Gizliliğin Kitabını Yazıp Michael Jackson'la Bile Çalışan, En Ünlü Kadın Uyuşturucu Baronu: Jemeker Thompson
Jemeker bir gün evine gittiğinde evin kapısında büyük bir uyarı gördü ve içeri giremiyordu... Ön bahçesinde ise paskalya kıyafetleri, bisikleti, bebekleri, oyuncakları ve annesinin ona aldığı diğer şeyler vardı.
Hayır, bunlar o 28 yaşındayken değil, 8 yaşındayken yaşandı. Bu travmanın etkisinin onu uyuşturucu kraliçesi yapacağını tahmin edebilir miydi? Hiç sanmıyoruz.
Onun hayatı Netflix'te ibret veren bir belgesel oldu, biz de hayli etkilendik. Anlatmak istedik.
Evinden kovulduğu o gün hayatında paranın çok fazla olmasını ve her şeyi kontrol altında tutmak istediğini anlamış.
Onu bu çukura basit bir güdü itmiş.
Lisede hem koşu yıldızı hem de bölgenin en ünlü kumarbazı ve marihuana satıcısı olan Anthony “Daff” Mosley’nin sevgilisi olarak istediği bu garip hedef için adım adım ilerlemeye başlamış.
Jemeker marihuana işine de sevgilisi Daff sayesinde girmiş ve kendi okulunda satışa başladıktan kısa bir süre sonra daha karlı bir ürünün haberini almış.
Daha önce uyuşturucuyla alakalı hiçbir şeyi bilmeyen Jemeker, bu aracı sayesinde sayesinde kokain tartmayı, paketlemeyi ve kokainle alakalı olumsuz diğer her şeyi öğrenmiş.
Daff’a kokainden bahsettikten sonra Daff bunun ciddi bir iş olduğunu ve satmak istemediğini söylemiş. Ancak Jemeker onun yardımını istemiyordu, kendisi bu kirli işe girişiyor.
Kardeşiyle ve annesiyle birlikte kalırken yatak odasının penceresinden satışlara başlar. Kokain satan tek kız olduğu için kimse ondan şüphelenmez bile.
İlk gün satmaya yarım kiloyla başlamış, sonraki gün bir kiloya, iki hafta içinde ise üç-dört kiloya kadar çıkmış. O kadar para kazanıyormuş ki Beverly Hills’te kiralık kasa tutmak zorunda kalmış.
Hatırlatalım, bu korkunç şeyleri yaparken hala lisede…
1980’de liseden mezun olduktan sonra Daff ile Las Vegas şapelinde evlenir.
Evlendikten hemen sonra kocası olan Daff’a bir Eldorado araba alır ve çok daha iyi bir hediye alabilecekken 'yasalara uygun' görünmek için bunu seçtiğini de yıllar sonra söyler.
O sıralar Los Angeles’ta toz kokaini içilebilir kokaine çeviren basit bir yöntem bulunmuş.
Kokain, karbonat, su ve ateşi birleştirerek kokainin 50 kat fazlası etkiye sahip bu maddeye Crack Kokain deniliyormuş. Jemeker bunu toz kokain alan birinin “Hiç Crack var mı?” demesiyle duymuş. Ne olduğunu bilmeyen Jemeker hemen yapılışını öğrenmiş ve crack kokain satabileceği 4-5 yer bulmuş.
Piyasanın hakimi olması ise çok uzun zaman almaz hatta bir süre sonra piyasanın sahibi olur.
Ürünlerle doğrudan temas kurmadığı için de polisten sıyrılmayı başarıyormuş. İşin içindekiler için ise Jemeker çok kötü ve korkutucuymuş. Kadın, erkek farketmeksizin kimse ona saygısızlık yapmaya cesaret edemezmiş.
Sonrasında Jemeker ve Daff’ın savurgan hayat tarzı federallerin dikkatini çekmeye başlamış.
DEA (Drug Enforcement Administration)’in radarında önemli kokain tacirleri olarak takılmaya başlamışlar. Muhbirler Jemeker ve kocası hakkında istihbarat sunmaya başlamış.
Ama Jemeker bunu fark edemeyecek kadar büyüyen imparatorluğu ve ailesiyle meşguldü. Çünkü 20 yaşında anne olmuştu.
Hamileyken Daff artık uyuşturucu satmasını istemediğini söylemiş ve Jemeker da bu çağrıya hak vererek uyuşturucu satmayı bırakmış. Ancak para toplamayı bırakmamış. Böylece oğlu Anthony Mosley Jr. 'kirli parayla' lüks bir hayata gözlerini açmış.
Oğlu doğduktan 2 yıl sonra ise mükemmel dünyasının ilk yıkıcı haberini almış: Kocası Daff bir kumar masasında öldürülmüş.
İşin kötüsü ise Jemeker kocasını kimin öldürdüğünü biliyormuş, ama bu kişisel bir meseleymiş. O yüzden hayatının tüm detaylarını anlattığı belgeselde bile paylaşmıyor.
Uyuşturucu ticareti erkeklerin baskın olduğu bir alan olduğu için Daff öldükten sonra federaller Jemeker’ın uyuşturucu işini bırakacağını düşünmüşler.
Onlara göre bir kadının uyuşturucu ticaretinde tutunabilmesi için çok kurnaz, zeki ve acımasız olması gerekiyormuş. Jemeker’da bu özellikler vardı ama onlar pek farkında değildi.
Daff’in ardından bir süre inzivaya çekilen Jemeker, kısa bir aradan sonra tekrar oyuna girmiş ve sadece Los Angeles’ta uyuşturucu satmakla yetinmemiş, bu zehiri dünyaya da yaymıştı.
Jemeker’ın işleri o kadar büyümüş ki biri onu Kolombiyalı tedarikçilerle tanıştırmış ve artık onlarla iş yapmaya başlar. Ve artık Jemeker tek başına bir multimilyoner haline gelir…
Öyle ki para sayma makinası almak zorunda bile kalkmıştı! Makina o kadar çok ısınıyormuş ki, birden çok para sayma makinası kullanıyordu.
Bu sırada oğlu bunlardan haberdar olmadığı için iyi anne rolüyle çifte bir hayat yaşamak zorundaydı.
İşler büyüdükten sonra yaşadığı diğer sıkıntısı ise kazandığı paraları aklamanın yasal bir yolunu bulmakmış ve tabii ki bulmuş.
Hair Distributors Limited Şirketi kurup peruk ve postiş işine girmiş ve başına geçmiş. Tüm dünyadaki ilk siyahi saç dağımtıcısıymış. Nat King Cole’un kızına, Michael Jackson ve Janet Jackson gibi ünlülerle iş yapıyormuş.
Uyuşturucudan kazandığı para kadar kazanıyormuş ancak Jemeker için bu iş o kadar heyecanlı değilmiş.
Çok geçmeden hayatını sonsuza dek değiştirecek olan müzisyen ve kokain satıcısı Percy Bratton'la tanışır ama Percy'nin bir muhbirle çalıştığını hiç ama hiç fark edemez.
Jemeker’ı gözetleyen de sadece DEA ajanları değildi, Los Angeles’ta polisler onu uyuşturucu satmaktan soruşturuyorlardı.İki taraf Elebaşı Jemeker’ın takibi için güçlerini birleştirmiş. Onlara göre Jemeker şehirlerine tedavi edilemez bir hastalık bulaştırmış.
Ancak Jemeker dağıtımcılarını çok sıkı dizginlediği için güvenlik güçleri dava açacak kadar delil toplayamıyormuş.
En sonunda bir kurye yakalanır ve dokunulmazlık karşılığında Jemeker'i ele verir.
Jemeker kaçmaya başlar, şehirler değiştirir, kılık değiştirir... Fakat unuttuğu şey DEA ajanlarının oğlundan haberdar olduğuydu. Oğlunun altıncı sınıf mezuniyeti yaklaştığında onun yakalanacağı zaman da artık yaklaşır.
Kartlar açıktır: Mezuniyete katılıp yakalanmayı riske atmak mı? Yoksa tüm bunlardan uzak kalıp özgür olmak mı?
Mezuniyete katılıp yakalanmayı riske atmak. Çünkü oğlu için bu riski almaya değermiş.
Ve Jemeker kılık değiştirmiş bir şekilde salona girip oturmuş ancak polis ekiplerinden biri onu tanımış, yanına oturup ona yavaşça “Kımıldama. Jemeker tutuklusun. Bizimle gel. Olay çıkartma” demişler. Oğlu bu sırada annesine doğru koşarak geldiği için tezahüratta bulunmuş. Jemeker artık her şeyin bittiğinin farkındaymış ve oğluna sarılmak için izin istemiş. Oğluna “Beni şimdi götürecekler ve sana bunları anlayabileceğin zaman anlatacağım” demiş.
Yedi suçla itham edilen Jemeker hüküm giydi ve yedi suçun her biri için 180 ay eş zamanlı ceza yedi. Cezası 2005’e kadar sürdü.
Ve tüm bu karanlık geçmişi geride bırakan Jemeker bugün bir Evanjelist kilisesi yürütüyor.
“Tanrı’nın önüme koyduğu yolculuk için çok mutlu ve minnettarım”
Jemeker Thompson
Kaynak: Netflix
Not: Bu içerik bir belgeselden esinlenilmiş olup hiçbir şekilde bu ve türevi illegal maddeleri teşvik etmemektedir.
Yorum Yazın
Çok gereksiz bir bilgi vericem: Kadınlara Baron değil Barones denir. Evet çok gereksiz ama napim
Nasıl bir dil bilgisi bu? Daha doğrusu dil bilgisizliği. Ya da çeviri faciası.
Konu güzel ama gözüm acıdı lan. Dil bilgisi yok mu sizde? -miş takisindan sonra -ti gelmiş -yor gelmiş. Ayni hikayeyi hem gecmis zamanda hem şimdiki zamanda ... Devamını Gör