onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Bir Gün Herkese Lazım Olabilir: Su Basma Tehlikesine Karşı Nasıl Önlemler Alınabilir?

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

Bir Gün Herkese Lazım Olabilir: Su Basma Tehlikesine Karşı Nasıl Önlemler Alınabilir?

Son günlerde Türkiye’nin birçok bölgesinde etkili olan kuvvetli yağış ve fırtına sebebiyle deniz ile yollar birleşti. Birçok evde su basması yaşanırken, yollardaki araçlar da sular altında kaldı. Uzmanlar, su basmasına karşı alınabilecek önlemleri açıkladı.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Türkiye’de son zamanlarda özellikle denize kıyısı olan illerde yaşanan ekstrem hava olayları dikkat çekiyor.

Türkiye’de son zamanlarda özellikle denize kıyısı olan illerde yaşanan ekstrem hava olayları dikkat çekiyor.

Kuvvetli yağış, şiddetli fırtına ve basıncın ani düşmesi sebebiyle birçok ilde deniz taştı ve yollar su altında kaldı.

Kuvvetli yağış, şiddetli fırtına ve basıncın ani düşmesi sebebiyle birçok ilde deniz taştı ve yollar su altında kaldı.

İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, su basma tehlikesine karşı naylon ve kum torbasıyla önlem alınması gerektiğine dikkat çekti.

İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, su basma tehlikesine karşı naylon ve kum torbasıyla önlem alınması gerektiğine dikkat çekti.

Fırtınanın etkilerini anlatan Kadıoğlu, "Özellikle deniz kıyılarındakilerin etkilenmesi daha farklı olabiliyor. Rüzgâr belli bir yönde estikçe suyu o yönde biriktiriyor ve kabartıyor, dalgalarla beraber. Bununla beraber alçak basınç merkezi 960-980 gibi değerlere düştüğü zaman onlar da vakum gibi deniz suyunu emerek kabartıyorlar. Deniz kabarması ve dalga büyüklüğü kıyı sellerine sebep oluyor. Türkiye meltem ve gelgitlerden etkilenmiyor ama bu fırtınaların rüzgâr yönüyle ve özellikle rüzgar uzun mesafeden geliyorsa dalga büyüklüğü çok yüksek oluyor kıyılarda. Alçak basınçla birleştiği zaman kıyılarda kıyı selleri oluyor. Biz kıyılardaki deniz su seviyesi yükselmesini yıl içinde 50 santimetre kabul ediyoruz. 50 santimetrelik yükseklik var kıyılarda, bu dalga ve deniz kabarması 1 metreye, 2 metreye yaklaştığı zaman arazi de düzse, su oldukça içeri girebiliyor. Bu şekilde de kara ve deniz birleşti gibi sözler duyuyoruz" dedi.

Fırtınanın etkilerini anlatan Kadıoğlu, "Özellikle deniz kıyılarındakilerin etkilenmesi daha farklı olabiliyor. Rüzgâr belli bir yönde estikçe suyu o yönde biriktiriyor ve kabartıyor, dalgalarla beraber. Bununla beraber alçak basınç merkezi 960-980 gibi değerlere düştüğü zaman onlar da vakum gibi deniz suyunu emerek kabartıyorlar. Deniz kabarması ve dalga büyüklüğü kıyı sellerine sebep oluyor. Türkiye meltem ve gelgitlerden etkilenmiyor ama bu fırtınaların rüzgâr yönüyle ve özellikle rüzgar uzun mesafeden geliyorsa dalga büyüklüğü çok yüksek oluyor kıyılarda. Alçak basınçla birleştiği zaman kıyılarda kıyı selleri oluyor. Biz kıyılardaki deniz su seviyesi yükselmesini yıl içinde 50 santimetre kabul ediyoruz. 50 santimetrelik yükseklik var kıyılarda, bu dalga ve deniz kabarması 1 metreye, 2 metreye yaklaştığı zaman arazi de düzse, su oldukça içeri girebiliyor. Bu şekilde de kara ve deniz birleşti gibi sözler duyuyoruz" dedi.

Kadıoğlu, "Deniz kıyıları, dere yatakları, göl kıyıları Kıyı Kanunu'na göre düzenlenmiştir. Binaların deniz kıyılarında kıyı çizgisinden en az 100 metre içeride olması gerekir. Bu da yetmeyebilir, arazi düz olduğu zaman su gelip bu binalara zarar verebilir, o yüzden kıyılardaki binaların da su basma seviyelerinin yüksek olması gerekiyor. Bunlara dikkat etmediğimiz zaman aynı dere yatağındaki gibi kıyılarda da binaları su basar. Meteoroloji tahminlerine, özellikle dalga yüksekliği ve rüzgar yönüne bakarak deniz kıyısındaki bu sürekli su basan yerlerin mutlaka fırtına öncesi kapı pencere önlerine naylon serip, üstüne de kum torbaları koyarak suyun içeri girmesinin önlenmesi gerekiyor. Su içeri girdikten sonra tahliye pek bir anlam ifade etmiyor, çünkü su içeride bir tahribat yapıyor. Beton ve ahşap yüzeyler suyu yuttukça kusmaya başlıyor. Bu da sağlık problemlerine neden oluyor." ifadelerini kullandı.

Kadıoğlu, "Deniz kıyıları, dere yatakları, göl kıyıları Kıyı Kanunu'na göre düzenlenmiştir. Binaların deniz kıyılarında kıyı çizgisinden en az 100 metre içeride olması gerekir. Bu da yetmeyebilir, arazi düz olduğu zaman su gelip bu binalara zarar verebilir, o yüzden kıyılardaki binaların da su basma seviyelerinin yüksek olması gerekiyor. Bunlara dikkat etmediğimiz zaman aynı dere yatağındaki gibi kıyılarda da binaları su basar. Meteoroloji tahminlerine, özellikle dalga yüksekliği ve rüzgar yönüne bakarak deniz kıyısındaki bu sürekli su basan yerlerin mutlaka fırtına öncesi kapı pencere önlerine naylon serip, üstüne de kum torbaları koyarak suyun içeri girmesinin önlenmesi gerekiyor. Su içeri girdikten sonra tahliye pek bir anlam ifade etmiyor, çünkü su içeride bir tahribat yapıyor. Beton ve ahşap yüzeyler suyu yuttukça kusmaya başlıyor. Bu da sağlık problemlerine neden oluyor." ifadelerini kullandı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Alınabilecek tedbirleri aktaran Kadıoğlu, "Meteorolojik tahminlere dikkat etmemiz gerekiyor, sonrasında Kıyı Kanunu'na göre kıyılardan en az 100 metre uzak olmak gerekiyor. Sonra arazinin düzlüğüne göre su basma seviyesini yüksek tutmamız lazım. Meteorolojik tahminler verildiği zaman, sürekli su basan yerlerde ki; İzmir'de deki problemler, 1998'de olmuş, 2009'da da olmuş bunlar. Bunlar biliyor kendilerini ve bu problemi yaşadığını. Bu yerlerde naylon örtü alınması, naylon örtü üzerine koyacakları kum torbalarını şimdiden hazır tutmaları gerekiyor" şeklinde konuştu.

Alınabilecek tedbirleri aktaran Kadıoğlu, "Meteorolojik tahminlere dikkat etmemiz gerekiyor, sonrasında Kıyı Kanunu'na göre kıyılardan en az 100 metre uzak olmak gerekiyor. Sonra arazinin düzlüğüne göre su basma seviyesini yüksek tutmamız lazım. Meteorolojik tahminler verildiği zaman, sürekli su basan yerlerde ki; İzmir'de deki problemler, 1998'de olmuş, 2009'da da olmuş bunlar. Bunlar biliyor kendilerini ve bu problemi yaşadığını. Bu yerlerde naylon örtü alınması, naylon örtü üzerine koyacakları kum torbalarını şimdiden hazır tutmaları gerekiyor" şeklinde konuştu.

Kadıoğlu, "Her şeyi yanlış yapıp bütün suçu iklim değişikliğine atmanın bir anlamı yok. İklim değişikliğini günah keçisi olarak kullanıyoruz. Hiçbirşeyi normalde yapmayarak iklim değişikliğine suçu atıp bu problemden uzak durmak, masum olduğumuzu söylemek doğru bir yaklaşım değil. Diyelim ki iklim değişikliği yöneticiler tarafından gerçekten ciddiye alınıyorsa, iklim değişikliği ile beraber geçmişten gelen bu problemin daha çok artacağını, daha sık ve şiddetli yaşanacağını düşünürsek, bir an evvel tedbir alınması; yapılması gereken kentsel dönüşüm müdür, kıyılardaki tsunamide alınan önlemler gibi betonla yükseltmek midir, gerekli yapısal önlemlerin alınması gerekiyor. İklim değişti böyle oldu demek, işin içinden çıkmak doğru bir yaklaşım değil" dedi.

Kadıoğlu, "Her şeyi yanlış yapıp bütün suçu iklim değişikliğine atmanın bir anlamı yok. İklim değişikliğini günah keçisi olarak kullanıyoruz. Hiçbirşeyi normalde yapmayarak iklim değişikliğine suçu atıp bu problemden uzak durmak, masum olduğumuzu söylemek doğru bir yaklaşım değil. Diyelim ki iklim değişikliği yöneticiler tarafından gerçekten ciddiye alınıyorsa, iklim değişikliği ile beraber geçmişten gelen bu problemin daha çok artacağını, daha sık ve şiddetli yaşanacağını düşünürsek, bir an evvel tedbir alınması; yapılması gereken kentsel dönüşüm müdür, kıyılardaki tsunamide alınan önlemler gibi betonla yükseltmek midir, gerekli yapısal önlemlerin alınması gerekiyor. İklim değişti böyle oldu demek, işin içinden çıkmak doğru bir yaklaşım değil" dedi.

Bu haber de ilginizi çekebilir 👇

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Ankara Üniversitesi Tarih Bölümü’nde okuduktan sonra her zaman daha fazla ilgi duyduğum habercilik sektöründe çalıştım. Gazete ve internet sitelerinin çeşitli departmanlarında görev aldıktan sonra 2021 yılında beri Onedio’nun bünyesinde bulunmaktayım. Doğru ve yorumsuz şekilde Türkiye ve dünyadan haberleri sizlere ulaştırmak için buradayım.
Tüm içerikleri
right-dark
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
2
1
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Akin Karabulut

Avrupada o onlemi devlet aldigi icin bilemiyecegiz kusura bakmayin dermisim.

ipimle kuşağım

kıyı kanununa göre kordon zaten başlıca bir garabet. hepsini yıkın ne halleri varsa görsünler. şehrin oksijenine çökmüş sonradan görmeler düşünsün...