Görüş Bildir
Haberler
Durul Bakan'ın Doğal Mutluluğun Başarıyı Getirdiğini Kanıtlayan İlham Verici Hikayesi

Durul Bakan'ın Doğal Mutluluğun Başarıyı Getirdiğini Kanıtlayan İlham Verici Hikayesi

Sadece ülkemizin değil, dünyanın en başarılı geri dönüşüm sanatçılarından biri olan heykeltıraş Durul Bakan; içinde hissettiği boşluğu görmezden gelmek yerine, her şeyi bırakıp hayallerinin peşinden gitmeyi seçenlerden. Hikayenin sonunda ise, şu anda kendini dünyadaki en mutlu insanlardan biri olarak tanımlıyor. ❤️ Sizin de mutluluğunuz adına risk almak için biraz ilhama ihtiyacınız varsa, buyrun Durul Bakan'ı yakından tanıyalım...

Durul Bakan, heykeltıraş olmadan önce nakliyat sektöründe çalışıyor. Bu işin onun doğasıyla örtüşmediğini hep hissediyor; içinde başka bir şeylere karşı bir istek var, ama ne olduğunu uzun süre tanımlayamıyor.

Durul Bakan, heykeltıraş olmadan önce nakliyat sektöründe çalışıyor. Bu işin onun doğasıyla örtüşmediğini hep hissediyor; içinde başka bir şeylere karşı bir istek var, ama ne olduğunu uzun süre tanımlayamıyor.

Her zaman mutluluğu arayan bir insan olduğunu anlatan Durul Bakan, cevher çekim nakliyesi yaparken şahit olduğu doğa tahribatı karşısında mutsuzluğunu ve içindeki boşluğu daha da çok hissetmeye başlıyor.

Sonrası için hiçbir planı olmadığı halde, işini bırakıyor; geçimini sağlamak için bir süre başka meslekler deniyor. Duygularıyla hareket eden bir insan olarak, çalışamayacağına ve istediği şeyin bir süre yalnız kalmak olduğuna karar veriyor.

Sonrası için hiçbir planı olmadığı halde, işini bırakıyor; geçimini sağlamak için bir süre başka meslekler deniyor. Duygularıyla hareket eden bir insan olarak, çalışamayacağına ve istediği şeyin bir süre yalnız kalmak olduğuna karar veriyor.

Bu sıkıntılı dönemde, en büyük destekçisi eşi oluyor.

Durul Bakan’ın arayış sürecini sonlandırmasına yardımcı olan ise, adını oğluna verecek kadar çok sevdiği deniz oluyor. Deniz kenarında gezerken, rüzgârın ve dalgaların taşıdığı ağaç dallarını görüyor ve estetik güçlerinden çok etkileniyor.

Durul Bakan’ın arayış sürecini sonlandırmasına yardımcı olan ise, adını oğluna verecek kadar çok sevdiği deniz oluyor. Deniz kenarında gezerken, rüzgârın ve dalgaların taşıdığı ağaç dallarını görüyor ve estetik güçlerinden çok etkileniyor.

O güne kadar dikkat bile etmediği bu parçaları toplayıp eve getirirken, onlarla ne yapacağını bilmiyor. Sadece anlık, güçlü bir dürtü ile hepsinin onun olmasını istiyor...

Ve topladığı o parçalarla heykel yapmaya başladığında, nihayet aradığını bulduğunu hissediyor.

Ve topladığı o parçalarla heykel yapmaya başladığında, nihayet aradığını bulduğunu hissediyor.

Hayallerinin peşinden koşma hikayesi, işte bu kadar doğal bir şekilde başlıyor.

Ağaç dallarının yaşanmışlığı olduğunu ve yıllarca doğada sürüklenmiş dalların, heykeller sayesinde yeni bir değer oluşturduğunu düşünüyor.

Heykellerinde hangi figürü yapacağı konusunda topladığı ağaç dallarının kendisini yönlendirdiğini söyleyen Bakan, “Ben atölyemde onlarla konuşuyorum.” diyor. Çalışmalarında kimyasal kullanmıyor ve doğaya zarar verebilecek bir çalışma kesinlikle yapmıyor.

"Dünyaya 100 defa gelsem, 100 defa bu işi yaparım" diyecek kadar sevdiği heykeltıraşlık, ona sınırları Türkiye'yi aşan bir başarı getiriyor. Daha da önemlisi, insan bir işi severek yaparsa başarının kendiliğinden, kaçınılmaz olarak geldiğini öğretiyor.

"Dünyaya 100 defa gelsem, 100 defa bu işi yaparım" diyecek kadar sevdiği heykeltıraşlık, ona sınırları Türkiye'yi aşan bir başarı getiriyor. Daha da önemlisi, insan bir işi severek yaparsa başarının kendiliğinden, kaçınılmaz olarak geldiğini öğretiyor.

Pişman olduğu herhangi bir şey varsa, ancak heykeltıraşlığa geç başlamak olabilir...

Durul Bakan, insanların en değerli varlıklarının "zaman" olduğunu unuttuğunu söylüyor. Tavsiyesi basit: İnsanın kendiyle tanışması, kendini sevmesi ve kendi doğası gereği yaşaması...

Durul Bakan, insanların en değerli varlıklarının "zaman" olduğunu unuttuğunu söylüyor. Tavsiyesi basit: İnsanın kendiyle tanışması, kendini sevmesi ve kendi doğası gereği yaşaması...

Tam da bu yüzden, son nefesini verene kadar heykel yapmayı planlıyor.

"Herkesin bir hayali vardır." diyor, ve hayatın sabah kalkıp akşam yatmakla geçmemesi gerektiğinin altını çiziyor. Herkes hayattan bir şey istemeli, yani bir düşe ulaşmayı kendine hedef olarak belirlemeli...

"Herkesin bir hayali vardır." diyor, ve hayatın sabah kalkıp akşam yatmakla geçmemesi gerektiğinin altını çiziyor. Herkes hayattan bir şey istemeli, yani bir düşe ulaşmayı kendine hedef olarak belirlemeli...

Motivasyon yüklememize onun güzel anlatımıyla devam edelim...

“Düşlerinizin peşinden gidin. Kesinlikle sonu mutluluktur. Mutlusunuz, başarılısınız; daha çok mutlusunuz, daha çok başarılısınız. Böyle bir çember.”

“Düşlerinizin peşinden gidin. Kesinlikle sonu mutluluktur. Mutlusunuz, başarılısınız; daha çok mutlusunuz, daha çok başarılısınız. Böyle bir çember.”

Dünyanın farklı ülkelerinde heykellerinin bulunmasına rağmen “Yapmak istediklerimin %1’ini bile yapmış değilim.” diyerek hâlâ hayal kurduğunu ve düşlerinin ne kadar büyük olduğunu ispatlıyor.

Yaşınız, olduğunuz konum ya da çevrenizdeki insanların olumsuz eleştirileri… Hiçbirinin önemi yok!

Hayalinizi gerçekleştirmek istiyorsanız peşinden gidin. Başarıya, mutluluğa adım adım yaklaştığınızı fark edeceksiniz. Hatta düşlediğiniz hayatı yaşamaya başladığınızda, tıpkı Durul Bakan gibi, çevrenizdeki diğer düş kuranlara ilham vereceğinize de emin olabilirsiniz!

Siz düşlediğiniz yolda daha sağlam adımlarla yürüyün diye, size ilham verip rehberlik edecek düş hikayeleri DüşleYaşa blogda!

Siz düşlediğiniz yolda daha sağlam adımlarla yürüyün diye, size ilham verip rehberlik edecek düş hikayeleri DüşleYaşa blogda!

Keşfetmek için hemen tıklayın!