onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Bizler Sınırlarımızla Güzeliz, Eksiklerimizle Tamız

etiket Bizler Sınırlarımızla Güzeliz, Eksiklerimizle Tamız

Burçak Yüce
03.09.2022 - 19:46

İnsan ancak bir şeyin varlığında yokluğunu anlayabilir.

Ömründe sevgiyi, ilgiyi hiç tatmamış, etrafında görmemiş insan onun yokluğunda eksikliğini hisseder mi?

Hele biraz sevgi ve ilgi görelim ve o ilgi biraz eksilsin, canımız sıkılmaya, keyfimiz kaçmaya başlar.

Aç olduğunuzu anlamak için tokluğu bilmeli,

Karanlığı tanımlamak için aydınlığı keşfetmeli,

Soğuğu bilmek için evvelden sıcağı hissetmeliyiz.

Eksiklerimizi de tamları keşfederek idrak edebiliriz.

Aslında eksik demek yanlış olur. Sadece yaşamamızı kolaylaştıran sınırlar dersek daha yerinde olur.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Misal biz her frekanstaki ışığı göremeyiz. Hatta ışık tayfında algılayabildiğimiz aralık çok dardır. Daha iyi anlayabilmeniz için ışık spektrumunu şekille göstermek isterim:

Misal biz her frekanstaki ışığı göremeyiz. Hatta ışık tayfında algılayabildiğimiz aralık çok dardır. Daha iyi anlayabilmeniz için ışık spektrumunu şekille göstermek isterim:

Aslında ışık dediğimiz fiziksel olgu, bir elektromanyetik dalgadır. Hatta etrafımızda gördüğümüz her şey elektromanyetik dalgadır, frekanstır ve her maddenin frekansı vardır ve farklıdır. 

Bizler ne radyolarımızdaki, cep telefonlarımızdaki radyo dalgalarını, ne de mikrodalgalarımızdan salınan mikrodalgaları görebiliriz. Televizyonumuzu yönetmek için kullandığımız uzaktan kumandalarımızdan salınan ve termal kameralarla gece görüşüne imkân tanıyan kızılötesi ışınları da çıplak gözle görmemiz olası değildir. LED’lerden, sterilizasyon cihazlarına kadar kullanılan morötesi ışığı da arıların görebildiği gibi gözlemleyemez ama tıpkı diğer elektromanyetik dalgalar gibi varlığını etkileriyle keşfederiz. Etki demişken röntgen çekiminde kullanılan X ışını ve özellikle radyoaktif Gama ışını tahribat gücü yüksek ışınlardır çünkü frekansları çok yüksektir. Şekilden de görüleceği üzere frekans sağa doğru gittikçe artar. Burada radyo dalgalarının diğer ışınlara kıyasla çok daha zararsız olduğunu söylemek mümkündür. Neyse ki X ve Gama ışınları gezegenimizi koruyan atmosfer tabakamızdan geçememektedir.

Görme olayındaki hassas dengelere ise burada hiç girmiyorum. O başlı başına bir başka yazımın konusu olacak.

Gelelim işitme sistemimize...

Muhtemelen her frekanstaki sesleri de işitemediğimizi ve her canlının farklı işitme aralığı olduğunu bilmekteyiz.

Mesela sağlıklı bir insanın duyabildiği ses frekansı 20-20000 Hz aralığındadır. Frekans sesin ince veya kalın yani tiz veya pes olma durumudur. Bu sebepten kadınların sesi genel olarak erkeklerden daha tizdir ve frekansı daha yüksektir.

İşitebildiği sesin şiddeti ise 0-120 dB’dir. Bu özellik de sesin kısık ya da gürültülü olma halidir. Yani kısaca kısık sesle konuşmakla bağırmak arasındaki farkla ilgilidir.

İşitebildiği sesin şiddeti ise 0-120 dB’dir. Bu özellik de sesin kısık ya da gürültülü olma halidir. Yani kısaca kısık sesle konuşmakla bağırmak arasındaki farkla ilgilidir.

Yıllar öncesinden bir filmi anımsadım şimdi. Film komedi türündeydi lakin felsefesi beni hüngür hüngür ağlatmıştı.

“Aman Tanrım” 

Jim Carrey başroldeydi. 

Oynadığı karakter Bruce her şeyden şikâyet eden tatminsiz, mutsuz bir tipti. Bir gün bulunduğu durumdan mustarip halde Tanrı’ya yalvarmış, Tanrı insan kılığında karşısına çıkıp (Morgan Freeman) kısa süreliğine ona kendi güçlerini vermişti. Bruce artık her sesi duyabilen, kapalı kapılar ardında olan biteni görebilen, işittiği tüm duaları kabul eden bir kişi oluvermişti. 

Ne güzel bir dünya değil mi?

Hayır değil! 

Çünkü bir süre sonra olmadık duaların kabul olmasıyla dünyadaki dengeler değişmiş, düzen alt üst olmuştu.

Bruce ise gece yastığa başını koyduğunda yerde yürüyen karıncanın dahi sesini duyup uykusuz kaldıkça, kalabalık ortamlardaki işittiği tüm seslerle başı ağrıdıkça, insanların düşüncelerini okumaya başlayıp arkadaş ilişkileri bozuldukça dünya çekilmez hale gelmiş ve acizliğini idrak ederek Tanrı’dan affını dileyip kusurlarının nimet olduğunu idrak etmişti. İşte beni de ağlatan Bruce’nin acizliğini hissederek pişman olduğu, tüm sınırlamaların gerekli olduğunu hissettirdiği o sahneydi. 

Hatta yazım bitince tekrar izlerim belki…

Hülasa arada düşünce okumayı, kanatsız uçabilmeyi, görünmez olmayı dilesek de biz sınırlarımızla güzeliz, eksiklerimizle tamız. 

Yeter ki Allah insanı gördüğünden geri koymasın ve görgüsüz yapmasın.

Sosyal mesajımı da verdim.

Bugünlük çekilebilirim.

Esen kalın efendim :)

Facebok

Instagram

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
11
7
3
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Ayşe Yüce

Tebrik ediyorum

Burçak Yüce

Çok teşekkür ederim

move giris

vaovv https://buyuksehiryapi.com