Üniversiteyi Lise Zanneden Annelerin 17 Tribi
Üniversiteye giriş sınavlarından yeni cıkmış, kendini tam üniversitesinin kollarına rahat rahat bırakayım diyen tüm gençlerin ortak kabusudur trip atan anneler. Üniversiteye başladıktan sonra, sınava girmeden önce verilen tüm vaatler unutulur. Hadi maddi vaatleri bir kenara bırakalım, sınava giriş senesi 'Aman yavrum bak bu sene önemli sık dişini bi sene sonra istersen eve gelme' diyerek verilen özgür yaşam sözleri de unutulur. Üniversiteye geçmiş olan evlada liseli gibi davranılmaya devam edilir, trip atılır.
İşte Üniversiteyi Lise Zanneden Annelerin 17 Tribi!
1. Kanaat notu için hocanızla konuşmak istemesi
- Yok yok böyle olmaz ben gidip konuşucam hocanla belki yapar bişeyler kanaat filan. Ahhh çocuğum sen de çalışmıyosun ki aslında müstehak ama işte belki bi dönem kurtarırız.
+ Ya anne lise değil ki burası hocanın kanaati yok bi kere saçmalama ya.
- Olsun olsun ben gene de konuşucam.
+ Yahu anne anlamıyo musun hocanın bi etkisi yok yapabileceği bi şey yok sen yalvarsan da yakarsan da olmaz.
- Oğlum öyle deme bakarsın yapar bi şeyler annen gitmiş sonuçta okula.
+ ...................
2. Alttan dersinizin olmasına anlam verememesi
+ Sen şimdi kaçıncı sınıftasın yani?
- 3'lü 4'lü..
+ Nası yani 3 müsün 4 mü?
- 4 ama derslerin yarısı 3. sınıftan..
+ Olmaz öyle şey. Ya 3 olursun ya 4 olursun... Ne o öyle ikmale falan mı kaldın?
- Hayır annecim kurul kararıyla geçtim...
+ .................
3. Sınıfta kaç kişi olduğunu sorması
- Oğlum kaç kişi var şimdi sizin sınıfta? Kalabalık mı?
4. Israrla veli toplantısının ne zaman olacağını sorması
- Hani senin dersler nasıl? Sınavlar falan?
+ İyi anne, her şey yolunda.
- Veli toplantısı falan yok mu bu aralar bi gidip hocalarınla konuşsaydım.
+ Yok anne ne gezer veli toplantısı üniversitede.
- Valla ben bilmem. Yalan söylüyorsan da görüşcez seninle karneler gelince. Hele bi takdir teşekkür alma sen... Geberdirin seni çocuk.
5. Üniversitede sözlü yapıldığını zannetmesi
- Hoca seni tahtaya kaldırdı mı bugün?
(Not: Bazı tıp fakültelerinde sözlü yapılıyormuş. Annelerimiz bu soruyu sormakta haklı olabilir.)
6. Okulunuzu ilkokul sanması durumu daha da vahimleştirebilir
- Nasıl geçti günün?
+ İyiydi anne.
- Parmak kaldırdın mı?
+ ?????
7. Takdir mi teşekkür mü alacağınızı merak etmesi
- Oğlum ne getiriyosun bu dönem bakalım, takdir mi teşekkür mü?
+ E... Şey anne... Üniversitede onlara repeat ve unsatisfactory diyolar... Ben de inşallah bişiler getiricem...
- Hadi bakalım iyi çalış oğlum...
8. Bütleri geçmeniz için sizi dersaneye göndermeye çalışması
- Noldu sınavlarınız?
+ Hepsinden kaldık anne.
- Ee n'apacaksınız, yok mu özel ders falan veren hocanız? Olmazsa para vereyim kursa git.
+ Bütlerde görüşürüz anne.
9. Üniversitede sabahlanarak ders geçilebileceğini bir türlü kabullenmemesi
Sınavınızdan bir gün önce saat epey ilerlemiştir, anne uyumaya giderken gene lise zamanlarındaki gibi odanın kapısından kafasını uzatır:
- Sana günü gününe çalış dedim. Her gün çalışsaydın azar azar bunlar olmazdı.
+ ................
O gece bir güzel sabahlanır, sınava girilir. Bir kaç gün geçer ve sınav sonuçları açıklanır. Anne kendinin ne kadar haklı olduğunu kanıtlamak istercesine yanınıza gelir ve sorar:
- Kaç almışsın şu sabahladığın sınavdan bakayım?
Alınan not söylenir. anneden gelen cevap:
- Yalann! Yalan söylüyorsun bi gece çalışılıp geçilir miymiş?
+ Oldu anacım gel okula notlara bak listeden, istesen hocalarımla konuş...
10. Öğretmenlerinize ikramda bulunmak istemesi
- Yavrııeam. Pattisli börek ettiydim öğretmenler odasına götürüver de afiyetle yesinler.
11. Ödev yapmaya zorlaması
- Oğlum senin yarına ödevin yok mu? Kaç saattir dizi izliyosun, kalk ödev yap biraz.
12. Sürekli tavsiye vermesi
- Kızım bi şeyler al yanına yemek için aç kalma oralarda.
- Hırka al bi de üşütürsün.
- Servise yazıl bugün boşuna yürüme o kadar yolu.
13. Israrla öğrenci sekreterinden not öğrenmek istemesi
Anne, çocuğunun okulda olmayacağını bildiği bir gün gider, öğrenci işlerinin kapısına dayanır ve talebini bildirir. Öğrenci işlerindeki memur, kendisine, çocuğunun artık kazık kadar adam olması sebebiyle şahsi bilgilerini kimseye veremeyeceğini, üniversitede velilik müessesesinin tanınmadığını güzelce açıklar. Psikoz sınırlarında pervasızca top sektiren anne, dekan rektör kim varsa bir yetkili görmek istediğini, böyle rezalet olamayacağını, analık hakkının ayaklar altına alındığını cıngarlı bir biçimde seslendirir. Çaresiz yetkili kişi (?) olarak fakülte sekreteri ortama çağırılır. Anne, doğurgan kişilere özgü doğal senaryo yazma kabiliyetini kullanarak, dokuz ay karnında taşıyıp acılarla doğurduğu yavrusunun notlarını öğrenmeye hakkı olduğunu dilekçe verip hakkını arayacağını söyler.
14. Bilgisayarı yasaklamakla tehdit etmesi
- Yata yata, geze geze bitiriyosun okulunu hic anlamıyorum. Ayrıca derslere girmeden nası sadece o fotokopilerle geçicen bilmiyorum. Hele bi sınıfta kal o bilgisayar klavyesini yerini bulamıcaksın baştan söyliyim!!!
15. Devam zorunluluğu olmayan dersler olduğunu bir tülü kabulenememesi
- Nasılsın yavrum, devamsızlık yapıyor musun? Bak sakın 20 günü geçirme, sınıfta kalırsın valla. Bir sorun olursa söyle rapor alayım ben sana.
+ Anne bizde sınıfta kalma yok, dersten kalıyorsun ve devam zorunluluğu yok.
- Olsun sen sınıfta kalırsın.
+ Tamam anne yapmam devamsızlık merak etme.
16. Dersten kalmanın ne olduğunu bilmemesi (ya da bilmemezlikten gelmesi)
- Nasılsın oğlum ne yapıyosun?
+ Ne olsun anne ders çalışıyorum işte vizeler var onlarla boğuşuyorum.
- Bak ilk dönem 2 dersten zayıf geldi onları kurtarcan bu dönem değil mi yavrum?
+ Off anne kaç kere anlattım ya...
17. Hala saça sakala karışması
- O saçları bi kessen, efendi gibi gitsen şu okuluna. Elegüne karşı çok ayıp. Müdürünüz size hiçbi şey demiyor mu?
Bonus: İş hayatını da lise sanması
Annelerin bir de 'iş hayatını lise zanneden' versiyonları vardır ki çok daha vahimdir. İş seyahatine çıkacak olan kızlarına, 'evladım müdürünüz de geliyo değil mi başınızda' diye soraralar. Müdür bir nevi sınıf öğretmeni olarak algılanmıştır...
