri çekmek için geliştiği kanaatinde. Ancak daha sonra, dinozorların yaşayan torunları olan modern kuşlarda görüldüğü gibi, tüyler uçuş yapmak için kullanılmaya başlandı.

Dinozorlar neden bu kadar büyüktü?

Dinozorlar neden bu kadar büyüktü?

Gezegenimizin doğumundan bu yana, 165 milyon yıl gibi inanılmaz bir zaman boyunca hayatta kalan, gezegenin o zamanlar tartışmasız hakimleri dinozorlar, Triyas, Jura ve Kretase dönemleri boyunca yaşamışlardır. Bu dönemlerde iklim çok daha sıcaktı ve karbondioksit seviyeleri bugünkünden dört kat daha yüksekti. Bunun sonucunda gezegende çok bol ve sık bir bitki örtüsü oluştu. Bu bitkileri tüketen otçul dinozorlar, yiyecek kaynağı bolluğundan dolayı bu kadar büyük bedenlere evrilmiş olabilirler. Ancak büyük olmak, avcılara karşı korunmaya da sağlar. Devasa boyutlarıyla Sauropoda'lar, T. rex ve Spinosaurus gibi etobur avcılardan korunmak için fiziki olarak gelişmek, yani daha çok besin tüketmeliydiler. Etoburlar ise aynı mantık ile devasa avlarıyla mücadele edebilmek için büyüyordu. Bir başka olasılık ise otçul dinozorların soğukkanlı olmalarından dolayı, devasa boyutlarının vücut ısılarını ayarlamada yardımcı olması tezini savunuyor. Bu teori sorunlu olsa da, bulunan kanıtlar giderek artan bir şekilde büyük etoburların sıcakkanlı yaratıklar olduğunu gösteriyor, bu da dinozorların iki farklı metabolik sistem geliştirdikleri anlamına gelebilir.

Sayılarının en fazla olduğu dönemde, dünyada kaç tane dinozor vardı?

Sayılarının en fazla olduğu dönemde, dünyada kaç tane dinozor vardı?

Bilinen yaklaşık bin farklı dinozor türü var. Fosil kayıtlarında bireylerin yüzde kaçının korunduğunu bilmediğimiz için doğal olarak popülasyonların büyüklüğünü doğrudan ölçemiyoruz. 18. Yüzyılda Amerika'da ki bizonların sayısı 20 milyon civarıydı, ve yumurtlayan hayvanlar olan dinozorlar, bizonlardan çok daha hızlı çoğalma potansiyeline sahip. Bitkilerin mevcudiyetinin sınırlayıcı faktör olduğunu varsayarsak, büyük dinozorlar muhtemelen 60 milyon yıl önce Jura'da karşılaştırılabilir nüfus boyutlarına ulaştılar. Ve genel olarak dinozor ırkının dünyamızı 165 milyon yıl gibi çok uzun bir süre yönettiğini düşünürsek, sayılarının çok fazla olduğunu tahmin etmek zor değil.

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Bu içerikler de ilginizi çekebilir

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
6
3
1
1
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Görkem Koç

çok cana yakınlar ya kıyamam