Hayri Cem Yazio: Futbolda Alt Yapı ya da Özkaynak Düzeni
Geçtiğimiz hafta yayınlanan, “Endüstriyel Futbolda Transfer Politikaları” başlıklı yazımda, 2020-21 sezonunda Türkiye Süper liginde oynayan 603 lisanlı futbolcunun sadece %39.4’ünün bu ülke topraklarında yetiştiğini yazmıştım.
Acaba, genç nüfusu pek çok gelişmiş ülkenin toplam nüfusundan fazla olan ülkemizde, yetenekli sporcu kıtlığı mı var?
Kesinlikle hayır!
Uluslararası spor müsabakalarında Türkiye’nin gençlik karnesi hiç de kötü değildir. Aklıma gelen bazı örnekleri paylaşayım;
· UEFA Avrupa U-17 futbol şampiyonasında Türkiye 1994 ve 2005 yıllarında şampiyon olmuştur.
· Aynı turnuvada gençlerimiz 2008 ve 2010 yıllarında yarı finalist oldular.
· FIFA U-17 Dünya Kupasından gençlerimiz 2005 yılında 4’üncü oldular.
· Bu takımlardan kaç oyuncumuz A Milli takımına yükselebildi?
· Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda gencimiz Süper Ligde forma giyme şansını yakaladılar.
· Trabzon Erdoğdu Lisesi, Dünya Liseler Arası Futbol Şampiyonası’nda Dünya birincisi oldu. Bu büyük başarı maalesef basınımızda hak ettiği yeri alamadı.
Basketbol ve diğer spor branşlarımızda da durum farklı değil.Demek ki ülkemizde, yetenekli sporcu gençlerimiz mevcut.
Ama biz onları sadece bir yere kadar taşıyabiliyoruz; taşıyabildiğimiz seviye gençlerin yeteneğinin öne çıktığı seviyedir. Bir sonraki seviye ise, daha üst düzey bir sistem ve eğitim gerektirmektedir.
İş Birliği Modeli
Bu iş birliğini karşı taraf için de cazip hale getirmek gerekmektedir.
İş birliği yapılan kulübün, bu iş birliğinden gelir elde etmesi de sağlanırsa uzun vadeli bir iş birliğinin temelleri atılmış olur. Bunun bir yolu da iş birliği yapılan kulübü, Özkaynak Düzeninden yetişecek oyuncuların lisanslarına ortak etmektir. Böylece yetiştirilecek oyunculardan gelir etme beklentisi ile daha verimli bir iş birliği yaratılabilir.
En verimli Özkaynak Düzenine sahip olan Barcelona kulübü, Özkaynak Düzeninden yetişen oyuncuların mali katkısını ölçümlemek için şöyle bir hesaplama yöntemi oluşturmuş.
Son 10 yılın verilerin kullanarak, zaman içinde A takımında yer alan her bir oyuncunun, genç takımlar sürecindeki maliyetini hesaplamışlar.
Bu maliyetin üzerine tüm Özkaynak düzeni kategorilerinde oynayan oyuncuların toplam maliyetini de ekledikten sonra, A takıma yükselen oyuncu sayısına bölmüşler.
Elde ettikleri oyuncu birim maliyeti 2 milyon Euro çıkmış.
Yani, her A takıma çıkarttıkları oyuncunun maliyetini 2 milyon Euro’da tutarak transfer giderlerinde çok önemi tasarruf sağlamışlar.
Barcelona’da oynayan futbolcuların astronomik bonservis değerlerini düşününce, 2 milyon Euro’ya mal edilmiş futbolcu çok ucuza kazanılmış futbolcu demektir.
Türkiye’de bu maliyetler çok daha aşağılarda gerçekleşebilir.
La Masia'dan yetişen ve Barcelona`ya 2 milyon Euroya mal olmuş futbolculardan bazıları: Cuenca, Tello, Valdes, Olazabal, Puyol, Pique, Bartra, Montoya, Xavi, Iniesta, Fabregas, Busquests, Sergi Roberto, Messi,
Pedro’dur.
Sonuç
Günümüzde, Türkiye’deki futbol kulüplerinin önemli bir kısmı günü kurtaracak çözümlerle boğuşmak zorunda kalmışlardır; kendi imkânları ile bu
atılımı yapabilecek güçte değildirler.
Kulüplerin Özkaynak Düzenlerini geliştirmeleri için TFF’nin destek ve teşviki çok önem kazanmaktadır. Özkaynak Düzeni yatırımları kesinlikle TFF’nin mali olarak da desteklediği bir ulusal program haline getirilmelidir.
Bu program ivedilikle hayata geçirilmelidir. Zira, bugünden yapılacak Özkaynak Düzeni yatırımlarının getirisi en erken beş seneden sonra kulüplere geri dönecektir.
Yorum Yazın