Görüş Bildir
Haberler
Gizem Çetintürk Yazio: Olağan Cinayetler

etiket Gizem Çetintürk Yazio: Olağan Cinayetler

Onedio Arena
02.11.2021 - 09:00 Son Güncelleme: 03.11.2021 - 09:43

İlk defa yolunun düştüğü dar bir sokağa giren moda aşığı genç bir kadın, göz kamaştıran ceketlerin sergilendiği küçük bir dükkana doğru yaklaşır. Vitrin camında tuhaf bir yazı asılıdır;

“Ben de bir çocuktum, büyüdüm

Zamanında pek çok cinayet gördüm.

Hepsi birbirine benziyordu;

Ne kanıyordu dizleri, ne ağlıyordu gözleri…”

İçeriğin Devamı Aşağıda

Ne güzel ceketler! Ama en gösterişlisi tezgahın arkasında duran şu kadının üzerindeki…

Ne güzel ceketler! Ama en gösterişlisi tezgahın arkasında duran şu kadının üzerindeki…

- Ceketinizi çok beğendim, eşi varsa deneyebilir miyim? 

Bu kör rengi, uyuşuk model olanı mı? Heyecan peşinde, korkusuz, dürtüsel ve uçarı özgüveni olan insanlara çok çekici gelir. Ama lütfen dikkat! Bu ceketi öyle herkes taşıyamaz. Bunu kullananlar, fark etmeden olağan cinayetlerin kurbanı olabiliyor. Sahte hayatları görmeyi engelleyebiliyor. Buyrun deneyin isterseniz.

- Nasıl yani, anlayamadım?

Modern toplumun hızlı değişim rüzgarı ve sürekli yenilenme, dışa dönük, acımasız ve dürtüsel bireyleri biraz öne çıkarıyor haliyle. Ama korkmayın canım, bahsettiğim vahşet fiziksel değil, daha çok duygusal… Artık şiddet daha çok amaca yönelik; çıkar, ego tatmini ne derseniz deyin artık. Bir insanın ömrünce biriktirebildiği tüm olumlu kişilik çıktılarını tarumar edebilir bu insanlar, alim Allah. Hele bir de duyguları üzerinde kontrolü sağlayamamış, kendini keşfetme yolunda paytak paytak yürüyorsa vay haline!

- Kim ki bunu yapanlar?

İnsanlara yararlı olma yüceliğine sahip görünen birileri işte, erdem adı altında düşüncelerini yardımda bulunduğu bireyler üzerinden meşrulaştıranlar mesela. Diğerleri de miyopça kahraman aramakta tabii. Mükemmel uyum! Yeni bir insan türünün yükselişte olduğu söyleniyor. Bu süper uyanık, sivri akıllı bireyler saygı duymuyor, davranışlarının sonuçlarını düşünmüyormuş. Eee yükseldikçe de yaygınlaşıyor haliyle. Toplumun geneline yayılan bu hareketler de aynı oranda normalleşiyor, sıradanlaşıyor ve kabul görüyor.

- Peki suç eylemi ne?

- Peki suç eylemi ne?

Düşün, yüz kilometre hızla esen bir değişim rüzgarın ortasındasın -heyecana kapılıyorsun haklı olarak-. Koluna girdiğin arkadaşların ile rüzgarın etkisiyle bağlarınız gevşiyor, dağılıyorsunuz ve uzaklaştıkça duyarsızlaşıyorsunuz birbirinize. Artık haykırışlar duyulmuyor, bireycilik ön plana çıkıyor, anlam arayışı yok oluyor. Ortaya çıkan yeni manzara da “amaan ne var bunda sende”ciler kol geziyor. Her türlü saygısızlık, alay, şaka serbestleşiyor ve meşrulaşıyor. Birileri içine kapanıyor, hayalleri utanç denizinde yıkanıp siliniyor, karşılığında birilerinin de sahte özgüvenleri şiştikçe şişiyor. Taşımakta zorlandığı sahteciliği de gram gram birilerine zerk ederek işliyor cinayetleri. Yani suçlu eylemini küçültüp, normalleştirerek sunuyor misafir sofrasına. Ne yediğine dikkat etmeli! Zehirlenebilirsin, hissizleşirsin. Hem de öyle bir anda değil yavaş yavaş işleniyor bu cinayetler. Aman neme lazım! 

- Kurbana ne oluyor peki?

Bir kez çekim alanına girdi mi bu sıra dışı, karizmatik insanların, alıştıra alıştıra boğazına saplanıyor vahşet öyküleri. Ağzı, dili hatta gözleri o zehirle mühürlenince yanaklarına ateş düşüyor önce. Konuşamadıkları boğazında takılı kalıyor kılçık gibi. Yutkundukça acıtıyor ama bastıramıyor istem dışı ne yapsın, yutkunmaya çalışıyor haliyle; yuttukça alışıyor daha az hissediyor acısını… İşte sıradan bir cinayet işlenmiş oluyor artık! Öyle kurbanın gözlerinden yaş falan da akmıyor, bir yeri de kanamıyor üstelik! Çoğu farkına bile varmaz öldüğünün… Delik deşik olmuş ceketini yamar, duruma uyumlanır. Ne de olsa kabul görüyordur artık.

- Eee ne yapmalı?

Ben bilmem! Gideceğin yönü bilmiyorsan, ne yapman gerektiğini de bilemezsin. Bu arada, bu ceket bana ağır gelmeye başladı artık. Cepleri delik sadece, görünmüyor ama. Bir dikişle tamamdır. Hem kendinden nefretin üzerini de örter… İstersen alabilirsin.

- Teşekkürler, ben bir düşüneyim de… İyi günler.

Rica ederim, hayır-lı günler dilerim!

“1972’de Alan Harrington Psychopaths (Psikopatlar) adında bir kitap yayımladı. Orada insanın evrimiyle ilgili yeni, radikal bir teori ileri sürdü. Harrington’a göre psikopatlar Homo sapiens’in tehlikeli ve yeni bir cinsini oluşturuyordu: modern hayatın soğuk ve zorlu uç koşullarında ayakta kalabilmek için oluşturulmuş bir Darwinci muhtemel durum planı. Ehlileştirilmeye gelmeyen bir P kuşağı. Harrington’ın tanımına göre psikopat, “yeni insan”: kaygı ve vicdan azabının prangalarından kurtulmuş bir psikolojik süper kahraman. Gaddar ve maceraperest. Aynı zamanda durum gerektirdiğinde, iç açıcı bir havaya bürünebiliyor.”

-Kevin Dutton, Olağan Psikopatlar

Gizem ÇETİNTÜRK

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
12
7
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın