Dünyanın 7 Harikasına Alternatif Olarak Seçilmiş Yeni 7 Harika
Bundan yıllar yıllar önce seçilen Dünyanın Yedi Harikası'nı bilmeyenimiz yoktur, hepimize ilkokulda mutlaka öğretilmiştir ancak şunu da biliyoruz ki artık bu eserlerden yalnızda birkaç tanesi yeryüzünde varlığını devam ettiriyor. Bu nedenle 2000 yılında bir araştırma yapıldı ve bu araştırmaya göre dünyanın 'alternatif' yedi harikası insanların oylarıyla belirlendi. Oldukça fazla oy alan Ayasofya, her ne kadar listede yer almamış olsa da bu yeni düzenleme çoğu insan tarafından benimsendi. O zaman hazırsanız kemerlerinizi bağlayın, dünya turumuz başlıyor.
1. Çin Seddi (Huariou, Çin)
Listemizin ilk sırasında dünyaca ünlü hatta bir dönem uzaydan dahi gözüktüğü iddia edilen Çin Seddi yer alıyor. İnsan eli ile yapılan ve yaklaşık olarak 8.850 km uzunluğunda olan bu savunma duvarı hala eşsizliğini korumakta. Unesco Dünya Mirası Listesi'ne giren Çin Seddi, yapıldığı dönem başarılı olamasa da günümüzde ülkenin turizmi için önemli bir yapı. Uzaktan sadece iki paralel duvar gibi gözükse de set boyunca gözetleme kuleleri ve koğuşlar yer alıyor. M.Ö. 7. yüzyılda yapımına başlanan Çin Seddi bizce de bu listede yer almayı sonuna kadar hak ediyor.
2. Tac Mahal (Agra, Hindistan)
Şah Cihan'ın aşkının temsili olan Tac Mahal'i bilmeyenimiz yoktur. Mümtaz Mahal’in doğum yaparken ölmesi sonucu anısına yapılan Tac Mahal, dünyada aşk için yapılan en büyük yapıt olma ününe sahip ancak listede olmasının nedeni tabii ki sadece bu değil. Agra şehrinin Jumna Nehri kıyısında yer alan bu eşsiz anıt mezarının yapımında, 20 bin işçi çalıştığı ve 22 yıl inşaatının sürdüğü söyleniyor. Beyaz mermerden yapılma, çiçek motifleriyle bezeli duvarların bazı bölümlerinde yarı değerli taşlar kullanılmış, bu da Tac Mahal'ı eşsiz yapan özelliklerden biri.
3. Petra (Ürdün)
Listenin Orta Doğu temsilcisinde sıra, arkeolojik bakımdan ünlü bir antik kent olan Petra'da. 1985 yılında Unesco Dünya Kültür Miras Listesi'ne giren bu antik tapınak, birçok tiyatrodan oluşuyor. Petra, Arap kabilesi olan Nepatiler tarafından başkent yapılarak özellikle baharatın ticari merkezi haline gelmiş, nüfusu 30 binlere kadar çıkmış ve sulama kanalları sayesinde yemyeşil bahçelere sahip olmuş. M.S. 363 ve 551 yılında gerçekleşen büyük depremler sonucu tamamen terk edilmiş ve yıllar yıllar sonra gezgin Johann Burckhardt tarafından 1812’de keşfedilerek batının dikkatini yeniden çekmeyi başarmış.
4. Kurtarıcı İsa Heykeli (Rio de Janeiro, Brezilya)
Bu liste bizleri Latin Amerika turu yapmaya ikna etme konusunda ikna etti bile, sıra ise başka bir güzellikte. 1922 yılında Brezilya'nın kuruluşunun 100. yılı şerefine başkent olan Rio de Janeiroy'da inşaatına başlanan bu heykel, 1931 yılında tamamlandı. Şehrin en tepesinden bizlere kucak açan Kurtarıcı İsa, tam 30 metre yüksekliğinde ve açık iki kolun genişliği ise yine 30 metre. Corcovado Dağı'nın zirvesinden şehri izleyen İsa heykeli, Brezilya'nın sembolü olmaya devam edecek gibi duruyor.
5. Machu Picchu (Peru)
Neden inşa edildiği bilim adamları arasında hala tartışma konusu olan Machu Picchu, Kolomb öncesi döneme ait büyük kentlerden biri ve günümüze kadar hiçbir hasar almayışı ile bizlere benzersiz bir güzellik sunmaya devam ediyor. İnka bölgesinde yer alan Machu Picchu, 1911 yılında Hiram Bingham tarafından keşfedildi. Kimilerine göre bir manastır, kimilerine göre ise o dönemde İspanyollardan korunmak için kullanılan gizli bir kale. And Dağları'nın zirvesinde 2360 metre yükseklikte yer alan şehir, güzelliği ile tabii ki bu listede olmayı sonuna kadar hak ediyor.
6. Chichen Itza (Yucatan, Meksika)
Chichen Itza, Mayalıların yaşamış olduğu bir antik kenttir. Meksika'da yer alan bu antik kent, her yıl 2 milyondan fazla kişi tarafından ziyaret ediliyor. Ancak bu antik kentin bu listede yer almasının en büyük nedeni, benzersiz piramit El Castillo. El Castillo, 24 metre uzunluğunda ve Mayalıların astronomi bilimi hakkında ne kadar yetenekli olduklarının en büyük kanıtı. Piramitte bir yılda olan gün sayısını temsil eden 365 basamak var ve her mevsim ayrı ayrı piramitte temsil ediliyor. MS 9. ve 10. yüzyıllarda Mayalılar tarafından kurulmuş bu kentin bir benzeri daha yok.
7. Kolezyum (Roma, İtalya)
Roma'nın simgelerinden biri olan Kolezyum, eşsiz mühendisliği ile tabii ki bu listede yer alıyor. Döneminin ve günümüzün en önemli yapılarından olan Kolezyum, İmparator Vespasianus emri ile 1. yüzyılda amfi tiyatro olarak inşa edildi. 50 bin seyirci kapasitesinde olan bu mühendislik harikası, Roma'nın kültür, sanat ve ticaret faaliyetlerinin ortak noktası olma özelliğini taşıyordu. Gerçek adı Flavianus Amfi Tiyatrosu olan Kolezyum'da gladyatör dövüşleri en popüler etkinliklerdendi. Bunun yanında tiyatro ve eski savaşların temsili gösterileri de halkı eğlendirmek için yapılıyordu.
Yorum Yazın
Sayın editör Çin Seddinin tam uzunluğu bilinmemektedir. Verdiğiniz uzunluk yaklaşık olarak doğrudur. Çünkü ilk yapılanlar ağaçtı ve günümüzde yoklar.