Pelin Vardarlıer Yazio: Futbol Sadece Bir Oyun Değildir, Takım İdeolojisi Nedir?
Bildiğiniz gibi, günümüzde iş dünyası, spor dünyası, siyaset dünyası ve sanat dünyası çok hızla değişen rekabet, ekonomik ve sosyal ortamlara ayak uydurmaya çalışıyor. Tabii bu değişime uyum sağlamak, mevcut kaynakları değerlendirip beraberinde harekete geçirerek, fırsatlardan yararlanıp, tehditlere karşı koyabilmeyi gerektiriyor. Bu amaca uygun çalışmaların temelinde ise etkili bir “Takım Çalışması” anlayışı yatıyor.
Sözlüğe bakacak olursak “takım” kelimesi “bir araya getirmek” anlamına gelen Hint-Avrupa dilindeki “deuk” kelimesinden türemiştir.
Göç eden kazları havada süzülürken hiç izlediniz mi?
Onların “V” şeklinde bir formasyonla uçtuklarını fark etmişsinizdir. Bilim insanları kazların neden “V” şeklinde uçtuklarını araştırmış ve sonuçta kazların hiç de “kaz kafalı” olmadıklarını keşfetmişler. Hatta insanların ders alması gereken birtakım gerçekleri ortaya çıkarmışlar…Hadi birlikte düşünelim..
I. Amaç: Belli bir hedefi olan ve bu hedefe ulaşmak için bir araya gelen insanlar, hedeflerine daha kolay ve çabuk erişirler.
Uçan her kuş, kanat çırptığında arkasındaki kuş için onu kaldıran bir hava akımı oluşturuyor.. “V” şeklindeki formasyonla uçan kaz grubu, birbirlerinin kanatla çırpışlarındaki hava akımını kullanarak uçuş menzillerini %71 oranında uzatıyor. Böylelikle tek başına gidebilecekleri maksimum yolu grup halinde neredeyse ikiye katlıyorlar.
II. İletişim: bizimle aynı yönde gidenlerle sürekli bilgi alışverişinde bulunmak gerekir.
Bir kaz, “V” grubundan çıktığı anda uçmakta güçlük çekmekte.. Bunun nedeni kaldıraç etkisi sağlayan hava akımının dışında kalmış olması.. Böyle bir durumda hemen “V” formasyonuna geri dönüyor.
III. Liderliği paylaşma: liderliği paylaşmak ve zor işleri rotasyonlu yapmak bize ivme kazandırır.
“V”’nin başında giden bir lider yorulduğunda en arkaya geçiyor ve hemen arkasındaki, lider konumuna geçmekte.. Bu değişikliği ise sürekli yapmaktalar.
IV. Takım ruhu: takım ruhu her zaman korunmalıdır.
Gerideki kuşlar öndekileri daha hızlı gitmeleri için bağırarak uyarırlar.
V. Dayanışma: işler zorlaştığında, takım olarak birbirimize kenetlenmeli ve takım ruhuna sadık kalmalıyız.
Formasyondaki bir kuş hastalanırsa veya avcı tarafından vurulur ve uçamayacak hale gelirse, düşen kuşa yardım etmek için formasyondan iki kaz ayrılır ve onu korumak üzere yere inerler. Tekrar uçabilene kadar veya ölene kadar onunla beraber kalırlar. Sonra başka bir kaz sürüsüne katılıp kendi gruplarına ulaşıncaya kadar beraber uçarlar.
Bir araya gelmek başlangıç, bir arada durabilmek ilerlemek, birlikte çalışmak başarıdır.
O halde bir takımın etkin olabilmesinde temel koşul, takımın açık ve anlaşılır amacının olması.. İletişim yine etkin bir takım çalışmasının destekleyicisidir. Peki ya takım etkinliğinde aranan diğer özellikler nelerdir? Liderliği paylaşma, takım ruhu, dayanışma, planlama, organize olabilme, mahremiyet ve samimiyet …
Takımların etkin bir şekilde çalışarak, istedikleri hedeflere başarı ile ulaşabilmeleri için her bir takım üyesinin ve bir bütün olarak takımın belirli alışkanlıklar edinmesi gerekir.
İşte bunun en güzel örneğine dün tanık olduk..
Danimarka ile Finlandiya arasında oynanan EURO 2020 B Grubu maçında takım çalışması örneğini herkes takdir ederek izledi sanırım. Danimarkalı yıldız futbolcu Christian Eriksen'in fenalaşması, karşılaşmanın önüne geçti. Maçı izleyenleri korkutan, duygulandıran, bir o kadar da ders niteliğinde bir olay yaşandı.
Eriksen’e ilk müdahaleyi yapıp dilini yutmasını engelleyen Kjaer, bu hareketi ile herkesin kaptanı oldu. Takım arkadaşlarının ise, Eriksen’in yerde yattığı sırada görüntü alınmasını engellemek için Eriksen'in etrafında çember oluşturması ile kendilerine hayran bıraktılar... Danimarkalı futbolcuların örnek hareketini hepimiz alkışlıyoruz. Ne kadar ince, ne kadar düşünceli bir hareket..
Dünya futbol tarihine geçecek bu olayda başta takım çalışması olmak üzere, bununla birlikte ilkyardım, özerkliğe saygı, insan hakları, hasta mahremiyeti, yardımlaşma ve insana dair her şey vardı.. İşte bunu sağlayabilirsek ve bu sinerjiyi yayabilirsek iyi bir takım oyuncusu olabiliriz. Bu yaşanan durum ise, futbolun sadece gol atarak kazanılan bir oyun olmadığını ve dayanışmanın takım ruhunun en güzel başarı olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Üzücü olayda tam bir takım çalışması örneği sergileyen, Danimarka milli takımı ise gönüllerin şampiyonu oldu.
Yaşanılan bu olay bana, Atatürk’ün bir sporcuda yalnızca beden gücü ve yetenek değil, tüm bunların yanı sıra, iyi ahlâk ve zekânın da bulunmasını istediği, düşüncesini aklıma getirdi.
Ben de yazımı Mustafa Kemal Atatürk’ün bu düşüncesinde “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim.” sözü ile tamamlamak istedim.
Unutmayın; birlik her zaman rekabetten daha kuvvetlidir.
Yorum Yazın