Başarılı Girişimci İzzet Pinto’nun Hayat Hikayesinden Çıkarılacak 9 Önemli Ders

İzzet Pinto, Türk dizileri ve TV Formatlarını yurt dışına satan bir Türk. Hayat hikayesiyse bundan çok daha fazlası. TEDx konuşmasını mutlaka izlemeli.

Peki “shoe business”tan bugünlere gelen bu adamın hayatından ve tecrübelerinden ne dersi çıkartmalıyız?

İzzet Pinto, Amerika’da üniversite okuyacakken 17 yaşında “okumak bana göre değil” diyerek ticarete atılıyor. Pek çok insanın veremeyeceği bir karar. Ama bunun için çok mantıklı bir açıklaması var; “Okumanın bana göre olmadığını anladım, ticaret yapmaktan keyif alıyordum.”

İzzet Pinto, hayalperest olarak adlandırıldığını ancak asıl hayalperestlerin sadece ayağı yere basmayan, saçma fikirleri olan insanlar olduğunu söylüyor. Ve onu hayalperestlerden ayıran özelliğinin kurduğu hayalleri gerçekleştirmek için sürekli adım atması olduğunu ekliyor.

Bir ayakkabı satıcısıyken kuzeninin yazdığı kitabı okumasıyla tüm hayatı değişiyor İzzet’in. Hiçbir bilgisi olmasa da bu kitabı da ayakkabıları sattığı gibi satacağına inanıyor ve macerası başlıyor.

Hedefleriniz hep daha fazlası olsun. Daha fazlası için çalışın. İzzet, hiçbir tecrübesi olmayan kitap satma işine “Ben bunu tüm dünyaya satarım.” Diyerek atılmış.

Ne kadar deneyip, ne kadar yenildiğinizin hiçbir önemi yok. Cesur olun ve devam edin. Asla vazgeçmeyin. Şu an tüm dünyaya Türk dizilerini ve TV Formatlarını satan İzzet Pinto, bu işe gelene kadar tam 20 iş değiştirip hepsinde başarısız olmuştu.

20 işte başarısız olup, 21.yi deneyen İzzet Pinto’nun şirketi şu an dünyanın en hızlı büyüyen distribütörü seçildi. İzzet,

MediaCat’in 2015 en yaratıcı 50 kişi listesine girdi ve bütün bunlar, inandığı şeylerin peşinde koşması ve şans beklemek yerine kendi şansını yaratmaya çalışması sayesinde oldu.

Yapmak istediğiniz şeyi bulduğunuzda ve inandığınız bir işe başladığınızda her zaman yaratıcı olun. Herkesin yapacağını değil, daha fazlasını düşünün. İzzet Pinto, Tarkan’ın İngilizce albümünü dinlediğinde “Ben bu albümü Uzak Doğu’ya pazarlarım.” Diye düşünmüş.

İzzet Pinto, kurduğu tüm hayallere, kendi için çizdiği tüm yollara cebinde güçlü bir anahtarla çıkmıştı; ikna kabiliyeti. Öyle

ki cebinde hiç parası yokken, inandığı bir işi kurmak için yeni tanıştığı bir reklamcı olan Levent Özdemir’i ikna ederek 10.000 Euro borç aldı. Hatta borç bile denemez, Levent Özdemir’i “Eğer bu iş tutarsa sana 20.000 Euro veririm, tutmazsa paran çöp!” diye bir kumara ikna ederek aldı bu parayı.

İzzet Pinto’nun babasından 8 yaşında aldığı bu ders, tüm hayatını üzerine kurduğu en büyük değer olmuş. Herhalde tüm dünyada başarılarıyla anılan, büyük Türk girişimcilerinden biri olan İzzet’in hayatından alınacak en önemli ders bu olabilir.