Hangi Sanat Dalının İnsanısın?
Herkesin kendini ifade etme biçimi vardır. Kimi bunu yazıyla, kimi imgelerle, kimi de renklerle yapar! Peki seninki hangisi, ruhun hangi sanat dalına ait yani?
1. Hangi zamanlarda yaratıcılığın artar?
2. Peki hangisi yaratıcılığının performansını artıran en büyük yardımcındır?
3. Yaptığın eserler neyle alakalı olmalı, neyi konu etmelidir?
4. Bir sanat insanı için bu dünya üzerinde yaşanabilecek en güzel yer neresidir?
5. Malum sanattan para kazanmak zor; ama "ekmek" de lazım! Sadece para kazanmak için başka hangi işte çalışabilirdin?
6. Peki ya, hangisini elde edince "ben oldum" diyebileceksin?
7. Peki ya, sence bu gerçekten gerçekleşecek mi?
8. Son soru: Olmaz ya, eserlerin çok sattı ve voliyi vurdun diyelim. Bu parayla ilk önce ne yapardın?
Romancı'sın!
Sen çok boyutlu bir insansın. Öncelikle katı bir gerçekçisin. Asla ama asla kendini kandırmıyor ve boş hayallere kapılmıyorsun. İnsan sarrafısın da. İlk gördüğün adama notunu verirsin, sonradan o kişinin, o notu hak etmediği vaki değildir. Tecrübenin sayfalara geçmiş halisin çünkü. İnsanları gözlemeyi, onlar hakkında analiz yapmayı da seviyorsun. Yaşadıkların ve tanık olduklarınsa 'anlatsam roman olur' ayarında.
Ressam'sın!
Sen mantığın ve kelimelerin çok üstünde bir yerde konumlanıyorsun. Senin kendine göre bir dilin var bir kere ve bu dil, aşılaşılageldik dillerden asla değil: Renklerin dili bu. Renklerle düşünüyorsun ve her duygunun veya her fikrin temsil ettiği bir renk var sende. Bir romancı kadar felsefik, bir şair kadar da estetiksin kısaca. Allah vergisi yeteneğin ise cabası!
Heykeltraş'sın!
Sanat dalları arasında en yaratıcı olanı, kuşkusuz, heykeldir. Yaratıcılık had safhadadır çünkü. Yoksa kolay değildir, nesnelere yeniden şekil verip, bambaşka bir şey yaratmak. Ancak bunlar sende kolay olmuyor. Mesela kaygılı bir insansın ve yaratma sürecin oldukça sancılı. Az biraz tembelsin de dışarıdan bakınca. Ancak sen, çalışmadığı zamanlarda bile çalışan insanlardansın. 1 ay bir mermere boş boş bakarsın da, 1 saatte o mermerden Davut Heykeli'ni yapabilirsin. İş, karar vermede!
Fotoğrafçı'sın!
Öncelikle senin bakış açın değişik. Herkes 'bak'ar; ama sen 'gör'ürsün. Sıradışısın çünkü; zaten oldum olası herkes gibi olmayı kabul etmedin. Bunun yanında ölümsüzlük gibi bir takıntın var. Anları yakalayıp ölümsüzleştirmek senin işin. Ama en güzel anları... Zaten yaşamak dediğin üç beş kısa mutlu andan ibaret değildir de nedir, bay/bayan anı yaşayan :)
Yönetmen'sin!
Sen detayların insanısın. 'Şeytan ayrıntıda gizlidir' mottosu gereği, en ufacık detaylar asla gözünden kaçmaz, ama ayrıntıda boğulup ana konuyu ıskalayanlardan da değilsin. Profesyonelsin ayrıca ve de işkolik. Odaklandığın zaman, yanına yaklaşmamak en doğrusu. En şikayetçi olduğun şeyse günün 24 saat olması, çünkü sana yetmiyor. Neyse biz seni tutmayalım, işin gücün vardır şimdi!
Dansçı'sın!
Öncelikle, şunu demek gerekir ki, sen esnek bir insansın. Kesinlikler, katı kurallar, net fikirler hiç sana göre değil. 'İnsan 7'sinde neyse, 70'inde de odur!' lafına da katılmıyorsun, en azından kendin için. Çünkü değişebiliyorsun, değişmeyen ilerleyemez zaten sana göre. Ayrıca sen sanatçı olmak için doğmuşsun; estetiğe ve güzele entelektüel bir merakın var. Esnek fiziğin ve zarif hareketlerinse bunun doğal sonucu!
Oyuncu'sun!
Senin içinde birden çok kişi var. Çünkü nadir bulunan empati gücü sende sonuna kadar var. Anlayabiliyorsun insanları, ki 'anlamak' çok büyük iş. Bir insanın yerine geçmen ve onun gibi hissedilmen için çok fazla çabalamana da gerek yok. Yani çoğu gibi, bunu yaparken zorlanmıyorsun. Bu, senin doğuştan yeteneğinin olduğu anlamına gelir zaten. Bu yetenekle Oscar'ı, Palmiye'yi, Küre'yi almadan gelme lütfen :)
Şair'sin!
Sen ince duyguların insanısın. Hayalci ve sıradışısın da. Herkesten ayrı bir bakış açın var. Klişeleri ise sende görmek çok zor. Bir kere nev-i şahsına münhasırsın. Herkesin düşündüğünü düşünmek gibi bir huyun yok yani. İmajları ince görür, hayallerinle de fantastikliğin sınırlarını zorlarsın. Az biraz da delisin. Hatta diyebiliriz ki, bu çok akıllı olduğunu iddia eden dünyanın, bir deli antitezisin!
Mimar'sın!
Sanatçılar içinde en analitiği, en planlı programlısı, hiç şüphesiz, sensin. Öncelikle çok somut bir iş yapıyorsun ve işin çok zor; çünkü hayalleri ete kemiğe büründürmek neredeyse imkansız, hele ki hesaplarla hiçoğlu hiç. Ancak bir insan 'güzel'e takıntılıysa altından kalkamayacağı iş yok. Evet güzel olan her şeye takıntılısın: Güzel kıyafet, güzel söz, güzel kadın/erkek! Seni mimar yapan da tam olarak bu!
Müzisyen'sin!
Sanatçılar arasında senin kadar duygu yoğunluğuna sahip olanı yok; işte tam da bu yüzden onlar arasında insanlara en kolay ulaşılabileni sensin. Aslında yaptığını tanımlamak mümkün değil; çünkü müziğin matematiği de, formülü de yok. Sezgisel bir insansın bir nevi; seni açıklayan en doğru kelimeyse 'hissedebilmek'. Hayal edebiliyorsun son olarak ve hayallerinin peşinde koşma gibi bir cesarete de sahipsin. Melodi senin işin!
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!