Kırmızı Ruju Sürüş Şekline Göre İntikam Tarzını Söylüyoruz!
Kırmızı ruju nasıl sürmeyi tercih ediyorsun?
Senin gazabından kaçsınlar!
En büyük intikamın umursamazlığın!
Hayat seni oldukça yormuş. Hani feleğin çemberinden geçmiş derler ya... Yaşadıklarına üzülüp takılmak yerine dersini alıp yoluna devam etmişsin. Aslında en doğru olanını da sen yapmışsın. Kendini seviyor ve değer veriyorsun. Bu yüzden kimseye muhtaç olmadığının sen de farkındasın. Çantanı alıp çıkamayacağın ortam yok. Zamanın o kadar önemli ki boşa harcayacak bir saniyen bile yok. İnsanların hayatında kalması için çabalamıyorsun. Ya da sana bir yanlış yaparlar diye korkmuyorsun. ''İstediklerini yapabilirler ama bunun sonuçları olacaktır, beni kaybetmeyi göze alabiliyorlarsa zaten kendi kararlarını vermişlerdir.'' düşüncesindesin. Kurduğun belli bir düzen, yarattığın ayrı bir dünyan var. Bunu kimsenin mahvetmesine izin vermiyorsun. Eğer gerçekten güçlü olup umursamadığından değil de duygularını bastırmak için böyle davranıyorsan, bunu kendine yapma! Acısı daha sonra vurur. Kendini bir anda bardak kırıldı diye bile ağlarken bulabilirsin. Herkesin bir noktası, sınırı var. İnsan olduğunu unutma. Duyguların olmadan yaşadığını hissedemezsin. Duygular, hayatın renkleri değil midir aslında? Biliyoruz; zamanında çok yıpranmışsın, aynı şeyleri tekrar yaşamaya mecalin kalmamış. Ama tek düze de yaşayamazsın. Dozunu kaçırırsan ilaç da zehre dönüşür. Bizce bu dediklerimizi iyi düşün taşın. Yarın öbür gün neler kaçırdığını fark ettiğinde çok üzülebilirsin...
Onları kendine köle yaparak intikamını alıyorsun!
Senin bir sınırın var. O sınıra geldiğinde kalbini ve duygularını kapatıp, mantığını devreye sokuyorsun. Hayatından insanları çıkartmak yerine onları işine yarayacak şekilde kullanıyorsun ve bunu da çok iyi yapıyorsun. Sana yaptıklarının bedelini böyle ödüyorlar. Daha doğrusu ödetiyorsun. İnsanları o kadar kolay manipüle yeteneğine sahipsin ki farkında olmadan ne istersen yapıyorlar. Bu hoşlarına da gidiyor. Hatta senin için yaptıklarından sonra sana daha da bağlanıyorlar. Yaptığın ne kadar doğru ne kadar yanlış tartışılır. Özellikle de çıkarlar üzerine kurulu bir dünyada yaşarken... Ya oynayan olacaksın ya da oynatılan. Maalesef ki böyle bir ayrıma geliş düzenin çarklarıyız her birimiz. Hiçbirimizin saflığı, masumiyeti kalmadı. Herkesin kendini düşündüğü noktada sen de kendini düşünmek zorundasın. Çünkü seni senden daha iyi kimse anlayamaz ve yardım edemez. İntikamını ağır ağır alıyorsun bu da senin hoşuna gidiyor. Senin için 5 dakikaya sığdırılamayacak kadar önemli bir zevk... Sürünmelerini ve senin için çırpınışlarını izlemek hoşuna gidiyor. Hak ettilerse eyvallah!
Hayatım sen bırak intikamı, bir karıncayı bile incitemezsin...
Senin çok narin bir kalbin var. İnsanları görmek istediğin gibi görüyorsun. Belki de aslında ona değil kafanda yarattığın insana aşık oluyorsun. Bir ilişkiye yüzde yüzünü verebilecek potansiyeldesin. Sevdiğin insanları kaybetmemek için sürekli alttan alabilirsin ama ne yazık ki dünya düzeni böyle işlemez. Bazen de sınırları korumak gerekir. Yoksa seni fethederler, kendilerine lazım olanı yağmalayıp sonra da arkalarında sadece bir harabe bırakırlar. Önce senin ışığını söndürürler sonra da bundan şikayet ederler. Ardına baktığında ilişkilerin için ara sıra aklında '' Ben böyle davransaydım belki daha farklı olurdu.'' düşünceleri dolaşabilir. Üzülerek söylüyoruz ki, her şeyde kendini suçlamayı bırak. Karşındaki insanın dünya iyisi olduğundan değil bu yaptığın. Sen sadece kafanda yarattığın hayalleri, kişilikleri öldürmek istemiyorsun. Çünkü canını çok yakacak farkındasın. Bir anda toz pembe bir pencereden fırtınalı bir manzaraya... Biliyorsun, bir kere bile farkına varsan gerisi çorap söküğü gibi gelecek. Aklında çok güzel kalan anıların bi anda uçup gidecek. Aslında öyle olmadığının da sen öyle görmek istediğin için 'öyleymiş gibi' olduğunu fark edeceksin. Ve bir daha hayatına eskisi gibi devam edemeyeceksin. Belki de yaşadığın 'ilklerin' masumiyeti ortadan kaybolacak. Ama şunu da sakın unutma ki her şeyin ilki, onun en güzeli olduğu anlamına gelmez. Sana bu masum duygularından, naif kişiliğinden vazgeç demiyoruz. Hatta bu seni diğerlerinden ayıracak bir özelliğin; saflığın, temizliğin... Sadece kendini de düşünmen ve korumayı öğrenmen gerek. Senin insanlara karşı artık bazı sınırlar çizmen gerekiyor. Yoksa bu hikayede yanan taraf hep sen olursun.
Yorum Yazın
En büyük intikamın umursamazlığın!
bizlik bi durum yok beyler dağılabiliriz :)