Brezilya Dizilerini Aratmayan Entrikalarıyla Pembe Dizi Gibi Çizgi Film: Şeker Kız Candy
Bir çoğumuzun annelerimizle birlikte oturup kaçırmadan izlediğimiz bir çizgi filmdi Şeker Kız Candy! Gözleri sürekli yaşlı gezen Candy'nin başından geçen talihsiz olaylara en az onun kadar biz de üzülürdük. O aşık olunca biz de olurduk. Öyle ki Anthony mi daha yakışıklı yoksa Terry mi diye arkadaşlarımızla tartışırdık. Çocukluğumuzun asi prensesi Candy'den çok şey öğrendik.
Brezilya dizilerini aratmayan entrikalarla dolu, pembe dizi tadında geçen bu çizgi filmde neler neler olmuştu en başından bir hatırlayalım. Hazırsanız, Şeker Kız Candy'nin dram dolu aşk hikayesine bir göz atalım...💃
Her şey soğuk ve karlı bir kış günü, minik Candy ve Annie’nin, bayan Pony ve Rahibe Maria tarafından Pony Yetimhanesi'nin önünde bulunmasıyla başlar.
Zaman içinde sıcak bir yuvanın hayallerini kuran Annie, zengin bir aile olan Brighton’lar tarafından evlat edinilir.
Annie'den geriye bir tek rakunu Kurin kalır.
En yakın arkadaşını kaybetmenin hüznüyle kendini dağa taşa vuran Candy, ağlayarak en sevdiği tepeye koşar. Orada gayda çalan İskoç prensini görür ve ona ilk görüşte aşık olur.
Bu sırada Leagan ailesi Candy'yi evlat edinmek ister. Bu ailenin arması, Prens’ten kalan broştaki armaya çok benziyordur. Prensine kavuşma hayalleri kuran Candy, Leagan ailesinin kızları olmayı kabul eder.
Eliza ve Neil'in aksine bu ailede iyi insanlar da vardır. Kötü kardeşlerin kuzeni olan Alistair, Archibald ve tepedeki prensin tıpkısının aynısı olan Anthony!
Bir de Candy'yi ölümden kurtaran, hayvan dostu ve evsiz Albert var ki bu adam aynı zamanda, Ardlay ailesinin reisi ve Candy'yi evlat edinen William Amca'nın ta kendisi!
Hayatının en mutlu günlerini yaşayan Candy, şerefine düzenlenen bir partide Anthony ile at üzerinde romantik bir gezintiye çıkar. Derken olanlar olur...
Saint Paul kolejine gitmek için Londra'ya doğru yola koyulan Candy, geminin güvertesinde ağlayan Terry Grandchester'i görür ve bir an için onu Anthony sanar...
Saint Paul koleji, oldukça disiplinli bir yatılı okuldur. Bütün zengin çocukları oradadır. Kimler kimler yok ki?
Kötü kardeşler Eliza ve Neil, kuzenleri Archie, Stear ve de Terry! Sonradan Annie de bu okula gelir ve Candy ile arkadaşlıklarına kaldıkları yerden devam ederler. Hatta hayatını kurtaran Albert da oradaki hayvanat bahçesinde görevlidir. Şansa bakın Candy'nin tüm tanıdıklar orada.
Terry de Candy gibi başına buyruk! Birbirlerine vurulan liseli aşıklar sık sık okul kurallarını hiçe sayarak gizlice buluşurlar.
Terry babadan zengin tabii okul falan umurunda değil. Sigarasını içsin alkolünü alsın keyfine baksın. Bir de mızıka çalsın. Tam bir romantik serseri! Anthony'den sonra Candy gibi bizim de kalbimizi çalmıştı.
Aşkı kendi kadar arkadaşlarının da tatmasını isteyen Candy; Annie ile Archie'nin, Patty ile de Stear'ın arasını yapar.
Annie ilk gördüğü andan beri Archie'ye aşıktır, Archie ise Candy'ye aşıktır. Archie bu aşk çıkmazından kurtulmaya karar verir ve kalbini Annie'ye açar. Mucit olmayı hayal eden ancak hiçbir icadı çalışmayan Stear ise kitap kurdu Patty'ye aşık olur.
İskoçya'da yaz okuluna giden liseli aşıklar mutlu mesut eğlenirken hepimizi ekrana kilitleyen o olay gerçekleşir ve Terry birden Candy’nin dudaklarına yapışır!
Terry ile ilk öpüşmesine şahit olduğumuz Candy, ne yapar dersiniz? İlk öpücüğünün böyle aniden gelmesine öfkelenir ve Terry'ye bağırır. Terry de tokadı aynen iade ederek Candy'ye bağırır. Öfkeli aşıklar, İskoçya'da işte böyle çılgın anlar yaşarlar. Neyse ki yaz biter ve Londra'ya geri dönerler.
Anthony'yi Candy’ye kaptıran Eliza, Terry'yi de kaptırmak istemez ve onlara birbirlerinin ağzından mektup yazarak ikisini gece vakti samanlıkta bastırır!
Dedik ya Terry dük çocuğu, bu nedenle piyango tabii ki bizim zavallı Candy'ye vurur! Kıskanç Eliza'nın hain planı tıkır tıkır işlemektedir ve baş rahibe Candy'yi okuldan atacaktır. Bunun üzerine Terry, baş rahibenin odasına gidip yumruğunu masaya vurur ve onun yerine beni gönderin der! Ama paragöz rahibe, Dük'ten gelecek maddi yardımdan mahrum kalmayı göze alamaz. Terry de çaresiz babasından yardım ister. Dük Grandchester, Terry'nin ondan izinsiz annesiyle görüştüğünü bildiğinden oğluna çok kızgındır, onu dinlemez bile. Bu arada ana oğlu barıştıran da yine bizim Candy'di.
Umutsuz ve romantik aşık Terry, bütün gece kapalı kaldığı hücrenin önünde Candy'ye mızıka çalar. Sabah olunca da pılısını pırtısını toplayıp annesi gibi oyuncu olmak için Amerika'ya giden ilk gemiye biner.
Okuldan atılacak olan Candy, hücreye kapatılmıştır. Kurin'in neden orada olduğunu merak ediyorsanız, hemen söyleyelim: Sahibi ne zaman üzgün olsa hissedip yardıma koşan sevimli Kurin, hücreye dışarıdan tünel kazarak girer. Candy, Kurin'in gelişi ve Terry'nin müziğiyle bir an olsun mutluluk gözyaşları döker. Oyuncu olmak için Amerika'ya gitmeye karar veren Terry, gitmeden önce Eliza'nın suçlu olduğunu ortaya çıkarır ve Candy'nin okulda kalmasını sağlar.
Tabii Candy'yi tutabilene aşk olsun! Terry'yi götüren geminin ardından ağlaya ağlaya helak olan kızımız, aşkının peşinden Amerika'ya gitmeye ve onu bulmaya karar verir.
Cezası sona erdiğinde, ilk iş olarak gizlice Terry'nin odasına giden Candy, odaya vardığında bir not bulur. Terry'nin Amerika'ya gittiğini anlayınca da hemen limana ulaşmaya çalışır ancak vaktinde yetişemez. Çaresiz büyüdüğü Pony Yetimhanesi'ne gider. Oraya vardığında ise Terry'nin kısa bir süre önce oradan ayrıldığını öğrenir, yine bir umut arkasından koşar ama geriye sadece kardaki ayak izleri kalmıştır. Bayan Pony ve Rahibe Maria'nın yanına döner ve onların anlattıklarını dinlerken gözyaşlarını gizler.
Yorum Yazın
Daha devamı da var yarım bırakmışsınız
Marmalade Boy izledikten sonra brezilya dizileri de neymiş diyorsunuz. İzlerken insanın beyni yanıyor.