Depresyondaki bir kişi için geçmiş kötüdür, şimdiki zaman da kötüdür ve gelecek de kötü olacaktır. Yani umut yoktur, hep kış vardır. Depresyondaki insanlar çaresizliği öğrendikleri için o hale gelirler ve ne yaparlarsa yapsınlar, yaptıkları her şeyin boşuna olacağını öğrenmişlerdir.
Seligman depresyondaki insanların kötü olaylar hakkında depresyonda olmayanlardan daha kötümser olduklarını keşfetmişti. Örneğin, çok kötü geçen bir sınavdan geçer not alamayan biri bunun nedenini nasıl açıklar? “Ben aptalım!”, “Çok şanssızdım, ayın 13’ü cumaya gelmişti!”, “Hoca önyargılıydı!”, “Hocanın notu kıt!”, “O gün kendimi iyi hissetmiyordum!”, “Çalışmaya vaktim yoktu!” vb. Bu açıklamalar kişinin daha çok cesaretinin kırılmasına, ümitsizliğe ve çaresizlik duygusunun artmasına yol açar. Çünkü kişi sorumluluk almak yerine suçlamayı seçmiştir ve öğrenilmiş çaresizlik zincirine yeni bir halka eklemiştir.
Sorumluluk alarak ve yeni açıklama tarzları öğrenerek depresyonun üstesinden gelebilir, kendinize olan güveninizi arttırabilirsiniz. Güvensizlik, kişinin çalışma gücünü, cesaretini ve öğrenme kapasitesini azaltabilir. Güvensizliğin çeşitli tipleri vardır. Bunlar eşe güvensizlik, topluma güvensizlik, aileye güvensizlik, geleceğe güvensizlik ama en önemlisi kişinin kendisine güvensiz olması şeklinde sıralanabilir. Güvensizlikler, tekrarlayan başarısızlıklar, tükenmişlik duygusu ve sürekli başarısız olma beklentisi kişide bir süre sonra öğrenilmiş çaresizlik duygusu oluşturabilir.
Bazı insanlar olumsuzlukları hiç üstüne almazken, bazıları da her başarısızlıkta kendini suçlama yoluna gider. Genelde depresif eğilimli kişiler, çevrenin “Yapamadın, yapamazsın zaten!” baskısına maruz kalanlar, ebeveynleri tarafından koşullu sevilenler ve onaylanmayanlar öğrenilmiş çaresizliğin daha sık görüldüğü kişilerdir. Bazı ailelerde yaşları birbirine yakın iki kardeşten biri “çok akıllı, çok zeki, becerikli, ekmeğini taştan çıkarır”, diğeri de genelde “çok aptal, beceriksiz, çok saf” şeklinde tanımlandığında bu çocukların kendilerine yüklenen sıfatlara uygun bir yaşama yöneldikleri görülür. Yani ebeveynler ne ekerlerse ileride de onu biçerler. Ancak biçilenler kader değildir.
Her insan kendi kaderini yeniden yazma gücüne ve kudretine sahiptir. Çünkü kader yapılan seçimlerin bir sonucudur ve bir soluktan ibarettir hayat. Seçimlerinizi düşünerek ve bilerek yaparsanız daha az hata yapar ve kaderinizi yeniden yazabilirsiniz. Çevrenizdeki insanların davranışlarını incelemeniz kendinizi tanımanıza katkıda bulunurken, kendinizi tanımanız da başkalarını daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır. Olumsuz yüklemelere isyan etmeyen, “Nasıl olsa değişmez” inancı ile hayata devam eden ve olumsuz rolleri değiştirecek davranışlarının sürekli çevre tarafından bastırılmasına izin veren kişiler kendi kaderlerini yazmak yerine kendilerine biçilen kaderi yaşamaya mahkûm olurlar ve öğrenilmiş çaresizlik ile mutsuz bir hayat yaşarlar. Seçim sizin…
Claus Moller’e göre her insanın içinde keşfedilmemiş bir yetenekler hazinesi vardır. Bundan bütünüyle yararlanabilen insanların sayısı ne yazık ki çok azdır. Bunun sebebi kişinin ya bu hazinenin farkına varamamış olması ya da onu geliştirmek için gerekli bilgiye sahip olmamasıdır. Kişinin büyümesi ve gelişimi tıpkı bir ağaç gibidir. Bu ağacın pek çok dal ve yaprakları olan sağlıklı bir ağaç ya da bodur bir bitki mi olacağına karar vermek kişinin kendi elindedir. Eğer hayatınızda fark edilir değişmeler yapmak istiyorsanız hayat ağacını bodur bir bitkiye çevirmemeli, başarı gemisinin dümenini elinize almalı ve başta suçlama, çaresizlik, öfke, korku, umutsuzluk olmak üzere tüm olumsuz duyguları bir kenara bırakarak hayat yolculuğuna devam etmelisiniz. Aksi takdirde seçtiğiniz hayattan mutlu olamazsınız. Başkalarının hayatını yaşamaktan veya başkalarının isteklerini karşılamaya çalışmaktan yorgun düşersiniz. Kendinizi hayat ormanın içinde kaybolmuş ve çaresiz hissedersiniz. Oysa çaresiz değilsiniz, çare SİZsiniz.
Instagram
Facebook
Twitter
YouTube
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Yorum Yazın
Öğrenilmiş çaresizlik, psikolojinin bence en çaresiz konusu olabilir. uzun psikiyatri seansları ile bile her zaman sonuç alınamıyor. gerçekten çok zor bi kon... Devamını Gör
ben yaklaşık 1 senedir Major Depresyonla uğraşıyorum. hala daha süreç tam geçmiş değil. walla yoruldum bıktım bende. ama sebebi " Öğrenilmiş Çaresizlik" maal... Devamını Gör
İçine düştüğünüz buhrandan kurtulma ihtimaliniz, bulunduğunuz coğrafi konuma ve sosyal çevreye göre azalmaktadır. Ailenizi seçemiyorsunuz, fiziksel özellikle... Devamını Gör