Görüş Bildir
Cara Delevingne Kimdir?
Son yılların en gözde modeli şüphesiz Cara Delevingne. Adı artık her yerde. Hangi sayfaya baksak Cara. Birçok takipçisi olsa da artık adını duymaktan bıkmış durumda olanlar da var. Peki neden bu kız bu kadar ünlüdiyorsanız gelin 12 adımda Cara Delevingne’i tanıyalım.
Tarikat Üyesi Michael Jackson'a Karşı
İspanya'nın Barcelona kentinde bir Mormon tarikatı üyesinin Michael Jackson taklidi yapan sokak sanatçısının, ünlü sanatçıya özgü Moonwalk türü dansı büyük ilgi gördü.
11 Fotoğraf ile Ayasofya'nın Ev Sahibi ve İstanbul'un En Ünlü Kedisi: Gli
Ayasofya 'Camii mi olsun yoksa müze olarak mı kalsın?' tartışmaların yaşandığı şu günlerde Ayasofya'nın gerçek sahibi, ziyaretçilerin sevgilisi şaşı kedi konu ile ilgili suskun kalmaya devam ediyor.İşte bu kaotik ortamda dahi sükunetini korumayı beceren Ayasofya'nın şaşı kedisi'nin en güzel pozları...Gli'nin http://hagiasophiacat.tumblr.com/ ve https://twitter.com/HagiaSophiaCat adreslerinde blog ve Twitter hesabı  bulunuyor. Fotoğraflar hagiasophiacat.tumblr.com 'dan alınmıştır
En Başarılı Bond Kızı Léa Seydoux Olacak Gibi!
Rihanna'nın olacağı konusundaki dedikoduları merak ederken yapımcılar serinin yeni filmi için Bond kızı olarak Fransız model ve oyuncu Léa Seydoux ile anlaşma yaptıklarını duyurdu. Gelecek filmde Daniel Craig’e eşlik edecek güzel yıldız 29 yaşında olmasına rağmen başarılı bir kariyere de sahip.Bir çok ünlü yönetmen ve oyuncuyla çalışan Fransız aktristin oyunculuğu kadar modelliği ve bir ticaret kadını olması da onu başarıya taşıyan unsurlar arasında gösteriliyor. Zira Léa Seydoux, Woody Allen, Ridley Scott ve Brad Bird gibi dünyaca ünlü yönetmenlerle çalışmıştı ve bu sırada önde gelen giyim markalarının katalog yüzü olarak boy göstermişti. Ayrıca yeni Bond kızı Seydoux tüm bu başarılarının arasına iki büyük Fransız film ve prodüksiyon yapım şirketinin de Başkan ve Yönetim Kurulu Başkan’lığını sığdırıyor. Rol aldığı 'Mavi En Sıcak Renktir' filmi 2013 yılında Cannes Altın Palmiye ve FIPRESCI ödülüne layık görüldüğünü de hatırlatalım.
Reklam
Ünlü Aktrist Melanie Griffith ve 1970'li Yıllarda Beslediği Evcil Aslanı 'Neil'
Melanie Griffith ergenliğe yeni girdiği yıllarda, aktrist annesi Tippi Hedren ve yönetmen olan üvey babası Noel Marshall ile birlikte Afrika safarisine katılmış. Safariden çok etkilenen aile dönüşte aslanlarla ilgili bir film yapmaya karar vermiş. Aslanlarla ilgili bilgi almak için danıştıkları bir aslan terbiyecisi, aslanları tanımanın en iyi yolunun 'onlarla birlikte yaşamak' olduğunu söylemiş. Bu tavsiyeden sonra evde yaşamaya başlayan 'Neil' ve tüm ailenin muhteşem fotoğrafları sizlerle...
Leman Sam: 'Hâlâ Sözlerimin Arkasındayım'
Kurban Bayramı'nda attığı bir tweetle, kurban kesenler ile kafa kesen IŞİD'çileri aynı kefeye koyan ünlü sanatçı Leman Sam , tartışmaya yol açan açıklamalarına ilişkin olarak, 'Hâlâ sözlerimin arkasındayım. Onu bir görüntünün üzerine yazmıştım, yazdığım tweetin Kurban Bayramı’yla alakası yoktu ama Kurban Bayramı’ndaki görüntülerden sonra da yazardım muhtemelen' diye konuştu.'Et yiyen bir insan değilim' diyen Sam, 'Çocukken de zorla yerdim, ölü yiyorum fikri bana hep çok ters geldi. Ama et yiyenlerden de bana ne, onlar da yesin, kimseyi kınamıyorum' ifadelerini kullandı.Milliyet Gazetesi'nden Asu Maro 'ya konuşan Leman Sam, yanlış anlaşıldığını söyledi. Sam'ın o açıklamaları şöyle:Hangi ruh hali içinde yazdınız o tweeti?Bir kere şunu söylemek istiyorum, kendimi savunmak için herhangi bir şey söylemeyeceğim çünkü savunulacak hiçbir şey yok. Hâlâ sözlerimin arkasındayım. Onu bir görüntünün üzerine yazmıştım, yazdığım tweet’in Kurban Bayramı’yla alakası yoktu ama Kurban Bayramı’ndaki görüntülerden sonra da yazardım muhtemelen.Hangi görüntü üzerine yazmıştınız?Kesilmiş, asılmış bir hayvanın içine çocuğu koyup resim çektirmişlerdi. Bir diğerinde de kesilmiş bir hayvanın kafasını çocuğun eline vermişlerdi... Şimdi herkesin inanç özgürlüğü vardır, herkes neye istiyorsa ona inansın, bu beni ilgilendirmez. Ama benim çocukluğumda da Kurban Bayramı vardı ve o gün Kurban Bayramı bu şekilde kutlanmazdı. Benim bildiğim kadarıyla o alınan hayvancağızlar güzel bakılır, o gün geldiği zaman gülsulu tülbentlerle gözleri bağlanır, işini bilen insanlar tarafından kesilir. Kimse kimseye gösteriş yapmak için kurban kesmez. Ben o zaman da çok onaylamıyordum ortalık yerde yapılmasını ama gün geçtikçe artık öyle bir abartı haline geldi ki Boğaz kırmızı akıyor, ortalık kıyamet gibi, kaçan hayvana işkenceler ediliyor, elektrikli testerelerle hayvanlara saldırılıyor, benim ruh sağlığım bozuluyor. Dediğim gibi, yazdığım tweet’in aslında Kurban Bayramı’yla ilgisi yoktu.Neyle ilgiliydi peki?Şunu yazdım: Masum bir hayvanın boğazına bıçağı dayayan bir insanın duygusuyla bir insanın boğazına bıçağı dayayan insanın duygusu aynıdır. Bizim ülkemizde sıklıkla adamlar karılarını kesiyor, terör örgütleri kafa kesiyor. Hani şöyle bir söylem vardır: Ben o kadar duyarlıyım ki tavuk bile kesemem. Çünkü bir canlıyı kesip, boğazından kan akıtıp can çekişmesini seyretmek öyle her babayiğidin harcı değildir. Her insanım diyen insan buna katlanamayabilir. Katlanamayanı da katlananı da kınamak bence çok gereksiz. Onun karakteri öyle, bunun karakteri böyle. Ben sadece eylemi yazdım; onu yapabilen, bunu da yapabilir. Çünkü farklı değil. Kan, can aynı şey. Benim attığım o tweet belki zamanlama açısından öyle anlaşılmış olabilir ama oradaki satanist de kedi kesiyor, buradaki sapık da köpek kesiyor, boğaz kesme eyleminden bahsettim. Onu yapabilen bunu da yapabilir, ona bakabilen buna da bakabilir. bugün yavru kediyi öldüren bir adam yarın çocuğunu öldürürse ben buna şaşırmıyorum. Budur mesele. Fakat bunun üzerine atılan tweet’lerden belli bir kesimin düzeyini fark ettim.Fakat bunu bekliyordunuz herhalde...Yoo. Ben bazen çok sert tweet’ler atıyorum, birkaç kişi ilgileniyor. Ama bunun hangi maksatla yapıldığını bilmiyorum, muhtemelen bunu fark eden birileri Bülent Arınç’a söylemiş olabilir, öyle alevlendirilmiş olabilir bu mevzu.Şaşırdınız mı Arınç’ın sizin hakkınızda konuşmasına?Yo, o ya ağlar ya birilerini hoplatır. Fakat şöyle bir şey var, ben bugüne kadar parlamentodan herhangi birine hakaretamiz bir şey yazmayı düşünmedim. Hatta geçen yıl yazdığım bir yazıda başbakan için “Sizi sevmeyi çok isterdim” demiştim. Hakikaten insan idarecilerini sevmek ve onlara saygı duymak istiyor. Ama Bülent Arınç çıkmış, edep, haya, iffet diyor, bu sözcükler kolay kolay kullanılabilir sözcükler değil. Bir dakika, nasıl bir hayasızlığımı, edepsizliğimi ya da iffetsizliğimi görmüş? Bu bir devlet adamına yakışmayacak bir tarzdır ve de çifte standartlı olduğu da açıktır. Sen “Bakara makaraya” bir şey deme, sonra bana edepten bahset. Üzgünüm ama hiç saygı duymuyorum ve kınıyorum, hatta kınamakla da kalmayacağım, hukuki yollara başvuracağım.Tepkinizi İslamofobiye bağlayanlara ne diyeceksiniz?Benim kimsenin dinine, inancına karışmak gibi ne bir hakkım var ne de bir isteğim... Sadece din kaynaklı savaşlara çok üzülüyorum, insanlar barış içinde yaşasın isterdim. Ama olmuyor. Dinler eğer savaşa neden oluyorsa bu çok üzücü. Ben İslam’ı böyle öğrenmedim. Benim büyükannem namaz kılan, dinine bağlı bir kadındı ve bana İslam’ın son derece barışçı, temizlik, yardımlaşma, dayanışma gerektiren bir din olduğunu öğretmişti. Bugün bu kadar şiddet içeren ve seksist yazılar yazabilen insanları gördüğümde bunun dinle ilgisi olduğunu düşünmek istemiyorum.Yani sizin yazdığınız Müslümanlığa dair bir cümle değil...Müslümanlıkla ilgili bir laf yok zaten yazdığımda. Ne İslam lafı geçiyor ne kurban ne de bayram. Benim kızgınlığım insanoğluna, Müslüman’a değil. Zaten diğer yazdıklarımı da insanlar incelerlerse esas hırsımın kime olduğunu anlarlar. Benimki insanoğluna. Bu kadar şiddeti içinde nasıl barındırdığına inanamamaktan.Ne zamandır et yemiyorsunuz?30 yıldır falan. Ona da çok güldüm, büyük bir mitoman grubu var ortada. Beni et lokantasında görmüşler, yanağımdan yağlar akıyormuş, elimde şarapla et yiyormuşum. Acıtmak için yazdıkları hiçbir şey beni acıtan bir şey değil ki. Ben yaşlılıktan korkan bir insan değilim. Çok güzelim diye iddia eden bir insan değilim, et yiyen bir insan değilim, onun için bana yazdıklarına gülüyorum ancak. Çocukken de zorla yerdim, ölü yiyorum fikri bana hep çok ters geldi. Ama et yiyenlerden de bana ne, onlar da yesin, kimseyi kınamıyorum.Kızınız Şevval, “Anne ne yapıyorsun?” diyor mu?Yok demiyor, ben üzülüyorum onun için. Biz iki ayrı yetişkin insanız. Benim için Şevval’in de hakaret görmesi beni tabii üzüyor. Bu bana ait bir şey. Kızımdan ne istiyorsunuz?Anneler “Aman çocuğum başını derde sokma der”, siz anne olarak tam tersi önde gidiyorsunuz...Şevval’e dikkatli olmasını söylüyorum ama dediğimi yap, yaptığımı yapma gibi oluyor biraz. Bu kadar çok cehalet varken korkmalı mıyım? Aslında korkmalıyım. Benim Susurluk zamanında da eyleme katıldım diye sekiz konserim iptal olmuştu. Yeni projeler var mı? Ülkenin şu durumunda proje düşünecek halim yok. Biraz durulursa ortalık konserler devam edecek, albüme bakılacak ama moralin düzgün olması lazım. Ben üretemiyorum şu anda. Bugünlerde içimden şarkı söylemek gelmiyor. Hayal kırıklığı içerisindeyim, ben toplumu böyle bilmiyordum. Şiddete alışmak çok fena bir hastalık.Yakın zamanda bir de “Arap turist görmek istemiyorum” tweet’inizle gündeme geldiniz, o yazdığınızın ırkçı olduğunu düşünüyor musunuz?Asla. O nedendi biliyor musun? Suriyelilerin geldiği bir dönemdi, ben bir aile gördüm. Dilenmiyorlardı. Öyle oturuyorlardı. Oturup ağladım, belli çok fakirler ve zor durumdalar ama istemiyorlar bir şey. O kadar canım yandı ki. Aynı gün ne duydum biliyor musun? O gelip de burada iş açan, saç ektiren Suriyeliler valiye şikayet ettiler. Bu dilencileri buradan toplatın diye. Ben bu haberin üzerine yazdım bunları. Ben sadece hayvana Merhamet eden bir insan değilim ki. Benim kendinden kötü durumdaki herkese hassasiyet duyan ve ona kötü davranana da düşman olan bir karakterim var, ne yapayım?Bir konseriniz iptal olmuş...Evet. Gaziantep’te bir ticari firmaydı, beni istediler fakat şöyle bir haber geldi: Yeşil sermayeden birileri davetliymiş, onlar “Leman Sam gelirse biz gelmeyiz” demişler. Ben de memnuniyetle kabul ettim, hiç önemli değil. Kadıköy Sahne’de de bu akşam vardı, onu da çok hasta olduğum için ve ortalık çok karışık olduğu için iptal ettik. İnsanlar ölürken ben nasıl şarkı söyleyeyim? Bu gibi şeylerde hep iptal etmedik mi, Soma’da da, Gezi’de de? Ölümler üzerine neşe bana ters geliyor.T24
Reklam
Vukuatları ile Akıllara Kazınan 10 Futbolcu
İnönü Stadı'ndaki Beşiktaş derbisinde hakeme küfür etti mücadelenin 75. dakikasında oyundan atıldı.Roberto Carlos, Vederson ve Bilica'yla birlikte bir otel odasında seks partisi düzenledi, partiden sonra otelde çalışan bir temizlikçinin odada bulduğu kelepçelerle skandal patlak verdi.G.Saray'ın devre arasında F.Bahçe'den transfer ettiği Kazım, attığı golden sonra sarı-lacivertli takımın yedek kulübesine koşarak Aykut Kocaman ve F.Bahçeli yedek oyuncular karşısında sevincini yaşadı ve büyük tepki çekti.
Favori İçkileriniz Hakkında Bilmediğinize Emin Olduğumuz 20 Gerçek
'Ne içersiniz?' sorusuna verilebilecek sayısız cevap varken, tercihini hiç düşünmeden alkolden yana kullananlar için geliyor bu galeri.Jack Sparrow'un elinden hiç düşürmediği rom gibi eminiz ki sizin de favori bir içeceğiniz var, peki bu içki hakkında tam olarak neler biliyorsunuz?İşte içki masasında arkadaşlarınızla paylaşıp onların da ilgisini çekebileceğiniz, favori içkiler hakkında bilinmeyen 20 gerçek;
Ozzy Osbourne, U2 ve Apple'a Ateş Püskürdü
U2'nun Apple ile yaptığı dağıtım anlaşmasına Ozzy Osbourne'dan sert tepki geldi.Geçtiğimiz Eylül ayında U2'nun yeni albümü Songs of Innocence, Apple ile yapılan anlaşma sonucunda iTunes üzerinden ücretsiz olarak yayınlanmıştı. iTunes'un dünya üzerinde toplamda 500 milyon kullanıcısının 13 Ekim 2014 tarihine kadar ücretsiz olarak albüme sahip olacak olması bir çok kişi tarafından olumsuz olarak yorumlandı. Konuyla ilgili bazı Apple kullanıcılarının kendi istekleri dışında bu albümün cihazlarına yüklendiği ve hatta silinmediği bildirilmişti. U2 ile Apple arasında yapılan bu anlaşmaya bir tepki de Black Sabbath'ın efsane vokalisti Ozzy Osbourne'dan geldi. Yapılan anlaşmayı yeni ve yükselişe geçmek isteyen gruplar için büyük bir dezavantaj olarak değerlendiren ünlü vokalist, U2'nun bencilce bir davranış sergilediğini belirtti.Bu durumun hem iyi hem de kötü olduğunu düşünüyorum. İnsanlar bu duruma çok kızgınlar. Telefonlarından ya da diğer cihazlarından bunu nasıl sileceklerini bulmaya çalışıyorlar. Fakat öte yandan U2 ücretsiz bir albüm çıkardı, diğer gruplar bunu yapamaz, yani bu diğer yükselişe geçmek isteyen gruplar için çok zor. Bu kesinlikle çok bencilce. Sanıyorum ki Apple üzerinden milyonlarca satış yapıyorlar. Herkes U2 değil ve herkes Apple ile böyle bir anlaşma yapamaz.Ozzy Osbourne farklı bir bakış açısı ile güzel bir noktaya değinmiş. Zaten milyonlarca satışı garanti olan bir grubun ücretsiz olarak albümünün yayınlanması kime ne fayda sağlıyor bilinmez. Bu tarz anlaşmaları patlamak isteyen gruplar için yapsalar ve Apple'ın elindeki muhteşem potansiyeli böyle bir amaç için kullanmaya kalksalar muhteşem olabilirdi.
Reklam
Ünlü Oyuncu Tamer Karadağlı Kaza Geçirdi!
Bursa'nın İznik ilçesinde motosikletiyle kaza geçiren oyuncu Tamer Karadağlı, sağ kolundan yaralandı. Karadağlı, özel hava ambulansıyla İstanbul'a götürüldü.Bursa'nın İznik ilçesinde motosikletiyle kaza geçiren oyuncu Tamer Karadağlı, sağ kolundan yaralandı. Karadağlı, özel hava ambulansıyla İstanbul'a götürüldü.Alınan bilgiye göre, Karadağlı, İstanbul'dan yaklaşık 30 motosikletli arkadaşıyla iş adamı Mert Nayir'i ziyaret etmek için İznik'e geldi.Karadağlı, dönüş sırasında Müşküle köyü yakınlarında kaza yaptı. Sağ kolundan yaralanan Karadağlı için arkadaşları olay yerine özel hava ambulansı çağırdı.Sağ kolu sarılı vaziyette ambulansa bindirilen Karadağlı, İstanbul'a özel bir hastaneye sevk edildi. Kaza yerini çeviren ve basın mensuplarının görüntü almasına izin vermeyen arkadaşları ise Karadağlı'nın motosikletini bir araca yükleyip İstanbul'a götürdü. AA
2014 - 2015 Sezonunun En İddialı 12 Yeni Yabancı Dizisi
Her sezon olduğu gibi TV'nin iddialı kanalları yeni dizi siparişlerinde gecikmiyorlar. Çoğu Premiere yaptı bile. Bakalım hangileri yeni bağımlılığımız olurken, hangileri sezon sonunu göremeden rating kurbanı olup, iptal edilecek?Not : Kısa özetler kaynak : beyazperde
'Türkiye ABD'yi Dinlemediği İçin Amerikan Basını Türkiye Aleyhine Yazıyor'
Dünyaca ünlü filozof, dilbilimci ve tarihçi Noam Chomsky , ABD basınında Türk hükümeti aleyhinde haberlerin sıklıkla yer almasının nedeni olarak “Türkiye’nin ABD öncülüğünde IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyona katılmamasını” gösterdi.“1990’da Güneydoğu’da korkunç olaylar olur, binlerce köy yıkılıp boşaltılırken ve bunların hepsi ABD silahlarıyla yapılırken hiçbir haber yapılmadı burada. 2003’de çok ilginç bir şey oldu. ABD Irak işgalinde Türkiye’nin desteğini istedi ve hükümet ABD yerine kendi halkını dinleyerek reddetti. O zaman Türkiye’de insan hakları ihlalleri haberlere girmeye başladı. Çünkü Türkiye ABD’nin talimatını izlememişti” değerlendirmesinde bulunan Chomsky “Şimdi de Türkiye oluşturulan koalisyonla birlikte hareket etmediği için benzer şey yaşanıyor” dedi.“Almanya ve Fransa başta olmak üzere AB ülkelerinin “ırkçı” davranarak Türkiye’yi birliğe almak istemediğini” kaydeden Chomsky, “Avrupa Birliği ırkçı bir biçimde şunu çok açık ortaya koydu ki Türkiye ne yaparsa yapın AB’ye alınmayacak. Hep insan hakları ihlallerini öne sürdüler. Türkiye’yi üye olarak görmek istemediler. Türkiye’de de ilerleme durdu” ifadelerini kullandı.Chomsky'nin Amerikan medyası ve Türkiye'ye ilişkin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:-Türkiye ABD medya gündeminde pek fazla yer almıyor. Gezi protestoları ya da Soma’da madencilerin ölümü gibi çok büyük olaylar ya da trajediler dışında.Sadece Türkiye değil hiçbir ülke haber olmuyor burada zaten.-Ama yine de Çin, Hindistan, Brezilya Türkiye’ye oranla daha çok haber oluyor.Birkaç yıllık New York Times arşivlerini taradım. İsrail çok haber oluyor. Ancak ‘ABD’nin çıkarı’ söz konusuysa diğer ülkeler haber oluyor. Türkiye’nin haberleştirilmesi ise oldukça ilginç bir durum sergiliyor.-Bugünlerde CNN ‘Türkiye nerede?’ sorusunu soruyor. ‘Biz yıllardır ekonomik, askeri yardım yapıyoruz. Nerede Türkiye? Bu savaş zaten onların savaşı, bizim savaşımız değil. Biz değil onlar savaşmalı’ vurgularını işitiyoruz sıklıkla .Şimdiye dek Türkiye sadece ABD politikası ile ilişkili olarak haberleştirildi. 1990’da Güneydoğu’da korkunç olaylar olur, binlerce köy yıkılıp boşaltılırken ve bunların hepsi ABD silahlarıyla yapılırken hiçbir haber yapılmadı burada. 2003’de çok ilginç bir şey oldu. ABD Irak işgalinde Türkiye’nin desteğini istedi ve hükümet ABD yerine kendi halkını dinleyerek reddetti. Türkiye’de nüfusun % 95’i karşıydı. Ve o zaman burada medya korkunç saldırı başlattı Türkiye’ye karşı. O zaman Türkiye’de insan hakları ihlalleri haberlere girmeye başladı. Çünkü Türkiye ABD’nin talimatını izlememişti. Şimdi de Türkiye oluşturulan koalisyonla birlikte hareket etmediği için benzer şey yaşanıyor.-Türkiye’de Meclis’ten müdahale onayı ve yetkisi çıktı gerçi şimdi öncekinden farklı olarak.Ama yine de çok istekli değiller.-Evet. Gazetecilerin ve haberciliğin Türkiye’deki durumu da oldukça kötü son yıllarda.Yıllar önce bir mahkeme için gittiğimde medyanın çok açık olduğunu, TV kanallarının bana sorular sorduklarını ve epey iyileşme olduğunu gözlemiştim. Ama şimdi öyle değil. Ancak bana göre olan şey şu. Avrupa Birliği ırkçı bir biçimde şunu çok açık ortaya koydu ki Türkiye ne yaparsa yapın AB’ye alınmayacak. Hep insan hakları ihlallerini öne sürdüler. Ama Türkiye ne zaman testten geçse yine durum değişmedi. Türkiye’yi üye olarak görmek istemediler. Almanya, Fransa çok ırkçı davrandılar, ABD’den bile beterler bu konuda. Türkiye’de de ilerleme durdu.-ABD’de nitelikli, derinlikli haber bulmak mümkün oluyor. Fox TV’de değil elbet ama New York Times gibi diğer ana akım yayın organlarında bile bu mümkün. Ama bu duruma rağmen Ferguson olaylarının temsilinde de gördüğümüz gibi ırkçı ifadelere rastlayabiliyoruz. New York Times’da çıkan ve çok eleştiriye uğrayan bir yazıda, polis tarafından öldürülen Michael Brown’ın bir melek olmayıp uyuşturucu kullandığı ve zaten okulda da başarılı olmadığı gibi kurbanı suçlayan ifadeler yer aldı. Gizli bir ırkçılık devam ediyor yani. Kişisel olarak eğer ırkçılık karşıtı güçlü bir siyah örgütlenmesi olmasa aralarında dayanışmayla bu tür olayları etkili bir biçimde protesto etmeseler daha kötü şeyler de olabileceğini düşünüyorum.Doğru.. Boston’da kırmızı metro hat banliyölere gitmez. Batı tarafı banliyölerine Arlington ve Lexington’a kadar genişletilsin metro diye önerildi bir ara. Lexington liberal, ilerici bir yer aslında. Ama reddedildi. Çünkü eğer izin verilseydi, o zaman şehir merkezindeki siyah bir çocuk metroya binip Lexington’a gelebilecekti.-Lexington’dakiler buna ne diyor eğer ilerici görüştelerse?Konuşmazlar bunun hakkında. Okullardaki ırksal ayrışmaya karşı İrlanda ve siyahları birbirine getirme çabası oldu. Ama banliyöleri dışladılar. Siyah banliyöler ve zengin banliyöler bir araya gelmiyor. Bu tür şeyler pek haberleştirilmiyor… Boston’da çok büyük bir siyah nüfus yok ama Philadelphia’da mesela çok siyah var ve büyük süpermarket yok siyahların yaşadığı yerde. Her şeyin daha pahalı olduğu küçük dükkanlar var. Ama uyuşturucuya karşı açılan ve siyah erkekleri hedefleyen ırkçı savaş en ilginci. Hapishanelerde çok büyük bir siyah nüfus var. 1980’den beri uyuşturucuyla savaş siyahları hedefledi ve onları suçla ilişkilendirdi. İç savaştan sonra sokağın köşesinde siyah bir erkek beyaz bir kadına baktı diye bile suçlandı. Hapishanedeki siyah nüfus köle gibi kullanılmıştır endüstri tarafından. 2. dünya savaşında bu bitti. 1950 ve 1960’larda görece daha iyi işler bulup sendikaya girebildiler, ev aldılar ve çocuklarını okula gönderdiler. Ama neo-liberal dönemde sendikalar zayıfladı ve ücretler düştü. Cezaevlerinde yine siyah nüfus hala (elbette Hispanikler de) emek gücü olarak kullanılıyor.-Nüfus istatistikleri ABD’de önümüzdeki yıllarda siyah ve Hispaniklerin çoğunluğu oluşturacağını söylüyor. Bu bir fark yaratır mı?Hayır. Beyazlar azınlık oluyor, evet. Başta Hispanikler, siyah, Asyalı nüfus hızlı büyüyor. Güney’deki aşırı tepkisel hareketin artış nedeni de bu. Artık azınlığız ve burası bizim ülkemiz değil diyorlar. Öyle diyorlar. Almanya da öyle. Merkel ne diyor, sarışın ve mavi gözlü olmayı reddediyorlar, asimile olmuyorlar diyor Türklere. Avrupa inanılır gibi değil. Çok daha ırkçı. Danimarka’da olan çok ilginçti hatırlarsanız.-Muhammed karikatürlerinin çizilmesiyle başlayan olaylar mı?Evet. Ama tarihi çok ilginç. % 7 Müslüman orada. Kültür bakanının Müslümanlara karşı açıklamasından çok kısa bir süre sonra bu gazete Muhammed’le alay eden karikatürleri yayınladı. O tarihten 2 yıl önce aynı gazete İsa’yla alay eden karikatürleri yayınlamayı reddetmişti. Bu İslamofobi işte.-Teknolojinin alternatif amaçlarla kullanılması hakkında ne düşünüyorsunuz? Burada Snowden açıklamaları oldu NSA hakkında mesela. Türkiye’de de yolsuzlukların ortaya çıkması ve en azından dolaşıma sokulmasına tanık olduk.İki tarafı var konunun. Bu teknoloji aynı zamanda ırkçılara da olanak sunuyor. İnternetle olan şey şu, kişiler internette kendininkilere benzeyen pozisyonlar almaya itiliyor. New York Times, evet çok eleştiri alır ama, okuduğunuzda pek çok görüşü görebilirsiniz. Ama internette insanların yaptığı, kendi görüşlerinin ifade edildiği yerlere gitmek. Eğer ilericiyseniz Democracynow seçmeniz ya da sağda iseniz Fox seçmeniz başka bir görüşü duymamanıza yol açıyor. Sadece kendi görüş açıları daha güçlenmiş oluyor, çünkü duydukları bu.-Pew Research Internet Project tarafından gerçekleştirilen bir araştırma da sessizlik sarmalının hala geçerli olduğunu ortaya koymuş. Snowden’ı sosyal medyada pek kimse tartışmak istemiyor mesela. İnsanlar zaten ancak kendi görüşleriyle uyumlu olan ortamlarda konuşuyor.Ben de kendi çevremdeki çocuklarla bir araştırma yaptım. Pek umursar gözükmüyorlar.*Noam Chomsky ile 7 Ekim 2014 tarihinde ağırlıkla Amerikan medyası ve ırkçılık üzerine yaptığımız söyleşinin kısaltılmış çevirisidirMine Gencel Bek / T24
Reklam
Latuff, 'Eylemci Köpek' Loukanikos'un Vedasını Çizdi
Brezilyalı karikatürist Carlos Latuff, Yunanistan’da ekonomik krizle yükselen sokak eylemlerinde ön saflarda yer aldığı için uluslararası üne kavuşan ve ‘isyan köpeği’, 'eylemci köpek' diye adlandırılan Loukanikos'un vedasını çizdi.Loukanikos dün hayatını kaybetmişti.Adı Yunanca ‘sosis‘ anlamına gelen Loukanikos, 2010 yılında neredeyse her eylemde görülünce manşetlere çıkmış, TIME dergisinin her yıl düzenlediği ‘yılın kişisi‘ anketinde 2011’in en ünlü 100 kişisinden biri olarak gösterilmişti.Ancak Loukanikos, polis şiddetine ve biber gazına maruz kalması nedeniyle sağlığı bozulmuş, iki yıl önce bir aile tarafından evlat edinilerek ‘emekliye ayrılmıştı‘. (diken)
Reklam
Antalya Altın Portakal Film Festivali Başladı
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nce bu yıl 51’incisi düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin açılış gecesi, Antalya EXPO Center’da düzenlenen kırmızı halı töreniyle başladı. Yeşilçam’ın Haldun Dormen, Yusuf Sezgin, Eşref Kolçak, Yılmaz Köksal, Yusuf Sezgin, Gülsen Tuncer gibi ünlü isimleri davetlilerle birlikte yürüdü.'SANATTA ÖZGÜRLÜK’Yeşilçam’ın unutulmaz iki kadın ismi Filiz Akın ve Fatma Girik, açılış gecesinde kırmızı halıdan el ele yürüyerek geçti. Akın, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin 51’inci yılıyla birlikte Türk sinemasının 100’üncü yılının kutlandığını hatırlatarak, 'Çok onurluyum, gururluyum' dedi.Festivalin düzenlendiği ilk yıl da Antalya’da olduğunu hatırlatan Akın, 51’inci festivalde sansür bağlamında ortaya çıkan tartışmalara ilişkin de 'Sanatta özgürlük' dedi. Akın, Kobani’ye destek eylemlerinde yaşanan şiddet olaylarını ise 'Gönül ister ki barış ortamında ve huzur içinde olsun. Birtakım üzücü olaylar yaşıyoruz. Sanat hepsinin üstesinden gelecektir eminim. Uzlaştırıcı olacaktır diye düşünüyorum. Bu tür olaylar sadece sanata değil her şeye gölge düşürüyor' diye konuştu.'SANSÜRE KARŞI YÜRÜYÜŞTE 4 KİLO VERDİM’Fatma Girik, yeniden Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde olmanın açılışında bulunmanın hoş bir duygu olduğunu belirterek, '57 senedir film çekiyorsun ve hala Filiz Akın’sın, Fatma Girik’sin. Hala kırmızı halıda yürüyor, bunu yaşıyoruz' dedi.Girik, festivaldeki sansür tartışmalarına ise 'Ben sansüre karşıyım. Gençliğimde senelerce Ankaralara yürüdük. 3.5, 4 kilo zayıfladık. Sansür yeniden hortladıysa ne kadar kötü bir şey. Ben buraya genç arkadaşlar için geldim. Biraz da onlara destek olmak için buradayım' diye konuştu.Fatma Girik, Kobani olaylarına ilişkin de 'Dışarıda bunlar olurken burada böyle lay lay lom olmuyor. Sanat her şeyin üstesinden gelecek. Hangi kadın, hangi canlı ister böyle bir şey olsun' diye konuştu.Leman Sam’ın Kurban Bayramı’nda attığı tweet’i de hatırlatan Girik, 'Leman Sam bir şey söyledi. Kadına neler söylediler. Böyle hoş değil ki bunlar. Yani nedir, neyi paylaşamıyorsun ki' dedi.'FESTİVAL HUZUR İÇİNDE GEÇSİN’Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metraj Jüri Başkanı Yılmaz Erdoğan da diğer jüri üyeleriyle birlikte geceye katıldı. Kırmızı halıda soruları cevaplandıran Erdoğan, şöyle konuştu: 'Ülke o kadar zor bir yerden, yine zor bir zamandan geçtiği için memleketimizin en önemli sorununun şu anda sinema ya da festival olmadığını bilerek konuşmak geliyor içimden. Dolayısıyla bir an önce sokaklarımıza huzurun gelmesini diliyorum. Festivalin de aynı huzur içinde geçmesini diliyoruz bütün arkadaşlarla beraber.'Erdoğan, festivalde yaşanan sansür tartışmalarının jüri üyeliklerinden istifayı getirdiğinin hatırlatılması üzerine 'Herkesin istediği tavrı koyma hakkı var. Bu hakkı kullanan arkadaşlar var. Bunu istifa eden arkadaşlara sormanız gerekir' dedi.FESTİVAL YAPILMAYA DEVAM ETMELİUlusal Uzun Metraj’ın bir diğer jüri üyesi Ebru Ceylan, ülkenin içinde bulunduğu durumun zaten çok moral bozucu olduğunu belirterek, 'O yüzden özellikle festival küçük sorunları dert etmeden çok büyük sorunların yanında her zamanki gibi yapılmaya devam etmeli. Tam da böyle bir zamanda yapılmaya devam etmeli gibi geliyor bana' diye konuştu.'PERDE İNMESİN’Geceye eşi Ebru Türel’le birlikte katılan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, kırmızı halıda, 'İnsanların özellikle sanatın birleştirici gücüne en çok ihtiyaç olduğu bir dönemdeyiz. Dolayısıyla biz bugün ‘Perde inmesin’ dedik. Bu önemli etkinliği devam ettirmeye karar verdik' dedi. Türel, Türkiye’nin sanatçıların birlik, beraberlik ve barış mesajlarına ihtiyaç olduğunu belirterek, festivalin bu açıdan çok büyük bir fırsat sunduğunu söyledi.Emre BAYLAN - DHA
iCloud'dan Sonra, Snapchat de Hacklendi!
iCloud faciası daha hafızalardan yeni silinmişken şimdi de fotoğraflı sohbet uygulaması olan Snapchat hacklendi veiCloud'da olduğu gibi  ünlü isimlerinde bulunduğu çıplaklık içeren fotoğraflar internete sızdırılmaya başlandı.Bu olayla birlikte Snapchat fotoğrafları anlık olarak aktarmadığı bu fotoğrafları veritabanında sakladığı da ortaya çıkmış oldu.Armood
Sedat Peker'den İlginç Davutoğlu İddiası!
Yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Sedat Peker, kişisel internet sitesinden açıklamada bulundu.MHP yönetimine eleştiriler getiren Sedat Peker, açıklamasında Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eski ülkücü olduğunu ve okul başkanlığı yaptığını ifade etti.Sedat Peker, MHP yönetimine ilişkin açıklamalarının ardından kendisine eleştiride bulunanlara yanıt verdiği yeni açıklamasında önemli bilgilere yer verdi. Peker, “Başbakan Davutoğlu eski ülkücü ve okul başkanı” dedi.Sedat Peker, açıklamasında şunları söyledi“Sayın Davutoğlu’nun AK Parti’nin başına getirilme sebebi olarak Milliyetçi Hareket Partisi’nin oylarına yönelik bir yol izleyeceklerinin en bariz göstergesi olduğunu söylediğimde ve Sayın Davutoğlu’nun eski ülkücü olduğunu, okul başkanlığı yaptığını yazdığımda bazı detaylı açıklamalar yaptıktan sonra da bu çalışmanın MHP tabanında karşılık bulabileceğini söylediğimde MHP üst yönetimi ve onların yakını olan gazeteciler beni AK Parti’ye el altından çalışmakla suçladılar. Ancak son günlerde kendilerine yakın gazetecilerde köşe yazıların da bu konuya değinip MHP üstü yönetimini dikkatli olmaları konusunda uyarıyorlar.”İnternethaber
Reklam