Her Rolüyle Ters Köşe Yaparak Kendine Hayran Bırakan Gönlümüzün Efendisi Osman Sonant
Bazı oyuncular vardır, onları anlatmaya kelimeler yetmez; biz elimizde mevcut olan kelimeleri birleştirmeye çalıştık sadece. İzleyicinin içinde fırtınalar kopartan Osman Sonant'ı neden bu kadar sevdiğimize birlikte bakalım.
Hani bazen tam hayalinizdeki gibi bir insanla karşılaşırsınız, hiç yaşamadığınız bir tamamlanmışlık hissedersiniz de o insanı "NERDEYDİN SEN BE ADAM!" diye sarsmak istersiniz ya, Osman Sonant işte tam olarak bize bunu yaptı.
Peki nasıl oldu da biz dev bir Osman Sonant fanı olduk? Kim bu adam? Kalbimizin ortasındaki salonun baş köşesine nasıl da yerleşti? Hepsine bakacağız şimdi...
Dünyanın gelmiş geçmiş en romantik, en sempatik hırsızı Yavuz olarak hayatımıza ani bir giriş yaptı. Ona hırsız diyorlar evet, çünkü kalbimizi çaldı! Aslında biz onu Leyla ile Mecnun'da fark ettik ama dizi oyunculuğuna ilk adımı Yılan Hikayesi ile atmıştı.
"Hırsız" denmesine bozulduğu kadar dünyada hiçbir şeye bozulmayan, Turgut Uyar şiirlerini dilinden düşürmeyen bir "performans sanatçısı" sevdik biz.
Yavuz gibisini bulamazdın Eylül.
Leyla ile Mecnun bitti diye üzülürken "Ben de Özledim" imdadımıza yetişti. Orada okuduğu şiirler gönül telimizi öyle bir titretti ki, hala daha açıp açıp o sahneleri seyrediyoruz.
"Ben de Özledim" bitince "Beş Kardeş"in şöhret rüyaları gören, hayalci ortanca kardeşi Orhan olarak geldi karşımıza. Biz yine onu bıraktığı yerden sevmeye devam ettik çünkü yine aramızdan biri gibiydi, kankamızdı adeta.
Sonra bize öyle bir ters köşe yaptı ki, işte tam bu noktada aklımız yerinden çıkmış olabilir.
O güne kadar hep aramızdan biri, sıradan ve samimi olarak gördüğümüz Osman Sonant bambaşka bir adam olarak çıktı karşımıza . Egosu uzay boşluğuna kadar giden, parayla her şeyi ve herkesi satın alabileceğini düşünen, kuralları kendisi koyan medya patronu Sadık Murat Kolhan oldu bir anda. Hani bir zamanlar 'çok sempatik çocuk' dediğiniz arkadaşınızı yıllar sonra gördüğünüzde 'Oha, bu o mu?' dersiniz ya, aynen öyle olduk hepimiz.
Fakat karşısına dürüst, fikirlerini ve özgürlüğünü sonuna kadar savunan gazeteci Özge’ye gönlünü kaptırırken, “her şeyini kaybedip vicdanını kazanan” bir Sadık Murat Kolhan olarak evrildi. Ve biz bu adama resmen aşık olduk!
Osman Sonant, her dizide olduğu gibi yeni bir fenomen daha yarattı bizler için. Adeta gerçek hayatta Sadık Murat Kolhan diye bir adamın var olduğuna inandık. Çünkü bu bir oyunculuk başarısıydı ve tabii ki tesadüf olamazdı. Yeteneğini bir kez daha iliklerimize kadar hissettirdi Sonant.
Şimdi ise Sarmaşık'ın tam da ihtiyacı olan güçlü ve hırslı yeni sakini Kerim Adil Sağlam olarak karşımızda. Lafımızı tamamlayacağız ama önce şu karizmaya bir bakın hele!
Her projede ayrı bir adam olarak karşımıza çıkıp oyunculuğu ile büyülemesi bir yana, zaman geçtikçe daha da bir karizmatik oluşu diğer yana...
Müzikle haşır neşir olması sanmayın ki sonradan... Daha çocukluktan girmiş damarlarına müzik sevdası.
Henüz 7 yaşındayken piyano dersleri almaya başlamış Osman Sonant. Daha sonra da gitara yönelmiş, bir de onu çalmaya başlamış. Sonra tabii besteler ve neler neler... Halihazırda Leyla the Band'in klavyecisi olduğunu zaten bilmeyen yoktur.
Özel hayatıyla ilgili onu medyada pek göremezsiniz çünkü gayet mütevazı ve minnoş bir aile hayatı var gördünüz gibi...
Karşınızda Mercan ve Can minnoşları!
Ödüllü bir oyuncu, yetenekli bir müzisyen, muhteşem bir aile babası ve haberi olmasa da bizim uzaktan kankamız olur kendisi.
Oynadığı her karakterin hastasıyız, yeteneğinin müptelasıyız. İyi ki bizi kendinle tanıştırdın Osman Sonant. Vallahi bayılıyoruz sana!
İstediğin zaman, istediğin bir yerde buluşup göğe bakabiliriz 💕
Yorum Yazın
kaliteli bir aktor.
Allah belanı versin Erdal Abi! :D
bayılıyorum bu adama