Hakiki Milli Gurur! Prof. Dr. Mehmet Toner, ABD'nin En Seçkin Kurumlarına Kabul Edildi!
Son dönemlerde her ne kadar acı dolu ve üzücü haberler duyar olsak da, aralarda öyle güzel haberler alıyoruz ki birkaç günlüğüne de olsa tüm derdi tasayı unutuyoruz.
Buluşu ile adını tüm dünyaya duyuran ve icraatlarıyla göğsümüzü kabartan bir bilim insanımız var, Prof. Dr. Mehmet Toner.
Bazılarımız adını pek sık duymasa da…
Mehmet Toner, İstanbul’da doğmuş. İlk ve ortaokulda pek başarılı değilmiş, Saint Joseph Lisesi’ni zorlukla kazanmış.
Lisede de pek başarı yakalayamamış Toner, hatta okulun en başarısız üç-beş öğrencisinden biriymiş.
Okulun Fransız hocası sayesinde derslere olan ilgisi artmış, bir yerde hocası okulu ve okumayı sevdirmiş ona.
Sonrasında derslerine daha sıkı sıkıya bağlanan Toner, ilk tercihi ve okumak istediği bölüm tıp olmasına rağmen İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği’ni kazanmış.
Üniversite hayatı boyunca sürekli çalışan ve deyim yerindeyse laboratuvarlardan çıkmayan Toner, biyomedikal mühendislik üzerine araştırmalar ve deneyler gerçekleştirmiş.
Lisans eğitimi bittiğinde ise, tek kelime İngilizce bilmemesine rağmen Yale, Brown, MIT ve Michigan gibi saygın üniversitelere başvurmuş ve Yale’den kabul almış.
Yale Üniversitesi’nden tam burslu davet almasına rağmen, MIT’de o dönem yeni açılan Biyomedikal Bölümü’nü tercih etmiş.
Yardımcı doçent olarak, MIT’nin tıp fakültesinde göreve başlamış.
Toner, yaptığı çalışmalar ve başarıları sayesinde 9 bin öğretim görevlisi arasından ilk %10’luk kesime girerek profesörlük ünvanını almış.
Hem de 15-25 yılda alınabilen ünvanı, sadece 11 yılda alarak tıp fakültesinde profesörlüğe en hızlı yükselenlerden birisi olarak…
Profesörlük ünvanından sonra bir de kendi adına kürsü açılmış Sayın Toner’in, yani %2-3’lük bir kesime sağlanan ayrıcalık, ona da sağlanmış…
Biyomedikal mühendislikteki çalışmalarını mikro ve nano teknolojilerden yararlanarak hızlandıran Toner, kanser alanındaki çalışmalarını yoğunlaştırmış.
Ve adını tüm dünyaya duyuran o buluşunu gerçekleştirmiş.
Prof. Dr. Mehmet Toner’in geliştirdiği çip, 2 milyondan fazla hücreye bir saniyede bakıp kanserli hücreleri teşhis edebiliyor.
Yani, bir anlamda kanserin yayılmasını ve bu sayede de ölümleri engelliyor.
İnsanların kansere yakalandığı için değil, kanserli hücrelerin yayılmasının engellenemediği için öldüklerini söyleyen Toner’in buluşu bu aşamada gerçekten çok değerli.
Kan akarken kredi kartı büyüklüğündeki plastik çipteki bir yapışkan madde, kanser hücresi üstündeki bazı proteinleri tanıyor. Böylece hangi hücrelerin kanser hücresi olduğu teşhis edilerek, yayılması engelleniyor.
Kanser tedavisinde çığır açan yöntemiyle bir anda tüm dünyanın tanıdığı bir isim haline gelen Mehmet Toner, kısa zaman önce Harvard Tıp Fakültesi Cerrahi Bölüm Başkanlığı’na yükselmişti.
Kendisiyle alakalı gelen son haberler ise çok daha güzel.
Toner, ABD’nin en saygın kurumlarından kabul edilen Ulusal Mühendislik Akademisi’ne (NAE) seçildi.
Ulusal Mühendislik Akademisi’nde dünyanın en seçkin araştırma enstitülerinin başkanları ve üst düzey yöneticileri yer alıyor. Teknoloji alanında yaptıkları buluş ve gelişmelerle dünyanın en değerli mühendisleri ve profesyonelleri seçiliyor diyebiliriz bir anlamda.
Prof. Dr. Mehmet Toner, kısa zaman önce de yine ABD’nin en saygın kurumlarından olan Ulusal Mucitler Akademisi üyeliği ile onurlandırılmıştı.
Ulusal Mucitler Akademisi üyeliği, yenilikçi keşifler ve teknoloji alanlarında olağanüstü katkılar sağlayan seçkin araştırmacılara verilen en üstün unvan.
Çalışmalarını halen Harvard-MIT Üniversiteleri Sağlık Bilimleri ve Teknolojileri alanında yürüten, Prof. Dr. Mehmet Toner’e, bize bu gururu yaşattığı için sonsuz teşekkürler ediyoruz.
Umarız ki daha çok güzel haberlerini alırız Sayın Toner,
Başarılarınızın devamı dileğiyle….
Yorum Yazın
ona o imkanlari veren ülkenin gururu .
Vay be bazen diyorum ki biz de de mücevherler varmış. Ah, bide onları Türkiye'de tutup tamamen imkan verebilsek...
İyi ki Türkiye'de kalmamış adamın burnundan getirirlerdi. Ne bu araştırmaları yapabilir ne şuan bulduğu buluşu bulabilirdi. Türkiye'de başarılı bilim adamlar... Devamını Gör