Türkler Zaman Makinesi İcat Etmiş Olsa Olabilecek 16 Hadise
Marty Mcfly bile bizi kandırdı. Anlattığı gelecek ile yaşadığımız gelecek arasında dağlar kadar fark varmış. Ama bu yolda yorulmak ya da vazgeçmek yok. O zaman yolculuğu yapılacak arkadaş! Bunu da biz başaracağız. Bir yerinden başlamak lazım. Ama önce, yaptıktan sonra meydana gelecek 16 hadiseye bir göz atalım.
1. İcat edilen aracın yerli mi yoksa başka bir aracın benzeri mi olduğu tartışmaları ortaya çıkardı.
Ya bu araç yerli oğlum niye inanmıyorsunuz?
Yok canım Delorean falan değil yaa.
2. Araç kullanıma başlandıktan hemen sonra Beylikdüzü - Söğütlüçeşme hattına yerleştirilir, metrobüs olarak hizmete açılırdı.
Evet artık geç kaldığınız işinize Beylikdüzü - Söğütlüçeşme arasında zamanda yolculuk yaparak erken gidebileceksiniz!
3. Bir zaman makinesine alabileceği maksimum kapasiteden fazla insan bindirilmeye çalışılırdı. Zamanda yolculuk olsa bile yine sıkış tepiş gitmek zorunda kalırdık.
Tutunacak tutamacım bile yok, zamanda seyahat edebiliyorum. Ne mutlu bana!
4. Bazı uyanıklar, zaman makinesine atlayıp ay sonuna giderler ve maaşlarını çekip geri dönerlerdi.
Bkz: küçük hesapların insanı
5. Bazı önemli yıl, ay ve günler mahkeme kararlarıyla erişime kapatılırdı. Haliyle biz de zaman makinesinde böyle bir uyarıyla karşılaşırdık.
'Zamanda kırılmalar yaratmak yasah gardaşım! Yasah!'
6. Aracı bazı zaman dilimlerinde ise, yakıt harcanmasın diye boşa alıp öyle kullanırdık.
-Abi şu 80'ler biraz rahat gibi. Boşa al öyle geçelim 80'leri he?
-Taam koçum, ayıbediyon. Ben 93'ten beri boşa taktıydım zaten. Öyle gidiyorum.
7. Ailesini toplayıp zaman makinesine atlayan insanlarımız, aracı 1950'lerin İstanbul'una çeker, orada boğaza karşı güzel bir mangal yapar, sonra ertesi gün iş var diye erkenden evine dönerdi.
'Hanım, benim kumaş pantolonu ütülemiş miydin yaa? Neyse Zaman makinesiyle öğlen 11'e falan döneriz artık buradan. O zaman ütülersin sen de.'
8. Araç az yaksın diye, Nükleer Enerjiyle çalışan Füzyon Ayrıştırıcı Reaktörü sökülüp yerine LPG tüpü takılırdı.
'Abi bu Plütonyum çok pahalı meret. Tüp taktıracaksın uzun vadede kâr elde edeceksin bak.'
9. Olası bir kavga ya da sürtüşmede kullanmak için; bagajda, tüpün yanında "Haydar" adı verilen bir sopa bulunurdu.
'Oğlum 1940'ların Amerika'sından iki bebe bizim yeğeni dövmüş la. Atla makineye, gidiyoruz. Ağızlarını burunlarını kıralım onların.'
10. Birçok kişide bu zaman makinesinden bulunacağından, geçmişe gidip Sayısal Loto gibi şans oyunlarını oynamanın bir anlamı kalmazdı.
'Evet sayın seyirciler, bu hafta da Sayısal Loto'da 6 bilen kişi sayısı: 60,384,016.'
11. Köprü trafiğine yakalanmamak için zamanda yolculuk yapılıp 3 saat öncesine gidilir, o köprüden geçildikten sonra da 3 saat ileriye gidip, geri gelinirdi.
'Abi saat 3 gibi falan köprü bomboş. Git zaman makinesiyle, geç köprüden. Sonra istediğin saate al devam et. Ben hep öyle yapıyorum.'
12. Bayramlarda ise yaşlanmış versiyonlarımızı ya da akrabalarımızı ziyaret etmek için geleceğe giderdik.
'Oğlum çık odandan artık. Bak 2048'den teyzenler geldi, gel ellerini öp!'
13. Ramazanda ise, iftara kadar dayanamayanlar zaman makinesine atlar iftar saatine giderlerdi.
-Oğlum ne kadar var iftara?
-Yarım saat kaldı baba.
-Hanım çocukları da al hemen, binin arabaya. Olmayacak böyle geleceğe gidiyoruz.
14. Zaman makinesi büyük ihtimalle bir yerlerde arıza yapar, vurdurarak çalıştırılmaya uğraşılırdı.
'Oğlum, annenle birlikte 1974'te takılı kaldık. Ben çekici çağırdım, sen de gel, vurduralım şu arabayı yokuş aşağı gider belki.'
15. Bazı taksi şoförleri de, kendi zaman makinelerine binen yolculardan daha fazla para almak için zamanda yolculuğu uzatırlardı.
-Ya kardeş, ben 2. Dünya Savaşı'na gidecektim. Şimdi niye 1. Dünya Savaşı'ndan geçiyoruz?
-Öyle mi abla? Ya ben 1. Dünya anladım. Hem şimdi 1945'lere doğru çok trafik vardır. Ben seni daha garanti yoldan getirdim. 1921'den sağa kırdık mı 2. Dünya Savaşı'ndayız. Sıkma sen canını.
16. Artık eskisi gibi nostalji muhabbetleri yapılmazdı. Çok sıkıldığımızda 90'lara geri döner, kendi küçüklüğümüzle taso ya da misket oynar, o yıllara özlemimizi giderirdik.
'La bebe, ben senin büyük halinim oğlum. İki taso versen de beraber oynasak n'olur?'
Sonuç itibariyle zaman makinesi olsa da işimize pek yaramazdı. Sanki teknolojinin hangi birini verimli olarak kullanabiliyoruz ki?
Dr.Emmett Brown bile koskoca aleti Marty'nin aile ilişkilerini düzeltmek için kullanıyor. Çocuğunu hapisten kurtarıyor, babasını annesine çıkma teklifi etmesi için cesaretlendiriyor.
E o zaman biz de 2048'deki akrabaları ziyarete gitmeyelim de ne yapalım?