Kadının Adı Hala Yok! 8 Mart'ta Verilerle Türkiye'de Emekçi Kadın Olmanın Zorlukları
Her 8 Mart tarihinde şirketlerin kadının önemi ve değerine dair paylaşımları ekranları süslüyor. Emekçilik, derleme, toparlama, güzelleştirme, annelik, merhamet gibi olgular üzerinden herkes kendine göre 'kadın' güzellemesi ve şekillendirmesi yapar. Türkiye'de kadın olmak zordur. Ataerkil düzende, ne yapmanız gerektiğinin dikte edildiği, yılda bir kez güzellemelerin yapıldığı ülkemizde veriler kadınlar için ne diyor? Kadının iş hayatındaki yerine birlikte bakalım...
Türkiye'de kadın hakları ve eşitliği için mücadele deyince, ilk akla gelen isimle başlayalım. Yıllar önce hayatını kaybeden gazeteci, yazar Duygu Asena, Türkiye'de feminizmin öncülerinden olurken, 80'li yıllarda filmi de çevrilen "Kadının Adı Yok" kitabıyla hala daha 8 Mart'ların başlığını atabiliyor.
2023 yılında dahi, her yıl 8 Mart tarihinde kadınlar günü için yapılan yürüyüşler, engellenebiliyor.
İstanbul’da Toplu Ulaşıma 8 Mart Engeli: Taksim’e Çıkışı Kapatıyorlar
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, geçen yıl tam da bugün yaptığı konuşmada yine bir kadın güzellemesi(!) örneği sergiliyordu.
Türkiye nüfusunun yüzde 49,9'unu kadınlar oluşturuyor.
25 yaş ve üstü kadınların en az bir eğitim düzeyini tamamlama oranı yüzde 87,3 olurken, erkeklerde bu oran yüzde 97,1, istihdamdaysa durum daha içler acısı.
2021 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki işgücüne katılma oranı kadınlarda yüzde 32,8, erkeklerde ise yüzde 70,3 olarak görülüyor.
3 yaş altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadınların istihdam oranı yüzde 26,1 olurken, erkeklerde bu oran yüzde 89,1 olarak farkı açıyor.
Türkiye'de kadın milletvekili oranı yüzde 17,3, kadın büyükelçi oranı yüzde 27,2, yükseköğretimde görevli kadın profesör oranı yüzde 33,2 ve yönetici pozisyonunda çalışan kadın oranı yüzde 20,7 olarak yüzde 50'ye yaklaşamıyor bile.
Yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvensiz hissedenlerin oranı kadınlarda yüzde 30,4, erkeklerde yüzde 13 olarak dikkat çekiyor.
DİSK 2021 Asgari Ücret araştırmasındaki verilere göre, kadınların çok büyük bir bölümü asgari ücret ve altında maaşlar alıyor. Asgari ücret ve yüzde 10 fazlasına kadar maaşlarda Türkiye genelinde yüzde 48,7 olurken, kadınlar söz konusu olunca bu oran yüzde 55,6’ya çıkıyor.
Yine DİSK'e göre kadınların yüzde 23’ü asgari ücret dahi alamıyor. Genel maaşlarla asgari ücret farkı da giderek kapanıyor.
Bu durumda fark AB ülkelerinde de bulunuyor. Avrupa'da asgari ücret seviyelerinde maaş alanların yüzde 58,5’i kadın ve yüzde 41,5’i erkeklerden
oluşuyor.
Özel sektörde her dört kadından üçü asgari ücret komşuluğunda ve asgari ücret altında ücretle çalışıyor. Özel sektörde asgari ücret altında çalışma genel olarak yüzde 21,7 olurken, özel sektördeki kadın işçilerin yüzde 30,8’i asgari ücret altında ücretlerle çalıştırılıyor.
Kayıtdışı çalışan kadınların neredeyse tamamı en fazla asgari ücret civarında bir ücret elde edebilmektedir.
Kadın istihdamında Türkiye, OECD ülkeleri arasında son sırada yer alıyor. Kamuda da bu ayrım değişmiyor. Devlet kademelerinde çalışan kadın oranı 2020 yılında yüzde 29 olurken, 2022 Mayıs ayında yüzde 18 olmuştu.
DW Türkçe'nin aktardığına göre, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, kadınlara yönelik ayrımcılığın emek piyasasında da kendini gösterdiğini ifade ederken, 'Kadınların emek piyasasındaki ikincil konumu, eğreti istihdam biçimleri, ücret eşitsizliği, karar mekanizmalarından dışlanmaları, cinsiyetçi istihdam politikaları işgücü piyasalarındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiriyor' ifadelerini kullandı.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik de, son 20 yılda iktidarın özellikle istihdam politikalarında erkekten yana tercihini daha fazla kullandığının görüldüğünü belirtti.
Toplumsal cinsiyete dayalı politikalar tercih edilmezken, kamuda liyakatın da terk edildiğini belirten Bozgeyik, OECD ülkelerinde cinsiyet açığının yüzde 14,5, AB'de yüzde 10, ancak Türkiye'de yüzde 39,1 olduğunu belirtti.
Kadınların daha fazla istihdam edilebilmesi için toplumsal cinsiyete dayalı politikaların tercih edilmesi gerektiğini kaydeden Bozgeyik, sorunun sadece istihdam politikalarında olmadığını vurgularken, kamu ve özel sektörde yönetici olan kadınların oranının da yüzde 19,3 olduğunun altını çizdi.
Kadınlar her alanda tüm engellemelere karşın öne çıkmaya ise devam etti.
Türk Sporunun Lokomotifi Kadınlar Oldu
Daha eşitlikçi bir ortamda ve ülkede bulunmanın gereğini sürekli vurgularken, olması gerekenin sadece insani bir dünya olduğunu bir 8 Mart'ta daha hatırlatıyoruz. Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir.
Yorum Yazın
Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğrad... Devamını Gör
🌱🌷☘️8 mart Dünya kadınlar gününüz kutlu olsun, 🌱🌿🌷
Kızlar böyle feminizm gibi şeylerin peşinden koşmayın maalesef Türkiyedeki feminist çoğu pkkya hizmet ediyor feminist derneklerin amacı örgüte militan dev... Devamını Gör
Anaerkil bir toplumdan bu duruma gelmek.Dünya'da kadın olmak zor ama Türkiye'de kadın olmak bambaşka bir seviyede zor.
Bir çok ülke gördüm ömrüm boyunca, Kadınların mutlu ve huzurlu olmadığı hiç bir ülkenin geliştiğini ve insanlarının tümünün mutlu olduğunu görmedim.