Bu Yollardan Geçtiniz ya da Geçiyorsunuz! Türk Gencinin Ömrünü Çürüten 16 Şey
Toplum, coğrafya, siyasetçiler, aileniz, kendiniz... Sebep çok. Türk gencinin verimli bir yetişkin olamamasında büyük payı olan etkenlerin neler olduğunu hatırlayalım:
1. Evlenince dünyayı gezip kültürel olarak kendini geliştirmek yerine mobilyacı gezmeyi tercih etmek.
2. Çoğu gencin evlenene dek ailesiyle birlikte yaşaması ve buna iyiden iyiye alışması.
3. Küçük yaşlarda başkaları tarafından kendine olan güveninin kırılması.
4. İş hayatında devlete kapağı atmaktan başka amacın olmaması.
5. Sorunların eksik olmadığı bir jeopolitik konumda yaşıyor olmak.
6. "En mükemmel hayat benim, en eğlenceli arkadaşlar bende" yarışına girilmesi.
7. Özentilikle birlikte yaşanan ağır bir kültür yozlaşması.
Bu durum en çok da plaza dilinde gösteriyor kendini. Mis gibi Türkçe karşılığı olmasına rağmen yabancı kelimeler kullanmaya dair anlamsız bir eğilim var. Sosyal medyada da buna benzer rahatsız edici bir özentilik hakim.
8. "Ayıp, günah, yasak" kelimelerini dilinden düşürmeyen baskıcı bir toplumda yetişiyor olmak.
Bireysel olarak bu düşünce yapısını aşmış olsanız bile bir gün parkta, metroda, vapurda bir yobazın hışmına uğrayabilirsiniz.
9. Seksin tabu olarak görülmesinden dolayı bastırılmış cinsellikle yetişmek.
Bu yüzden de dengesiz durumlar ortaya çıkıyor ve ibre sürekli belli bir noktayı gösteriyor.
10. Üşengeçlik ve erteleme hastalığı.
'Pazartesi spora başlıyorum.' (erteledi)
'Bu yaz 4-5 ülke görücem.' (birkaç Ege sahili görmekle yetindi)
Genç neslin üzerine ölü toprağı atılmış gibi.
11. Kendini geliştirsen bile arkadaş çevresinin vasat olması.
'Hafta sonu Tolga Karaçelik'in Kelebekler filmine gidelim hadi' dediğinizde çoğu arkadaşınızdan 'Sıkıcıdır şimdi o ya, çıkmadı mı Recep İvedik 6?' gibi bir cümle duyabilirsiniz. Ardından da 'Boşver sinemayı. Gel kahveye gidek, okey atak.', 'Halı saha yapak' gibi muhabbetler dönmeye başlar. Ve bir genç daha farkında olmadan körelir.
12. Hayat kalitesinin düşmesinde en önemli etkenlerden olan parasal sorunlar.
Zaten maaşlar yetersiz, üstüne bir de Türk vergi sistemiyle soyuluyoruz. Üniversite mezunu olsan bile iş bulmak kolay değil. Bulsan bile sağlık sektöründe uzun mesai saatleri, nöbetler nedeniyle intihar eden çalışanların haberlerini sık sık görüyoruz.
13. Belirsizliklerle dolu geleceğin yarattığı endişeler.
Türkiye'de her an ne olacağının bir garantisi olmadığı için bu endişeyi yaşamak âdettendir. 5 yıl sonrası için sağlıklı bir plan yapamıyorsun.
14. Toplumdaki kamplaşma geleneğinin zararlarına maruz kalmak.
Fikre saygı yok. 'Sen onlardansın' düşüncesiyle 20 yıllık dostluklar kolayca bitebiliyor. Karşılıklı oturup birbirini incitmeden siyaset tartışmak mümkün değil artık.
15. Sorgulama bilinci olmadığı için biat etme kültürünün kurbanı olmak.
'O dediyse doğrudur' algısı var; merak edip araştırmak yok. Kukla bireylere dönüşmüş genç bir kitle yetişiyor.
16. Şekilden şekle sokulduğu için bir türlü yolunu bulamayan istikrarsız eğitim sistemi.
Sisteme ayak uydurmaya çalışırken beklenmedik anda sistem yeniden değiştirilir ve sıfırdan yeni bir adapte olma süreci başlar. Bu dengesizliği aşmayı başarıp kendini üniversiteye atabilenler arasındaki önemli bir kitle, maalesef 'neresi tutarsa' kafasıyla bir bölüme yerleşmek zorunda kalır. Bu yüzden yetenekleri de körelir.
Türlü türlü zor şartlar nedeniyle eğitimlerine odaklanmaları da kolay olmaz. Devlet yurtları berbat haldedir, özel yurtlar ateş pahasıdır. Eve çıkmak istediğinizde öğrenciye kolay kolay daire kiralanmak istenmez, isteyenler de daha pahalıya vermek istediği için özellikle öğrenciye kiralamak ister.
Tabii bir de çeşit çeşit cemaatlerin ağına düşmeme çabası vardır. Buralara düşen öğrencilerin beyni örümcek ağlarıyla kaplanır, akılcı olmayan bireylere dönüştürülürler.
Yani eğitim sistemi bile kötü haldeyken bir de diğer engellerin haddi hesabı yoktur.
Yorum Yazın
Eğer zenginsen bunlarını hiçbirini takmazsın. Ne toplumsal ne de dini baskılar yapılabilir sana. Zengin bir karısını aldatsa yasak aşk oluyor ,biz bir kızla ... Devamını Gör
Çok doğru ve alkışlanısı.
Okudukça daraldım ama ne doğru hepsi. Elinize sağlık